Ekranlardan uzaklaştıktan sonra “Esra Ceyhan"ın Mutfağından” adlı bir yemek kitabı çıkaran Esra Ceyhan, yeniden canlı yayına çıkmak için sabırsızlanıyor. Kameraları özlediğini gizlemeyen ünlü televizyoncu, mutfaktaki hünerlerini, biten evliliğini, TRT macerasını ve yeni projelerini Hafta Sonu dergisine anlattı.


* Kitap çıkardığını duyunca aklıma televizyonla ilgili bir kitap geldi. “şimdi kimbilir kimlerin ipliğini pazara çıkarmıştır” dedim. Ama mutfakla ve yemekle ilgili bir kitap çıktı, neden?

- Benim anaç bir tarafım var. Aynı zamanda çok iyi bir ev kadınıyım, her şeyi kendim yapabilirim. Yemek kitabı benim için çok önemliydi. Kitapta 193 yemek tarifi bulunuyor. Yıllardır yaptığım çalışmaların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Kimse yemek kitabı çıkarmamı beklemiyordu ama bu bir keyifti ve sevdiğim bir alandı, çok iyi yemek yapıyordum. Uyduruk değil, layıkıyla gerçek Türk mutfağından örnekler hazırladım. Kanal D"deki programımda canlı yayında 15 dakikada yemek yapıyordum. O bölümler inanılmaz reyting alıyordu. Biraz da oradan cesaret geldi. Beni yakından tanıyanlar elimin çabuk, yaptıklarımın da lezzetli olduğunu söyler.

* Biz hep ekranda gördük seni ama kamera arkasında yaşananlar da enteresandır. İzleyenler orada olanları da çok merak ediyor.

- Çok büyük şeyler var tabii ki. Benimle uğraşanlar, beni üzenler, öldüresiye nefret edenler var...

* Eşiniz Barbaros Bey"le yollarınız ayrıldı ama kızınızın babası... Beraberliğiniz sürüyor mu?

- Görüşüyor, konuşuyoruz. Çocuğumuz için bir araya geliyoruz ve asla aramızda hır gür olmuyor.

* Bir karı koca gibi değilsiniz ama değil mi?

- Hayır hayır, değiliz tabii ki, çünkü nikâh yok. Ben aile bağlarına da çok değer veren bir insanım. 17 yıllık eşim olsa bile yeniden nikâh olmadan bahsedilen anlamda yakınlaşmalar olamaz.

YENİ BİR AŞK İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN

* Bazıları evlilik yaşarken, “Hadi gel fantezi yapalım, boşanalım ve ilişkimiz devam etsin, heyecan olsun” diyebiliyor...

- Doğru söylüyorsunuz ama öyle fantaziler, aile yapımıza o kadar ters düşen şeyler ki...

* Mal paylaşımı konusunda bir sorun yaşadınız mı?

- Hiç sorun yaşamadık. Zaten böyle bir sorun çıkamazdı çünkü onun ailesiyle de çok sıcak ilişkiler içerisindeydim. Hâlâ ben o evin kızıyım ve en ufak bir ihtiyacımda onlarla görüşürüm.

* Bundan sonra hayatında bir erkek olmayacak mı, aşık olmayacak mısın? Bütün kapılarımı kapatıyorum mu diyorsun?

- Yok canım, neden kapatayım? Ben de normal bir insanım. Ama bunları söylemek için daha çok erken. Etrafıma o gözle bakamadım. Dolayısıyla bana yönelmiş ilgileri görmek, gözlemlemek için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Duygusal olarak yeni yeni kendime geliyorum. Geçen yaz çok kötüydüm, onu söyleyebilirim.

* Yarın öbür gün Barbaros Bey, “Esracım hata yaptım, hadi biz tekrar evlenelim” dese...

- Yani düşünülür tabii. Hep şunu söylüyorum; dostunuzla, arkadaşınızla, kardeşinizle, iş ortağınızla, arkadaşınızla ilişkilerinizde önemli olan birbirinizin yüzüne bakamayacak duruma gelmemenizdir. Benim naçizane fikrim bu. ılişki kurarken veya ilişkimi bitirirken, “Yarın öbür gün bu insanı çok özlersem ne yapabilirim?” diye düşünüyorum. Gururumun da engel olmaması gerekiyor. Yani hep yüz yüze bakacak şekilde ilişkiyi askıya almak gerekiyor.

SÖYLENDİĞİ GİBİ PARALAR ALMADIM

* Gelelim televizyon programına... En son Kanal D"den TRT"ye geçtin. Ondan sonra ortaya bir 40 bin TL konusu atıldı. Hatta bu konu meclisin gündemine taşındı.

