Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından, BBP Eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatlarını kaybetmesine yol açan helikopter kazasına ilişkin hazırlanan raporda, ''Gerek kaza nedeninin belirlenmesi gerekse arama-kurtarma faaliyetlerine ilişkin ülkemizin mevzuat, idari ve teknik kapasite ve yeteneklerinin uluslararası düzenlemeler ve uygulamalar karşısında yeterli olmadığı ve mevcut kaynakların da etkin bir şekilde örgütlendirelemediği / değerlendirilemediği anlaşılmaktadır'' denildi.

Cumhurbaşkanlığının internet sitesinde yayınlanan yazılı açıklamada, DDK tarafından hazırlanan raporda, esas itibariyle kaza sonrasında yürütülen arama ve kurtarma faaliyetlerinin etkinliğinin değerlendirilmesi ve söz konusu faaliyetlerin yürütülmesi esnasında yaşanan sıkıntı ve gecikmeler, bahsi geçen kazanın nedenlerinin belirlenmesi ile ilgili yürütülen teknik inceleme ve çalışmaların yeterliliğinin araştırılması ve her iki hususun değerlendirilmesi sonucunda, bundan böyle benzer kazaların önlenmesi ve kaza sonrası yürütülen işlemler hususunda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi konuları üzerinde durulduğu belirtildi.

Raporda, ''gerek kaza nedeninin belirlenmesi gerekse arama-kurtarma faaliyetlerine ilişkin ülkemizin mevzuat, idari ve teknik kapasite ve yeteneklerinin uluslararası düzenlemeler ve uygulamalar karşısında yeterli olmadığı ve mevcut kaynakların da etkin bir şekilde örgütlendirelemediği/değerlendirilemediği anlaşılmaktadır'' denildi.

''Bu bağlamda, özellikle arama-kurtarma boyutunda devletin topyekun seferber olmasına rağmen; istenen netice alınamamış ve ağır bir kamu hizmet kusuru ortaya çıkmıştır'' denilen DDK Raporu'nda, ''Her ne kadar arama-kurtarma çalışmaları çok zor hava ve coğrafi şartlarda gerçekleştirilmiş olsa da arama-kurtarma faaliyetlerinin tasarımında mevcut olan sorunların bireysel hata ve eksiklikler ile birleşerek kamu yönetiminde önemli bir zafiyete neden olduğu görülmüştür'' ifadelerine yer verildi.

Raporda, çalışma sonucunda kaza nedeniyle ilgili olarak; Ulaştırma Bakanlığı Kaza Soruşturma Kurulu ve bu kapsamda diğer kuruluş/firmaların kullandıkları inceleme metotları ve uyguladıkları test prosedürlerinin mevzuata ve teknik icaplara uygun olduğunun değerlendirildiği ve kaza araştırma raporu bünyesinde birtakım eksiklikler bulunduğu dile getirilirken, bu eksikliklerin DDK'nın çalışmaları ile büyük ölçüde giderildiği, bu yüzden de yeniden kaza araştırma kurulu oluşturulmasının ek bir fayda sağlamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığı aktarılıyor.

DDK Raporuda şu görüşlere yer veriliyor:
''Tahmini kaza anında, kaza mahallinde farklı hava olaylarına müsait ve ani olarak değişen meteorolojik koşullar mevcut olduğundan, söz konusu koşulların VFR (görerek uçuşlar) uçuşlar için muhtemel bir kaza nedeni oluşturabileceği anlaşılmıştır. Başka bir deyişle, TC-HEK helikopter kazasında çevresel şartlara bağlı olarak pilotun oryantasyon kaybının muhtemel kaza nedeni olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir. Bu durum, KSK tarafından belirlenen muhtemel kaza nedeninin geçerliliğini devam ettirdiğini göstermektedir. Öte yandan, söz konusu muhtemel kaza nedeninin yanı sıra; çalışma kapsamında ilk kez varlığı tespit edilen ve aşağıda ifade edilen ilave bazı husus ve bulguların da 'muhtemel kaza nedeni' olarak değerlendirilmesi ve araştırılması gerektiği tespit edilmiştir.

-Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olması/çalınması,

-Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen bazı yeni bilgiler,

-Transponderi açık olmayan veya alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anı ve mahallindeki hareketliliklerinin varlığı ve yukarıda bahsedilen cihazların kaza mahallinden yok olması/çalınması. Söz konusu hususlar ile arama-kurtarma faaliyetlerinde yaşanan bilgi kirliliği ile TİB tarafından üretilen tek bilimsel veri çerçevesinde belirlenen kaza yerine ilişkin koordinatlarda hiç arama yapılmamasına ilişkin ciddi ihmal ve eksiklikler birlikte düşünüldüğünde, söz konusu hususlar arasında illiyet bağı olabileceği gözetilerek mutlaka Cumhuriyet Savcılığınca DDK'nin sahip olmadığı yetki ve yöntemlerle mezkur yeni muhtemel kaza nedenlerinin araştırılmasının gerektiği sonucuna varılmıştır.''

-''ARAMA KURTARMA YÖNETMELİĞİ İHTİYACI KARŞILAMIYOR''-

Raporda, çalışma sonucunda arama-kurtarma faaliyetleriyle ilgili olarak da arama-kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında önemli eşgüdüm sorunları ile ciddi düzeyde ihmal ve eksikliklerin belirlendiğine dikkat çekilerek, ''Bu kapsamda, yürürlükteki Türk Arama Kurtarma Yönetmeliğinin ihtiyacı karşılamadığı ve eşgüdüm sorunlarını çözemediği; aşırı dikey yapılanma nedeniyle yetki ve görev tanımlamalarında belirsizliklere yol açıldığı, böylece eşgüdüm ve icra faaliyetlerinin içice girmesi nedeniyle hangi birimin hangi işlevi yerine getireceği hususunun netleştirilemediği ve buna uygun idari ve teknik kapasitelerin lüzumlu birimlerde oluşturulamadığı ve sivil ve askeri unsurların eşgüdüm içerisinde çalışmalarına olanak sağlayamadığı tespit edilmiştir'' denildi.

BDDK Raporunda, arama-kurtarma çalışmalarında eldeki imkanların (binlerce asker, sivil savunma ekibi, korucu ve diğer vatandaşlar) etkinlikle kullanılamadığı ve eldeki tek bilimsel veri olan TİB'den alınan bilgi ve bu bilgiye dayalı olarak oluşturulan haritaların, arama kurtarma çalışmalarında dikkate alınmadığı belirtildi. Bu bilgi ve haritaların Vali ve İçişleri Bakanı ile paylaşılmadığı ve aramaların büyük oranda görgü şahitlerince bildirilen ve doğruluğu yeterince araştırılmayan yanlış alan ve yerlerde yapıldığı, bu esnada, helikopter enkazının Karayakup bölgesinde olduğuna ilişkin görgü şahitlerinin beyanları ile diğer görevlilerin ikazlarının da yeterince dikkate alınmadığı ve TİB verileri ile birlikte değerlendirmesinin yapılmadığının görüldüğü ifade edilen raporda, Ilıca, Hacıbudak, Kurucaova ile Sisne mezrasının güney bölgelerinde yüzlerce kilometrekare alanın gereksiz yere arandığı ve sonuçta enkazın ''kendiliklerinden aramaya çıkan 17 köylü vatandaş'' tarafından bulunduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

A.A