BURSA’da geçen yıl okul giderken yolun karşısına geçmek isteyen lise öğrencileri Didem Zeynep Çakar ile Ezgi Nil Topuz'a minibüsüyle çarparak ölümlerine neden olan 32 yaşındaki Güner Çalışkan'ın yargılanmasına devam edildi. Bir yılı aşkın süredir tutuklu bulunan sanık Çalışkan'ın tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesine kızların aileleri isyan etti. Nil Ezgi Topuz'un annesi Zeynep Topuz, "Vicdan sadece vicdan. Yüce Rabbim sadece içine vicdan versin ki ne yaptığını anlasın" dedi. Baba Saffet Topuz ise "İnsan hayatının ne kadar değersiz olduğunu bir kez daha gördük" diye konuştu.


Merkez Nilüfer İlçesi'ndeki Fatih Lisesi Fen Bölümü'nde okuyan ikisi de 15 yaşındaki Didem Zeynep Çakar ve Ezgi Nil Topuz, geçen yıl 25 Kasım'da okullarına gitmek için İzmir Yolu'nun karşı tarafına geçmek isterken Güner Çalışkan yönetimindeki 16 GD 730 plakalı minibüsün altında kaldı. Kazada ağır yaralanan Didem Zeynep Çakar aynı gün, Ezgi Nil Topuz ise tedavi gördüğü Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, 7 Aralık'ta yaşamını yitirdi. Gözaltına alınan araç sürücüsü Çalışkan ise tutuklandı.

Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen tutuklu sanık Güner Çalışkan, dün tekrar hakim karşısına çıkarıldı. Duruşmaya, kazada ölen öğrencilerin aileleri, sanığın ailesi ve tarafların avukatları da katıldı.

Duruşmada söz alan ölen kızların yakınlarının avukatı Seffan Kılınç, bir önceki duruşmada dinlenen tanıkların sanık lehine yanlış beyanda bulunduklarını söyledi. Bilirkişi heyetinin hazırladığı raporu 'Çelişkili' olarak değerlendirip buna da itiraz eden Kılınç, "Sanık hakkında, raporun başında 'ağır kusurlu' olduğu, sonunda ise 'asli kusurlu' olduğu yazılmıştır. Ölenlere de 'hafif kusurlu' denilmiştir. 'Hafif kusurlu' diye bir terim yoktur. 'Asli kusurlu' veya 'tali kusurlu' denilmesi gerekirdi. Kaza, 12 metrelik yolun 10'uncu metresinde meydana gelmiştir. O yüzden ölenlerin kusursuz olduğunu düşünüyoruz. Başka bilirkişiden rapor alınmasını istiyoruz" dedi.

Sanık avukatı Ali Özcan ise yalan beyanda bulunmakla suçlanan tanıkları, mahkemenin bulduğunu söyledi. Bilirkişi raporuna kendilerininde itirazı olduğunu söyleyen Özcan, müvekkilinin tahliyesini istedi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı Şubat ayına ertelerken, sanık Güner Çalışkan'ın tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi.

Bu karar, kazada can veren liseli kızların ailelerinin büyük tepkisine neden oldu. Akşam saatlerinde biten duruşma çıkışında gözyaşları içinde, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ezgi Nil Topuz'un annesi Zeynep Topuz, "Ne yazık ki bu mahkemelerde şunu görüyoruz; Zaman içersinde mağdur olan, ölen çocuklarımız suçlu konumuna, suçlu olan kişi de mağdur gibi algılanmaya başlanıyor. Karşı taraf bize 'Yazıklar olsun size inşallah sizin başınızı da gelir' gibi cümleler sarf ettiler. Bunlar çok yaralayıcıydı. İnanılmaz yaralayıcı cümlelerdi. Yapacağım konuşmada sadece şunu istemiştim ben; Vicdan sadece vicdan. Yüce Rabbim sadece içine vicdan versin ki ne yaptığını anlasın. Ben aynı şeyi yapsaydım, kapısında köpek olurdum. Aynı şeyi bir başkasına yapmayacağı ne malum. Benim mahkemelerden ve trafik suçu işleyen herkesten beklentim, ne yaptıklarını bilmeleridir" dedi.

Verilen tahliye kararıyla evlat acısını bir kez daha yaşadıklarını söyleyen Ezgi Nil Topuz'un babası Saffet Topuz, "İnsan hayatının ne kadar değersiz olduğunu bir kez daha gördük. Burada suçlu olan benim çocuklarımı öldüren kişi değil, bu kararı veren mahkeme heyeti de değil. Burada suçlu olan sadece bizim anlayışımızdır. Olayı gerçekleştiren veya bu kararı veren kişilere kin duymuyorum. Sadece şu anlayışa karşı öfke duyuyorum; Vurdumduymazlık" diye konuştu.