CHP Eski Genel Sekreteri Önder Sav, ''CHP, ayak oyunlarıyla, hukuk dolanarak, partinin eski yöneticileri horlanarak aldatıcı, cilalı sözlerle yönetilemez. Dürüstlükle, hukukun üstünlüğüne, parti içi demokrasiye, delegelerin haklı taleplerine saygı duyularak yönetilir'' değerlendirmesinde bulundu.

Sav, yaptığı yazılı açıklamada, uzun yıllar CHP'ye emek vermiş bir siyaset adamı olarak düşüncelerini açıkladığını, ''partideki belirsizlikleri, gerçekleri saptırma anlayışlarını ve örgütteki tedirginlikleri'' kamuoyuyla bölüşme gereği duyduğunu belirtti.

CHP yöneticilerinin ''özgürlükçü, daha demokrat, örgüte önem veren bir tüzük değişikliği'' sözü verdiklerini ancak 362 kurultay delegesinin yasal, tüzüksel taleplerinin yok sayıldığını savunan Sav, şunları kaydetti:

''Tüzüğün demokratikleşmesi için 8 aydır söylem geliştirip işin edebiyatını yapanlar 'Haydi yapın örgütün isteği doğrultusunda Kurultay toplayın' denilince, 'Hay hay gerekli imzalar gelsin Kurultayı toplarız' diyorlar. Alelacele ön almaya çalışıp 'Ben kendi kurultayımı toplarım' mantığıyla bir başka kurultayı toplum ve CHP gündemine taşıdılar. 8 aydır tüzük için taslak üstüne taslak geliştirenlerin, 'Parti hazırlıksızdı', 'Biz başka zamanda tüzük kurultayı toplayacaktık' bahaneleri arkasına saklanmaları, örgütten gelen haklı istek ve sesle alay edercesine, panik havası içinde, Şölen Kurultayı düzenlemeleri, haklı ve yasal girişimleri baskı altına alarak gerçekleşmesini önleme çabası olarak algılanmıştır, sırıtmıştır. Kurultay ilk gün toplanamadığı takdirde ikinci gün çoğunluk aranmadan yapılır, yasal hükmü de çiğnenmiştir.
Örgütün içindeki parti içi demokrasi ateşini Anadolu Ateşi ve benzeri etkinliklerle söndürmeye kalkmanın altında yatan nedenleri örgütümüz çok iyi kavramaktadır.''

Sav, CHP yöneticilerinin tüzük yapma tekniğinin acemisi durumunda olduğunu ve 'Ben yaparım olur, ben söylediysem en doğrusu odur' mantığı ile hareket ettiklerini iddia etti.

Olağanüstü tüzük kurultayı toplanması için verilen imzaların görmezden gelindiğini ileri süren Sav, ''Kurultayın gerçek delege sayısını bilmediği sözlerinden anlaşılan önemli görevdeki bir Genel Başkan Yardımcısının ağzından dökülen inciler, daha yere düşmeden parçalanmıştır'' ifadesini kullandı.

‘BAŞARISIZLIKLARINI, ÖRGÜTE YIKMAYA HAKLARI YOK’
''Başta Sayın Genel Başkan olmak üzere hiçbir CHP'li yöneticinin kendi başarısızlıklarını başkalarına, örgüte yıkmaya hakkı yoktur'' görüşünü savunan Sav, 18 Aralık'ta 2010'daki kurultayda, birlik ve beraberlik istemesine rağmen CHP üyesi bile olmayanların yönetici yapıldıklarını ifade etti.

CHP örgütünün, il ve ilçe kongreleri yapılmadan önce parti içi demokrasinin sağlanması için olağanüstü tüzük kurultayı talep ettiğini, ancak önlerinin kesildiğini iddia eden Sav, ''Örgütün haklı taleplerine üvey evlat muamelesi yapılmıştır'' değerlendirmesinde bulundu.

'PARTİNİN OYLARI YÜZDE 20'NİN ALTINA DÜŞTÜ'
Kurultay delegelerinin kamplaştırıldığını öne süren Sav, şunları kaydetti:

''Kurultay delegeleri, ev sahibi oldukları kurultayda misafir muamelesine tabi tutulmaya, köşeye sıkıştırılmaya, horlanmaya, dinleyici izleyici baskısıyla sindirilmeye çalışılmaktadır.

Cumhuriyet Halk Partili delegelerin yılmayacağını, hiç kimseden çekinmeden doğruları düşünüp uygulayacağını, kimi acemi politikacıların göremediğini üzülerek izliyorum.''

Anketlerde genel seçimlerin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen partinin oylarının yüzde 26'dan yüzde 20'nin altına düştüğünü savunan Sav açıklamasında, ''CHP, ayak oyunlarıyla, hukuk dolanarak, partinin eski yöneticileri horlanarak aldatıcı, cilalı sözlerle yönetilemez.

Dürüstlükle, hukukun üstünlüğüne, parti içi demokrasiye, delegelerin haklı taleplerine saygı duyularak yönetilir'' ifadelerine yer verdi.(aa)