Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gonca Handan Üstündağ, ''Kansızlık, hafif karın ağrısı, ishal gibi silik bulgular da görülen çölyak hastalığında diyetin sürdürülmemesi bağırsak kanserine neden olabilmektedir'' dedi.

Yrd. Doç. Dr. Üstündağ, gelişme ve büyüme geriliği gibi erken bulgusu olabilecek çölyak hastalığının genellikle bebeklerde ek gıdalara başlandığında görüldüğünü söyledi.

6 aylık bir bebeğin bünyesine unlu yiyecekler girmesinin ardından karnında şişkinlik, sürekli ishal, huzursuzluk, devamlı ağlama ve kilo kaybının yanı sıra ailelerin fark edemediği bulgular olabildiğini ifade eden Üstündağ, şöyle konuştu:

'Çölyak, bağırsaklarda besin maddelerinin sindirimi ve emiliminin bozulmasına yol açan bir hastalıktır. Bunun için çölyaklılara glüten içermeyen diyet uygulanmaktadır. Glüten, buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan, hamura kıvam veren ve tutmasını sağlayan proteindir. Çölyaklılar için glüten, ince bağırsağa toksik etkilidir. Çölyak hastalarına ömür boyu diyet uygulanmalı, bir kez dahi ihmal edilmemelidir. Kansızlık, hafif karın ağrısı, ishal gibi silik bulgular da görülen çölyak hastalığında diyetin sürdürülmemesi bağırsak kanserine neden olabilmektedir. Bundan dolayı ailelerin bilinçlendirilmesi, doktorların da erken tanı koyarak farkındalıklarının artırılması gerekiyor. Diyet uygulanarak glüten içeren gıdalardan uzak durulması durumunda çocuğun boyu normal uzamakta, kilosu normale dönmekte, kemikleri ve dişleri sağlıklı duruma gelmektedir.''

''AİLE BİREYLERİ TARAMADAN GEÇİRİLMELİ''

Hayat boyu süren tek gıda alerjisi olan çölyakın bir kişide görülmesi durumunda diğer aile bireylerinin de taramadan geçirilmesi gerektiğini belirten Üstündağ, şunları kaydetti:

''Çölyak genetik hastalık olduğundan ve erişkinlerde de görülmesinden dolayı aile bireylerini gastroenteroloji bölümüne sevk ediyor, kan tahlillerini yapıyoruz. Hastalığa, ince bağırsaktan biyopsi alınarak kesin tanı konulabiliyor. Bu hastalığın kesin tedavisi, diyetin sürekli uygulanmasıdır. Ancak çölyaklı kişinin gıdalara dikkat etmesi yeterli değil yakınlarının da etiket okuma alışkanlığı edinmesi önemli. Tüm hazır gıdaların etiketlerinde glüten içerip içermediği yönünde açık bilgi bulunmalıdır.''

Yrd. Doç. Dr. Üstündağ, çölyakın bundan sonra bilinen bir hastalık olacağını ifade ederek ''Çünkü bunların dernekleri kurulmaya başlandı. Derneklerde çalışanların görevi, hastalara 'yalnız değilsiniz' mesajını vermek, 'çölyakla beraber hayat nasıl daha güzel olabilir' yolunu aramak ve gıda temininde yardımcı olmaktır'' diye konuştu./haber7