Hatta günlük hayatta araba kullanan başörtülü kadınlara yeni alışanlar var. Böyle bir durumda başörtülü tiyatrocu görünce şaşırmamız doğal değil mi? Doğal olmasın... Çünkü artık sahnede başörtüsü var.


Başörtülülerin ne yapıp ne yapamayacakları konusunda listeler hazırlanadursun, başörtülü oyuncu olur mu tartışmalarının da külleri soğumadan, başörtülü tiyatro oyuncuları var mı bir bakalım dedik. Evet varmış.

Başörtüsüyle tiyatro yapan ve dizilerde oynayan başörtülüler varmış. Hatta bu tartışmalardan yıllar önce başörtüsüyle tiyatro yapan başörtülüler de varmış. Görüştüğümüz isimlerden bir kısmının camianın önde gelen isimlerinin kızları olması da anlamlı. Cahit Zarifoğlu'nun kızı Betül Zarifoğlu, Hasan Nail Canat'ın kızı Hale Canat. Başörtülü tiyatrocu olur mu sorusunun cevabını yıllar önce vermişler. Ancak şimdi uygun ortam olmaması nedeniyle sahneden uzak duruyorlar. Özlem Sarıçamlık, halen sahnede... Osman Doğan ve Zuhal Öztürk ise tiyatro grubu sahibi ve tiyatro eğitmenliği yapan iki isim. Onlar da inadına başörtülü tiyatrocu olması gerektiğini söylüyorlar.

DAHA MECLİSE GİREMİYORUZ TİYATROYA ÇOK YOL VAR

Cahit Zarifoğlu'nun kızı olan yazar Betül Zarifoğlu bir süre başörtülü olarak tiyatro yapmış. Hasan Nail Canat'tan 1 yıl tiyatro kursu gördükten sonra 1996- 2001 yılları arasında önce sahne gerisinde teknik kısımda sonra aktif olarak oyunlarda görev alan Betül Zarifoğlu, bu süre boyunca başörtülü olmasıyla ilgili herhangi bir artı ya da eksi durum yaşamadığını ifade ediyor. Bunda hocası Hasan Nail Canat'la aynı dini duyguları paylaşıyor olmalarının etkisinin çok olduğunu belirtiyor. Zarifoğlu'na göre "Başörtüsü ve tiyatro"dan önce "kadın ve tiyatro" konusunun düşünülmesi daha gerekli. Zarifoğlu, tesettür ve sahne zıt gibi görünen iki kavramın nasıl bağdaştığı konusunun ise kendi alanı olmadığını söylüyor ve "Bu durumun topyekün doğru veya yanlış olduğu ehil kişiler tarafından tartışılabilir. Mesela müzikte olduğu gibi. Bu benim konum değil. Benim değerlendirdiğim boyutu bir işi nasıl yaptığınız, yaptığınız işin neye hizmet ettiğiydi." diyor. Başörtülü bir oyuncu olmanın bazı sınırlar getirdiğini söyleyen Zarifoğlu önemli bir noktaya da dikkat çekiyor; "Bu sınırlamalar aynı dini hassasiyetleri taşıyan erkek oyuncu için de aynı şekilde söz konusu olacaktır. İnançlı ya da inançsız her oyuncunun bazı sınırları olabilir. Sebebi inanç, psikolojik ya da fiziksel bile olabilir. Bunların saygıyla karşılanıyor olması oyunculuk kalitesi açısından da önemlidir" Betül Zarifoğlu tiyatroda başörtülü oyuncuların rol alması için gerekli alt yapının nasıl kurulabileceğini bilmediğini söylerken, "Başörtülülerin mecliste görev alamaması, devlet dairelerinde çalışamaması halihazırda devam eden bir sorunken, tiyatro fazla lüks olabilir. Bunun gerektirdiği medeniyet sınırlarına daha çok yolumuz olduğunu düşünüyorum." diyor.

OLMAMASI İÇİN HİÇ BİR NEDEN YOK

Tiyatro ve Sinema Oyuncusu ve Tiyatro Eğitmeni Zuhal Öztürk bir kesimin sanatı tekeline aldığını ve ahkam kestiğini söylüyor. "Ekibimde şu anda başörtülü oyuncu yok. Ama olduğu zamanlar oldu. Ne benim ne de başörtülü arkadaşlarımın bu konuda benim tiyatromda bir sıkıntısı olmadı. Kıyafetine göre roller verdik. Ya da çok sıkıştığımızda perukla idare ettik. Ama elbetteki herkes bu hassasiyeti göstermiyor. O yüzden de başörtülü oyuncu yok denecek kadar az." diyor Öztürk. Başörtülü tiyatro oyuncusunun olması gerektiğini vurgulayan ve olmaması için tek bir neden bile yok diyen Öztürk, "Sanat, hele ki tiyatro kimsenin tekelinde değil. Her ne kadar bizim ülkemizde öyleymiş gibi davransalar da buna bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor." sözleriyle ifade ediyor tepkisini.

Başörtülü biri sahnede görüldüğünde "Ne işi var onun orada" tribine girildiğini anlatan Öztürk, en çok da bunun için başörtülü oyuncu olması gerektiğini söylüyor. Öztürk, "Sultanın Sırrı filmini çekerken Abdülhamit filmi yaptık diye aynı kesim tarafından topa tutulduk. Ha film iyidir kötüdür bu tartışılır, ama karalama kampanyasının tek nedeni inancı olan insanların bu piyasada bize varız deme girişimleriydi. Ben eminim ki tiyatroda oynamak isteyen fakat başörtüsü yüzünden bu işi yapamayan bir sürü genç kız vardır. Başörtülü oyuncu adaylarının yüzüne direkt söyleyemiyorlar ama sebebin bu olduğunu malesef biliyoruz. Tekrar tekrar söylüyorum sanat kimsenin tekelinde değil. Eğer bu işi yapmak istiyorlarsa başörtüsü engel değil." diyor.

