Aradan geçen 10 yıl sonra bile acısını aynı şiddette hissediyorlar.
 
Chowdhurry ailesinin ABD hikayesi, 19 yıl önce ülkeleri Bangladeş'in özellikle tek kızları için gelecek ve güvenlik sağlamaması nedeniyle, okyanusun ötesindeki "rüya ülkesine" taşınma kararıyla başladı.
 
Baba Sharif Chowdhurry'e göre ABD, "dünyanın en güvenli ülkesi"ydi, kızı Shakila Yasmin'i de çok güzel bir gelecek bekliyordu. Babanın tüm bu hayalleri, kızının üniversitesi bitirip Dünya Ticaret Merkezi'nde işe başlaması ve hayatını Nurul Haque Mian ile birleştirmesiyle neredeyse gerçekleşmişti.
 
Hatta, ziyarete gidip, 97. katta çalışan kazının işyerini ilk gördüğünde, burasının dünyanın "en güvenli binası" olduğunu düşünen baba Chowdy'e kader, bunun ne kadar yanlış olduğunu kısa bir süre sonra tarifsiz bir acıyla gösterdi.
 
-11 EYLÜLLE YIKILAN HAYALLER, ÜMİTSİZ ARAYIŞLAR-
 
AA muhabirine, 11 Eylül saldırıları sonrasında yaşadıklarını anlatan Chowdhurry, Dünya Ticaret Merkezi'ne uçak çarptığını ilk söylediklerinde bunun küçük bir kaza olduğunu düşündüklerini ama binanın çöktüğünü duyunca önce inanamadığını ardından da endişeye kapıldığını söyledi.
 
Eve döndüğünde eşini ağlıyor bulan Chowdhurry, kızından haber almak için yetkilileri aradıklarını ama yolların kapalı olması nedeniyle ancak iki gün sonra yaşadıkları Virginia eyaletinden New York'a gidebildiklerini anlattı.
 
Chowdburry, New York'ta kızları ve damatlarını bulmak için binanın çevresinde bakmadık taş altı, gezmedik hastane bırakmadıklarını ama ümitsiz şekilde evlerine döndüklerini dile getirdi.
 
-AİLENİN CENAZE UMUTLARI DA BOŞA ÇIKTI-
 
Chowdhurry, 15 gün sonra yetkililerin kendilerini arayarak, kızlarının dokusunu bulunduklarını belirtiğini ve isterlerse bunu alabileceklerini ama cenazeyi istiyorlarsa DNA için bu dokuya ihtiyaçları olduğunu ifade ettiklerini söyledi.
 
Kızlarının en azından bir mezarı olabilmesi için beklemeye karar veren aile, bu umutlarının gerçekleşmeyeceğini ise 4 yıl sonra öğrenebildi.
 
Ama anne Crowdhurry, hala kızının cenazesini bekliyor ve istiyor, yıllarca bu ümitle yaşayan anne, kızının, ziyaretine gidip dua edeceği bir mezarı olmamasından derin üzüntü yaşadığını belirtti.
 
-"BUNLAR MÜSLÜMAN DEĞİL"-
 
Duygularını "Dünyanın en güvenli ülkesi diye geldik ama öyle değilmiş" sözleriyle anlatan baba Chowdburry, saldırıyı gerçekleştirenlerin bunu "İslam" adına yaptığını duyunca neler hissettiğini ise şöyle anlattı:
 
"Tek kelimeyle kızgınlık. Bu insanlar masum insanlardı, bu binada çalışıyorlardı, neden bu insanları öldürürsün. İslam'da masum insanı öldürmek yoktur. Bunların hiçbir dini yok, bunlar sadece terörist, hiçbir dine bağlı olamazlar. Müslüman olmadıklarını düşünüyorum sadece insanların, Müslümanlık sözleriyle kafasını karıştırmaya çalışıyorlar."
 
ABD'de, 11 Eylül olaylarında hayatlarını kaybedenler arasında Müslümanların da olmasının pek dile getirilmemesine yönelik soru üzerine Chowdburry, "Bana, 'Müslümanlar Hristiyanları öldürdü' dediklerinde, ben de 'Kızım ve damadım Hristiyan değildi, Müslümandı' diyorum. Saldırıda 6 Müslüman öldü. Bu teröristler Afganistan'da Ortadoğu'da yüzlerce Müslümanı öldürdü. Nasıl ölenlerin hepsinin Hristiyan olduğunu söyleyebilirler bilmiyorum, Müslümanlar da öldü" dedi.
 
-"HÜKÜMETTEN AYRIMCILIK GÖRMEDİK"-
 
Chowdburry, 11 Eylül olaylarında sonra yetkililer ile hükümetin kendilerine kızlarını bulmada çok yardımcı olduklarını ve 11 Eylül anıtına kızları ve damatlarının adını da yazdıklarını belirterek, Müslüman oldukları için kendilerine yönelik hiçbir ayrımcılık yapılmadığını kaydetti.
 
Anne Chowdburry kızının ölümüne neden olan teröristleri ise hiçbir zaman affedemediğini söyledi.
 
Kızı ve damadını hayat dolu, neşeli ve arkadaş canlısı olarak tanımlayın Chowdburry çifti, onları her an hatırlatmak için mutlu anlarından fotoğrafların süslendiği "anı" tablosu hazırlamış.
 
Birlikte en son geçirdikleri bayramdan, çocukluk ve düğün resimlerine, neşe dolu Yasmin'in hayatını karton tabloya sığdırmaya çalışan aile, zaman zaman kızlarının fotoğraflardaki gülen yüzüne bakıp hasret gidermeye çalışıyor, 11 Eylül saldırılarını ise nefretle anıyor.
 
AA