Omurga tümörleri, kemik, sinir ve yumuşak doku gibi kısımlarda gelişebilen tümörlerdir. Tümörler omurganın boyun, sırt, bel ve kuyruk sokumu gibi bölgelerine oluşabilmektedir. Organizmanın herhangi bir alanında meydana gelen bir tümörün başka bir alana sıçraması da sıklıkla görülen bir durumdur.

Omurga tümörlerinin büyük bir kısmının vücudun diğer organlarından yayılan metastazlar olduğunu belirten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç.Dr. Eren Erdem, "Omurga metastazları sık karşılaşılan bir durumdur. Omurga metastazlarının çoğunluğu sırt ve bel kısmındaki omurga bölgesinde, daha seyrek olarak da boyun bölgesinde gözlemlenmektedir. Cerrahi teknolojideki gelişmeler, omurga metastazlarının tanı ve tedavilerinde de ilerleme sağlamıştır. Görüntüleme sistemleri sayesinde tedavilerde daha sistematik hareket edilebilmektedir" dedi.

BEL AĞRILARINIZI HAFİFE ALMAYIN!

Omurga tümörlerinin büyüdükçe farklı semptomlara neden olabileceğini vurgulayan Doç.Dr. Eren Erdem, "Tümörün belirtileri, omurga yapılarının zayıflamasından sonra artmaya başlayabilir. Tümörler, omurga yapısıyla birlikte sinir köklerine de bası yapar. Tümörün tipine göre oluşabilecek belirtiler de değişir. Ancak bel ve sırt ağrısı omurilik tümörlerinde yaygın bir erken belirti olarak karşımıza çıkar. Aynı zamanda tümör vücudunuzun diğer organlarını da etkisi altına alabilir. Vücuda yayılan tümörlerle birlikte kollarda ve bacaklarda kuvvetsizlik, göğüs bölgesinde olası uyuşmalar, yürüme zorlukları, mesane fonksiyon kayıpları ve kas zayıflığı gibi belirtiler oluşabilir. Bu gibi belirtilerin olması durumda tıbbi destek almak için uzman hekiminize danışmanız gerekli" açıklamasında bulundu.

YAŞ VE GENEL SAĞLIK DURUMU BELİRLEYİCİ KRİTER

Omurga metastazlarında ilk tanının hasta muayenesi olduğuna dikkat çeken Erdem, şöyle konuştu: "Hastanın muayenesi, ilaçlı manyetik rezonans, tomografi, PET scan gibi görüntüleme yöntemleriyle yapılabilmektedir. Yapılacak tetkikler sonrasında nasıl bir yol izleneceği belirlenir. Omurga metastazlarıyla sıklıkla meme, prostat, tiroid, akciğer ve böbrek kanserlerinde karşılaşılır. Metastazlarda kemoterapi, cerrahi, konvasiyonel radyoterapi veya radyocerrahi gibi tedavi yöntemlerine başvurulur. Omurga metastazlarında ilk amaç ağrıları azaltmak ve nörolojik sorunları önlemektir. Aynı zamanda omurga bütünlüğünü korumaktır. Tümör tedavileri yapılırken hastaların yaşları ve genel sağlık durumlarına göre nasıl bir yol izleneceği belirlenir."

TÜMÖRÜN BÜYÜKLÜĞÜ TEDAVİ ŞEKLİNİ BELİRLİYOR

Kanser hastalarının tedavisinde birçok disiplinin ve branşın birlikte çalıştığına dikkat çeken Doç.Dr. Erdem, "Omurga metastazlarında kemoterapi tedavisi başvurulan bir yöntemdir. Burada amaç tümörün kitle hacmi azaltılarak omuriliğe yapılan baskı minimuma indirilebilir. Ancak bu durum tümörü ortadan kaldıramayabilir. İlaçlı tedavinin yanı sıra hastanın durumuna göre radyoterapi de uygulanabilir. Eğer omurgada herhangi bir kırılma ya da kayma olmadıysa radyoterapi tedavi yöntemi olarak seçilebilir. Bu noktada amaç ağrıyı ortadan kaldırmak ve var olan tümörü kontrol altına almaktır. Tümör tedavilerinde radyoterapi yapılırken yüksek dozda bir uygulama yapılmaz. Bunun nedeni, tümör etrafında bulunan sağlam dokuları korumaktır. Omurga metastazlarında hastanın yaşı ve genel sağlık durumuyla birlikte tümörün büyüklüğü de tedavi yönteminde belirleyicidir" ifadelerini kullandı.

AĞRISIZ TEDAVİ MÜMKÜN

Erdem, yeni geliştirilen minimal invaziv yöntemler radyofrekans ablasyon ve kriyoterapi ile omurga metastazlarında olumlu gelişmeler sağlandığını belirtti. Erdem, "Radyofrekans ablasyon ve kriyoterapi, lezyona sırttan bir iğne ile girilip enerji verilerek tümörü ısıtıp ya da soğutarak yok eden, sonrasında çimento ile boşluk doldurularak sabitleyen ve ağrıyı anında geçiren yöntemlerdir. Işın tedavisinden farklı olarak avantajı, ağrı kontrolünün kalıcı ve hızlı olmasıdır. Tedavi sonrası hasta ışın tedavisini de alabilir ve böylece başarı şansı artar. Bu yöntemler hem kemoterapinin hem de ışın tedavisinin etkisini artırmakta yani sinerjik etki yaratmaktadır" diye konuştu.