Dışişleri Bakanı Davutoğlu, düşürülen uçağımızın “Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de dikkate alarak radar sistemimizi test için eğitim uçuşu” yaptığını söyledi.

Uçağımız Kıbrıs’ın sivri tarafı, Zafer Burnu’nun güneyine kadar uçup dönerken, uluslararası hava sahasında vuruldu.

Uçağın bu seyri, CNN Türk’ün radar kayıtlarına göre çizdiği yukarıdaki haritada görülüyor.

Oralarda ne işimiz var, denilebilir mi?

Doğu Akdeniz

Evvela Türkiye’nin petrol terminali olan Ceyhan için İskenderun Körfezi ve Doğu Akdeniz son derece önemli bir güvenlik sahasıdır. Yüzbaşı Gökhan Ertan ve Teğmen Hasan Aksoy’un yönetimindeki uçak özel bir kasıtla kalkmamıştır. Bu uçuşlar eskiden beri yapılmaktadır ve yöreyle ilgili hava savunma sistemlerimizi kontrol eden radarlar bu uçuşlarla test edilmektedir.

Bütün Doğu Akdeniz açısından, Davutoğlu’nun Deniz Kuvvetleri’nin görevleri itibariyle söylediği şu sözü de hatırlamakta yarar var:

“Doğu Akdeniz’de en uzun kıyısı bulunan sahildar devlet olarak, Türkiye Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacaktır.” (Hürriyet Planet, 4 Eylül 2011)

Sismik araştırma gemisi de göndermemiş miydik?

Radar kayıtları

Türk radar kayıtlarına göre, uçağımız saat 11.40’ta, dönüş sırasında bilmeyerek Suriye hava sahasına girmiş ve Ankara’daki merkez kumandanın uyarısıyla üç dakika içinde çıkarak uluslararası hava sahasına geçmiş, saat 11.58’de, Suriye sahillerinin 13 mil açığında vurularak 8 mil açığına düşmüştür. Alttaki haritada bu görülüyor.

Aksini iddia edenler, mesela Suriye ya da Suriye’nin iddiasını desteklerse Rusya, kendi radar kayıtlarını ortaya koymalı.

Özellikle Rusya, Türkiye’nin dostu bir ülkedir. Suriye’nin Tartus limanında Rusya’nın üssü vardır, Rus radarlarının kaydetmemiş olması mümkün mü?

Suriye özür dileyecek

Suriye’nin uçak düşürmesinin savunulabilir tarafı yoktur. Özür dilemek ve tazminat ödemek zorunda kalacaktır. Uluslararası hukukta yazılan budur. Ama siyasi olarak olay bitmeyecektir.

Özür ve tazminat, bu saldırının asgari yaptırımıdır. Bunun ötesi vardır, hiçbir devlet böyle bir şeyi cezasız bırakmaz!

Ne yapar mesela? Tabii zamana, cezalandırma için ortaya çıkacak fırsata ve planlamaya bağlı... Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen, “Siz de yanlışlıkla bir Suriye uçağını düşürürsünüz” dedi mesela... Ya da başka bir şey, şimdiden kestirilemez.

Suriye niye bunu yaptı?

Tabii insanın aklına geliyor, Suriye de bir uçağımızın birkaç dakikalık sınır ihlalini “fırsat” sayarak Türkiye’yi cezalandırmak mı istedi? Yanlışlıkla vurmadıysa amacı başka ne olabilir?

Beşar Esad da bilmektedir ki, Türkiye bir uçağı düşürüldü diye savaşa girecek bir kabile devleti değildir. Esad, savaş tehlikesi olmadan Türk uçağını düşürerek kendi halkına, Türkiye’ye ve herkese güçlülük mesajı vermek istemiş olabilir. Sonra da sürecin gidişatına göre özür ve tazminatla olayı kapatmayı planlamış olması mümkündür.

Yanlışlıkla değil kasten vurduğuna göre, bunun başka bir sebebi olabilir mi?

Türkiye’nin siyasi tepkisi bundan sonra benzer teşebbüsleri caydıracak sertlikte olmalıdır elbette.

Uluslararası toplum da kendi aklının katili olan Suriye rejimini benzer maceralardan caydıracak bir tepki göstermelidir.(HÜRRİYET/ TAHA AKYOL)