AİLESİYLE birlikte yaşadığı Almanya'dan 1982 yılında memleketi Zonguldak'a tatile gelen ve o dönem 20 yaşında olan Sezgin Ergen, görücü usulüyle 25 yaşındaki Yavuz Aydoğan ile evlendi. İddiaya göre sık sık alkol alan eşinin kıskançlıkları nedeniyle bir süre sonra şiddet görmeye başlayan Sezgin Ergen, 16 yıl önce girdiği bunalım sonucu av tüfeğini çenesine dayayarak intihar girişiminde bulundu. Tetiğe bastığı anda yana kayan namludan çıkan saçmalar Sezgin Ergen'in yüzünü parçaladı. Estetik ameliyatlarla birlikte 56 operasyon geçiren, eşinden boşanan ve gençliğinde güzelliğiyle dikkat çeken 47 yaşındaki Sezgin Ergen, şimdi maske takarak sokağa çıkabiliyor.
Evlendikten sonra Zonguldak'a yerleşen ve 3 çocukları olan çiftin iyi giden evlilikleri 6 yıl sonra bozuldu. Çatalağzı Termik Santrali'nde şoför olarak çalışan Yavuz Aydoğan, iddiaya göre güzelliğiyle dikkat çeken eşinin makyaj yapmasını, pantolon giymesini istemedi. Alkol alan eşinin kıskançlık nedeniyle zaman zaman kendisini dövmesiyle bunalıma giren Sezgin Ergen, Mart 1993'te eşi işe gittikten sonra odasına çekilip çenesine dayadığı av tüfeği ile intihar girişiminde bulundu. Tetiğe bastığı anda yana kayan tüfekten çıkan saçmaların bir kısmı Ergen'in yüzüne, bir kısmı da cama isabet etti. Kırılan cam parçalarının da yüzüne gelmesiyle çene bölümü ve yüzü parçalanan Ergen hastaneye kaldırıldı. 4 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşama dönen Ergen, estetik ameliyatlarla birlikte 56 operasyon geçirdi.

MASKEYLE SOKAĞA ÇIKIYOR
10 yıl süren mahkemenin ardından eşinden boşanan Ergen, şimdi Çatalağzı Beldesi'ndeki baba evinde çocuklarından uzakta yaşıyor. Aynaya bakmaktan çekinen ve maske takarak sokağa çıkabilen Ergen, eski fotoğraflarına bakarken de gözyaşlarına boğuluyor. İyi giden evliliklerinin bir süre sonra eşinin kıskançlıkları nedeniyle bozulduğunu ileri süren Ergen, "Eşim çok kıskançtı. Çok bakımlı biriydim. Çok güzeldim. Eşim makyaj yapmamı istemiyordu. `Pantolon giymeyeceksin' diye beni kısıtlıyordu. Alkol alıyordu. Gece geç saatlerde eve geliyor, dövüyordu. Bunlar birikti, bardak taştı, ben bu hale geldim. Sinir hastası oldum. Doktorlara gitik, hocalara gittik, sonra düzeldi. Ama bir süre sonra yine aynı şeyler oldu" dedi.

`ŞİMDİ OLSA YAPMAM'
İntihara kalkıştığı için çok pişman olduğunu, şimdiki aklı olsa aynı şeyi yapmayacağını vurgulayan Sezgin Ergen, olay gününü şöyle anlattı:

"Eşim işe gittikten sonra çocuklarımı okula gönderdim. Uzun süre nasıl intihar edeceğimi düşündüm. Sonra çocuklar geldi, çizgi film açtım onlara. Ben yatak odasına geçtim, sonra av tüfeğini aldım. Doluymuş zaten. Çeneme dayadım, tetiğe bastım. Tüfek yana kaydı. Sonra aldılar beni hastaneye kaldırdılar. İlk ameletiyatım 9- 10 saat sürmüş. Sonra beni Ankara'ya sevk ettiler. Ambulansta yanımda eşim vardı, elimi tutuyordu. `Ben senin yüzünden böyle oldum' demek istedim. Ama ağzım kapalıydı. Birşey söyleyemedim. Ankara'da 4 ay yoğun bakımda kaldım. 56 operasyon geçirdim. Kolumdan doku aldılar, yüzüme nakil yaptılar. Şimdiki aklım olsaydı yapmazdım. Çok pişmanım."

Şimdi kendisini iyi hissettiğini, ancak yüzündeki estetik bozukluk nedeniyle maske takarak sokağa çıkabildiğini belirten Ergen, boşandıktan sonra çocuklarıyla da görüşemediğini, sadece küçük oğlu Mete'nin kendisini görmeye geldiğini, diğer kızı ve oğlunu yıllardır görmediğini söyledi.

ESKİ EŞ SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
6 yıl önce ikinci evliliğini yapan Yavuz Aydoğan ise eski eşi Sezgin'in suçlamalarını kabul etmedi. Evliliklerinin ilk yıllarında hiçbir sorunlarının olmadığını, ancak eve hırsız girdikten sonra eşinin ruhsal sıkıntılar yaşamaya başladığını öne süren Aydoğan şunları anlattı:

"O olaydan sonra eşimde durgunluk başladı, konuşmuyordu, çocuklarla ilgilenmiyordu, evde bir iş yapmamaya başladı. Eşimi götürmediğim doktor, hastane kalmadı. Ama girdiği bunalımdan çıkamadı. Sonunda da intihar etti. Hastanede 3 ay yanından ayrılmadım. Sağlığına kavuşması için her yere koştum. Bunalım geçiriyordu, benim onu dövmem, `intihar et' demem mümkün değil. Öyle şey olabilir mi? Sonuçta 3 çocuğumun annesi. İçkiyi de ara sıra içerdim. İstesem de her gün içemezdim, çünkü çalıştığım yerde müdür şoförüydüm, araba kullanıyordum. Annesi, babası, kardeşi beni suçladılar. Olmayacak şeyler söylediler. Tüfeği doldurmuşum, `ben işten gelinceye kadar da kendini vur' demişim. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir insan olabilir mi? Yazık benim emeklerime."

Olay nedeniyle hep kendisinin suçlandığı için eşinden boşandığını söyleyen Aydoğan, 3 çocuğunu anne ve babasının büyüttüğünü, çocuklara anneleriyle görüşmemeleri için telkinde bulunmadığını, kısıtlama getirmediğini söyledi.