- Bunun çok daha ötesinde; 400 ya da 500 binler telaffuz edildi. Üstelik bu yaklaşımlar çok cahilane davranışlardı. Çünkü ben ömrüm boyunca, ya kanalın çatısı altında iç yapım oldum ya da şirketim Cey Yapım"ın işleriyle var oldum. Bu sefer Cey Yapım" üretmedi ve iç yapım da değildi. Başka bir şirket vardı. şirket bana “Siz hazırlayın ve sunun” diye teklif getirdi. TRT de çok istedi ve program o yapım şirketi ile çıktı. Benim böyle absürt paraları direkt olarak almam mümkün değil. Çünkü sözleşmenin imza muhatabı ben değilim. Ben, TRT ile ne sözleşme yapıldı bilmiyorum.

* Kim yaptı o sözleşmeyi?

- Yapım şirketi yaptı. Benimle hiçbir alakası yok. şirket benimle program yapmak istedi, ben de teşekkür ettim ve başladım.

* Eskiler “tevatür” der ya, o alınan paralar gerçekten de tevatürdü. Çünkü yapım şirketi ile yaptığım bir anlaşmaydı. Ücretimi yapım şirketi belirledi.TRT yönetimi neden bu tevatürü ciddiye aldı o zaman?

- Herhangi bir tevatürü ciddiye almadılar. Zaten bu konuların konuşulduğu tarihlere bakarsanız, programa başlamadan önce olduğunu göreceksiniz. Hatta ne oluyor, ne yapalım, bir süre sonra mı başlayalım dedik. Onlar da “Bu konuşulanlar bizi ilgilendirmiyor” dediler ve başladık. Eylülden ocak ayına kadar programımızı yaptık. Yani, program bir yarı dönemden daha fazla gitti. TRT, “Program üzerinde çok laf dolandı, işin tadı kaçtı, kamuoyunun dikkatini çekti, projeyi dinlendirelim” diyebilirdi. Böyle bir tavır olmaması bir tarafa, ben konu hakkında çok üzüldüm. “Erteleyelim” dedim ama TRT tanıtımları döndürmeye başlamıştı ve böyle bir şeye gerek duymadılar.

TRT"DEN BANA HİÇBİR AÇIKLAMA YAPILMADI

* Peki program gayet güzel giderken ne diye bitirdiler?


- Vallahi bana bir şey gelmedi. Yapım şirketine söylenen bir olaymış. Hatta yapım şirketi de “Bizim TRT ile anlaşmamız bu kadardı” diye ifade etti. Belki de gerçekten o kadardı. Sözleşmeyi ben yapmış olsam, tepkim ve tavrım farklı olurdu. Benimle TRT"nin hiçbir bağlantısı yok.

* Kısa zamanda başlayıp biten bir program senin prestijin açısından da çok tatsız bir şey...

- Doğru söylüyorsunuz, bu beni de çok şaşırttı. Ömrü hayatımda dört büyük kanalın dışında çalışmadım. Olağanüstü bir istikrar ve 8,5 yıllık ATV geçmişi... Ben TRT okulundan, ekolünden yetişmiş insanım. O yüzden TRT"ye kırgınım diyemiyorum. Gönül borcum var. Gerçekten imzayı atan ben olsaydım farklı alınganlıklar doğabilirdi.

* Bir dönem yoğun bir şekilde dizi teklifleri almıştın.

- Evet, “Çocuklar Duymasın” mesela. Gerçekten de bir dönem yoğun bir şekilde dizi teklifleri geldi. Hatta daha sonra “Çocuklar Duymasın” büyük bir başarı elde edince, bilinen bir yapım şirketi benzer bir proje teklifi ile geldi, “Hayır” dedim. Zaten başarılı olmuş bir işin taklidinde yer almak anlamlı olmazdı.

“Çocuklar Duymasın” çok başarılı olunca “Keşke evet deseydim” diye düşündün mü?

- Düşündüm ama o zaman dizi ıkitelli"de çekiliyordu ve ben Nişantaşı"nda yayın yapıyordum. ATV"nin zor bir dönemiydi. ıkilemde kaldım, ailem gibi sevdiğim o ortamı bırakamadım.

KAMERAYI VE CANLI YAYINI ÖZLEDıM

Kameraları özledin mi? Sonuçta uzun yıllardır kamera önündesin, bir boşluk hissediyor musun?

- Altı yedi ay oldu ekranlardan uzağım. Ve evet, kamerayı da canlı yayını da özledim.

Var mı yeni görüşmeler ve projeler?

- Görüşmelerimiz sürüyor. TRT deneyiminden sonra ince eleyip sık dokumak lazım. Başka yapım şirketi olacaksa, beni taşıyabilecek ve elini taşın altına koyabilecek bir şirket olmalı.