Genel Kurulda milletvekillerinin sorularını yanıtlayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, köy korucularına aylık ücret ödendiğini, sağlık giderlerinin karşılandığını, sosyal güvencelerinin olduğunu belirterek, ''Ama daha iyi hale getirmek için çalışmalarımız devam ediyor'' dedi.

Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, belediyelerde ve il özel idarelerinde çalışan sözleşmeli personele ilişkin verilen sözlerin tutulup tutulmayacağına ilişkin soruya, ''Sözün gereği, söylenenin gereği AK Parti hükümetleri döneminde her zaman yerine getirilir, getirilmiştir. Dahası, AK Parti hükümetleri döneminde söz verilmeden de yapılan işlerin sayısı, söz verilenin yanında hatırı sayılır miktardadır'' yanıtını verdi.

Şahin, Ordu Korgan Belediyesinde, Belediye Başkanı'nın, kardeşine ihale verdiği yönündeki iddialara ilişkin soruşturmanın devam ettiğini söyledi.

Bakan Şahin, başka bir soruyu yanıtlarken, muhtarların resmi ofislerinin olacağına dair açık bir düzenlemenin bulunmadığını, ancak özel imkanlar, bağışlar, dernekler ve belediye yatırımları marifetiyle bu tür çalışma alanlarının oluşturulduğunu ifade etti. Muhtarların meselesinin komplike bir konu olduğunu, bazı mahallelerin 50, bazılarının 50 bin nüfusu barındırdığını, köyler için de ayrı durumun söz konusu olduğunu belirten Şahin, ''Muhtar ve muhtarlıkların zaman içinde fiili olarak aldıkları şekil, mevcut mevzuattaki karşılığının önüne geçmiştir. Bir kısmı da mevcut mevzuattaki karşılığını fiili olarak kaybetmiştir. Bu gerçeği tespit etme çalışması içerisindeyiz'' dedi.

-Önder ile Metiner arasındaki tartışma-

Görüşmelerde söz isteyen BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, yaşanan tartışmadan dolayı Genel Kuruldan özür diledi.

MHP ile BDP arasındaki görüş ayrılığının herkesin malumu olduğunu dile getiren Önder, ''Ancak Sayın Şandır ne zaman bu kürsüye çıksa, her türlü fikir ayrılıklarımızı birbirimizle kürsü vasıtasıyla tartışmamıza rağmen, yeri geldikçe 'Bu arkadaşlarımız burada kendilerini yalnız hissetmemesi gerekiyor' vurgusunu yapar'' diye konuştu. Önder, AK Parti'ye yönelik, ''Bir bu zihniyete bakın, bir de bu zihniyetin saldırganlığına bakın'' dedi.

AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner de söz alarak Genel Kuruldan özür diledi. Metiner, Önder'in, ''35 kişi can verirken neden 48 saat ses çıkarmadınız'' eleştirisine karşılık, ''35 vatandaş can verdiğinde, henüz hiç kimse konuşmadan bu olayın faillerinden hesap sorulacağını söyleyen ilklerden biriyim'' diye konuştu. Metiner, Önder'in, 'Seni Kahta meydanına davet ediyorum'' sözlerine karşılık olarak, şunları söyledi:

''Kahta meydanı orada. Kimin bu siyasette sandıklardan ne ölçüde boyunun ölçüsünü aldıklarını Kahta'ya gidip herkes öğrenebilir. Burada ucuz kahramanlıklara gerek yok. Hiç kimse ne Türklüğümüzün ne Kürtlüğümüzün onay mercidir. PKK'nın öldürdüğü binlerce Kürdün hesabını sormayan bir zihniyet, nasıl demokratlıktan bahseder. Kendinizden farklı her Kürdü Kürt olmamakla suçlayan ve kendinizi Kürtlerin onay merci olarak gören bu zihniyetinizle dibine kadar faşistsiniz. Bırakın herkes özgür olsun. Biz PKK'nın Kürdü değiliz, biz BDP'nin Kürdü değiliz. Bizim adımıza konuşmaktan vazgeçsinler.''

Yeniden söz alan Önder ise ''Gel, sen de ben de... AK Parti'nin arkasına sığınma. Adıyaman'da ikimiz de bağımsız aday olalım, bak bakalım dünya kaç köşeymiş. 'Faşist' lafı için de mahkemede hesaplaşacağız'' dedi.

-''Benim bilerek bir hareketim olmadı''-

Söz isteyen Bakan Şahin de Önder ile BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ın, kendisiyle ilgili olarak, bir hareket üzerine bazı değerlendirmede bulunduklarını belirterek, şunları söyledi:

''Benim bilerek bir hareketim olmadı. Böyle bir şey yapamadım. Varlığımdan rahatsız olduklarını biliyorum. Bazen elime, bazen ayağıma, bazen dudak hareketlerime bakarak anlam çıkarmaya başladılar. Galiba elimin parmaklarını da okumaya başladılar. Fakat bu kez ne Türkçe ne Kürtçe... Almanca okudular. Nasıl okudular bilemiyorum. Onlar Almanya'da galiba tecrübe sahibiler. Alman jest ve mimikleri ile eğitim almış olmalılar. Benim böyle bir hareketim olmadı. İftira atmada, yalancılıkta, saptırmada üstlerine yok. Otomatik olarak dünya şampiyonu ilan ediyorum. Yarışacak hiçbir grup, hiçbir milletvekili yok.

Önce 'Uludere'de 6 kişi gözaltına alındı' dediler. Bu 6 kişi savcılıkça davet edilmiş. Bir maksatla ifadelerine başvurulmak üzere çağrılmışlar ve serbest bırakılmışlar. Daha sonra devam eden adli çalışmada 4 kişi gözlem altına alınmış. Şu saat itibariyle durumlarını bilmiyorum. Belki serbest belki değillerdir. Tanık mı şüpheli mi onu da bilmiyoruz. Ama Uludere'de savcılık, Şırnak'ta adliye çalışmasın mı? Saldırılan kaymakamın konusu araştırılmasın mı? 35 canın tahkikatı yapılmasın mı? Bir taraftan 'niye yapmıyorsunuz' diye bir taraftan 'niye yapıyorsunuz' diye eleştiriyorsunuz.''

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da ''Yaptığı hareketler için 'farkında değilim' diyor. Ne konuştuklarının da farkında değil Sayın Bakan. Bu Genel Kurul, o hareketi, o davranışı nedeniyle Sayın Bakanı Genel Kurula o harekete yapmış olarak addeder. Ve bunun için de hem Bakanlıktan hem milletvekilliğinden istifa etmesi lazım'' dedi.

TBMM Genel Kurulunda, TOKİ'nin ve TMSF'nin kamuda eşit işe eşit ücret uygulamasını içeren 375 sayılı KHK kapsamından çıkarılmasını öngören kanun teklifinin çerçeve birinci maddesi kabul edildi.

TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, çalışma saatinin dolması üzerine, birleşimi 10 Ocak Salı günü saat 15.00'de toplanmak üzere kapattı.