Şişman (obese) ve çok yemek yiyen (obesus) kelimelerinden türemiş bir kelime olarak obezite, vücutta aşırı yağ depolanmasının sonucu ortaya çıkıyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, hormonal bozuklukların obezitenin en önemli nedenlerinden biri olduğunu söyledi: “Vücut, enerji depolarının durumunu, merkezi sinir sistemine bazı hormonlarla bildirilir. Bu hormonların görevi açlık-tokluk durumlarını beyne iletmektir.”

Obezitenin her yaşta görülebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Yazıcıoğlu, obezitenin diğer nedenleri ise enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar olarak sıraladı. Obezitenin kadınlarda daha fazla görüldüğünü vurgulayan Yazıcıoğlu, "Gebelik ve emzirme dönemlerinde süt yapar diye gereksiz gıdaların alınması; her doğumda alınan kiloların bir kısmının kalıcı olması; östrojen hormonunun yağ dokusunu arttırıcı etkisi, daha az hareketli yaşantıyla birleşince kadınlar için kilo alımı daha kolay olmaktadır. Bu nedenle ev işlerinin verdiği yorgunluk, aktif ve hareketli olmakla karıştırılmamalıdır. Günümüzde küçük çocuklarda ve ergenlerde de yanlış beslenme nedeniyle obezitede oldukça büyük bir artış görülmektedir" dedi.

SADECE ESTETİK SORUN OLARAK GÖRÜLMEMELİ

Obezite sadece kişinin görüntüsünü değiştirmek için giderilmesi gereken bir durum değil. Yazıcıoğlu, obezitenin, neden olduğu çok sayıda sağlık sorununun önüne geçmek için tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalık olduğunu bir kez daha vurguladı ve yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi:

"Obez olan kişilerde sıklıkla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, diyabet ve hatta kanser görülmektedir. Özellikle meme kanseri, rahim kanseri ve kalın bağırsak kanserlerine obez kişilerde daha sık rastlanır. Bazen ölümle bile sonuçlanabilen uyku apne sendromu, yani uyurken nefesin durması, obezitenin getirdiği tehlikeler arasındadır. Ayrıca dilin büyümesi nedeniyle horlama; boğazda reflüden dolayı yanma ve kronik farenjit de oluşabilecek hastalıklar arasındadır.

TEDAVİ BAŞARISI İÇİN YAŞAM TARZI DEĞİŞTİRİLMELİ

Tansiyon, şeker, insülin direnci, kolesterol, tiroid hormonları, böbrek üstü bezleri ve karaciğer kontrol edilmelidir. Bu parametreler değerlendirilerek tedavi edildikten sonra, tedavinin başarısı için, doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastaların yaşam tarzlarını kökten değiştirmeleri gerekmektedir. Bu aşamada beslenme ve diyet uzmanından ve psikolojik danışmandan destek alınması önemlidir."