Tıpkı Yalova"daki Masal Köyü"nde olduğu gibi... Önce bomboş bir arazi, ardından oraya dokunan sihirli eller ve üzerine gelip konan harika ekolojik evler... Uğur Karas-Tuğçe Güder çifti, o sıcak yuvanın kapısını Ev Bahçe dergisi için araladı.

Yazdan kalma bir günde düşüyor yolumuz Yalova"daki Masal Köyü"ne. Kocaman demir kapının açılmasının ardından tırmanmaya başlıyoruz dik yokuşları... Tepedeki toprak evi görür görmez çarpılıyoruz! Ağaçların koynundaki ev, tüm sıcaklığıyla karşılıyor bizi.
Yakından görünce daha da etkileniyoruz. Duvarlar toprak ve saman karışımı. Bazı bölümlerdeyse dere taşları ve ahşap kullanılmış. Burayı tanımlarken “yüzde yüz doğal” demek en doğrusu galiba. Biz meraklı meraklı incelemeye devam ederken, bu evin ve Masal Köyü"ndeki diğer 55 evin yaratıcısı Uğur Karas ile eşi Tuğçe Güder çıkıp geliyor içeriden.

“Doğrusu bu kadar şirin bir yerle karşılaşacağımızı tahmin etmemiştik” deyince gülümseyip teşekkür ediyorlar. Bahçenin ardından evi geziyoruz bu kez. Ve koyu bir sohbet başlıyor.

DEĞERİNİ BİLMEYENE BU EVLERİ SATMAYIZ

Günümüzde köy yaşamının, köylerdeki gibi kerpiç ve toprak evlerin masallardaki kadar uzak olduğunu düşünüyormuş Uğur Karas... O nedenle de burayı hayata geçirmeye karar vermiş. Yalova tercihi yerinde, çünkü İstanbul"a yakın olması yaşayanlar için büyük avantaj...
Evlerin hepsinde yaşanmıyor şu anda ve hâlâ satılmayı bekleyen pek çok ev var. “Ancak kış sonuna doğru yaklaşık 15 aile buraya yerleşmiş olacak” diyor Karas... Amacı burada samimi, sıcak dostlukların kurulacağı bir ortam yaratmak... Tam da bu yüzden, bin bir emekle ortaya çıkardığı bu evleri kolay kolay satmadığını ve mutlaka değerini bilene gitmesi gerektiğini belirtiyor.
Çünkü Uğur Karas doğayla iç içe yaşamı sevmenin, içten gelen bir şey olduğunu ve zorla öğrenilemeyeceğini düşünüyor. Buraya gelip, evleri ucuz bulup satın almayan insanlar olduğundan bahsediyor. şaşırıyoruz, hem de çok...

KALPLİ PANJURLAR TAŞ DUVARLAR

Kalpli panjurlar, sandalyeler, deve kuşu yumurtalarından ışıklandırmalar, dere taşlarıyla süslü duvarlar... “Nasıl, nereden aklınıza geldi bunca şey Uğur Bey?” diye sorunca, içinden geldiğini ve hepsini baştan sona kendisinin tasarladığını anlatıyor. Evin içindeki her bir parça ekolojik yapısıyla tamamen uyumlu ve çoğu da sahibinin marifetli ellerinden çıkma...

Ülkemizde bu tip kerpiç yapıların artık çoğunlukla köylerde olduğunu ama mutlaka insanların bu konuda bilgi sahibi olup, böyle yapıların artması gerektiğini düşünüyor. Çünkü bu yapılar çevre ve insan sağlığı açısından son derece faydalı... Kullanılan malzemelerin hepsi doğal... Ev, toprak yapısı sayesinde yazları serin, kışlarıysa sıcak oluyor. Duvarların nefes alabilmesi en önemli özelliklerinden.

“Kerpiçin üzerine sıvama yapmıyoruz, doğal haliyle bırakıyoruz” diyor Uğur Karas ve suya da çok dayanıklı olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Doğru kullanıldıktan sonra topraktan daha dayanıklı malzeme olabilir mi zaten?”

Üstelik sadece toprağın değil, dere taşlarının bile bir anlamı olduğunu, insandaki tüm negatif elektriği aldığını vurguluyor. “ınsan böyle bir evde sabah uyandığı zaman nasıl da enerjik ve mutlu olur kim bilir?” dediğimizde ise “Kesinlikle öyle. Aksi takdirde 200 dönüm arazinin üzerindeki 55 evin işleriyle uğraşmak asla bu kadar kolay olamazdı. Burada solunan hava insanı günlük streslerden uzaklaştırıyor ve böylece işler daha kolay yürüyor” diye karşılık veriyor. Doğru söze ne denir!

BAHÇE İŞLERİNDEN TUĞÇE SORUMLU

Bahçe işleriyle ilgilenen genellikle Tuğçe Güder oluyormuş... Hatta Karas, eşinin bu konuda kendisinden çok daha iyi olduğunu itiraf ediyor.
Güder, şehirden sonra buradaki hayata alışmakta hiç zorlanmadığını söylüyor. Burası kısa süre sonra doğacak oğulları için de çok sağlıklı. Bahçede ağırlıklı olarak sebze yetişiyor. Sebze bahçesinin önünde yerleştirilen tahta tabelada “Organik bahçeme hoş geldiniz” yazıyor./hürriyet