BİR ÇOK ŞEY İÇİN GEÇ KALDIK

Tiyatro Eğitmeni ve Tiyatro Külliyen'in sahibi Osman Doğan, tiyatro topluluğu başörtülü oyunculara açık olanlardan. Bir başörtülünün oyunculuk yapmasının çok doğal olduğunu anlatan Doğan, "Günlük hayatta yaşanan olayların sahnede işlenmesi çok doğal buluyoruz fakat sahnede başörtülü bir oyuncu gördüğümüzde çok şaşırıyoruz." diyor. Doğan, başörtülülerin her alanda olmalarının başörtüye karşı olan yabancılaşmayı, ön yargıyı ve korkuyu kaldıracağını düşünüyor ve "Bu sadece "ötekilerin" başörtülülere koyduğu bir kota değildir. Zira uzun yıllar "İslami cenah sinema/tiyatro yapmalı mı" diye sorduk kendi kendimize. "Evet, yapmalı" dediğimizde ise artık birçok şey için geç kalmıştık. Muhafazakâr camianın sinema eserleri ile sol cenahınki arasında ciddi bir kalite farkı var. Zira onların 10 yıl önce kat ettikleri yolu biz yeni yeni koşmaya başlıyoruz." diyor.

Başörtüsünün bazı roller için küçük de olsa bir engel olduğunu ifade eden Doğan, bunun tiyatrodan uzak kalmayı gerektirmediğinin altını çiziyor. Şu an önyargılar nedeniyle başörtülü oyuncu olmadığını ifade den Doğan, "Çarşaflı bir bayan araba sürdüğünde bile "Vay, ablaya bak." deyip şaşırıyorlar. Onlar istiyorlar ki başörtülüler nakış yapsın, börek yapsın veya en fazla konfeksiyon da sıra ütücü olsun. Opera'ya giden bir başörtülü, resim çizen bir başörtülü veya en basitinden İstiklal caddesinde yürüyen bir başörtülü gördüklerinde, bakışları "Bunların burada ne işi var" diye bas bas bağırıyor." diyor.

BİZE ALAN AÇILMIYOR Kİ TİYATRO YAPALIM

Tiyatro sanatçısı Hasan Nail Canat'ın kızı olan Hale Canat Cürgül ise babası ile tiyatro yapan isimlerden. Ancak babasının vefatı ile başörtülü olarak tiyatro yapma imkanı bulamadığı için şu an okullarda tiyatro dersleri veriyor. 1999- 2001 yılları arasında Altunizade Kültür Merkezi'nde babası ile sahne alan Cürgül, "Babamla tesettüre uygun roller oynadım. Çocuk oyununda başı kapatan ayı, kedi gibi kostümler kullanıyorduk. Ya da başörtülü karakterlerde. Babamın vefatıyla birlikte maalesef tiyatro yapabileceğimiz alan kalmadı. Şimdi özel eğitim kurumlarında tiyatro dersleri ve seminerler veriyorum ve başörtüsüyle tiyatro yapılabileceği imajını veriyorum." diyor. Kadının sesi haramdır görüşüne katılmayan Cürgül, "Günlük hayatta her yerde kadın zaten sesini kullanıyor. Faydalı oluyorsanız sesiniz sevaptır. Yalnız başörtüsü ile şarkı söylemeyi bundan ayrı tutuyorum. Aynı şey değil. Babam kızlarımız evlerde körelmesin, izlediği dizilerdeki karakterleri içine sindirmesin istiyordu. Tiyatro eğitimi illa ki artist olmak için değildir. Beden dilini, diksiyonu daha iyi kullanmak, hayal dünyamızı daha iyi geliştirmektir" diyor. Başörtülü bir oyuncunun her rolü oynayamayacağını ifade eden Cürgül, başörtülülerin oynayabileceği oyunlar yazılması ve başörtülülerin tiyatro yapabilmesi için alanlar açılmasının öneminin altını çiziyor.

Başörtüsüyle tiyatro yapıldığını kanıtladım

Tiyatro ve dizi oyuncusu Özlem Sarıçamlık çocuk yaşta tiyatroya ilgi duyanlardan. Ailesi de destekleyince kendini sahnede bulmuş. Başörtüsü nedeniyle tiyatrodan vazgeçen pek çok arkadaşı olduğunu anlatan Sarıçamlık başörtülü bir oyuncu olabileceğini kanıtladığını söylüyor.

Tiyatroya ilginizin sebebi ve ilham kaynağınız nedir?

Tiyatroya ilgim ilkokul zamanında başladı. Bendeki bazı yetenekleri fark eden ilkokul öğretmenim beni tiyatro kulübüne aldı. Bu şekilde gerek diğer öğretmenlerin gerekse okul müdürünün dikkatini çekerek bu konuda destek ve takdir gördüm.

Tiyatro eğitimi aldınız mı nerede aldınız, ya da alamadınız?

Çeşitli belediye kurslarına gitsem de eğitimimi devam ettirme şansım olmadı. Fakat okul hayatım boyunca tiyatroyu bırakmayarak sahneden hiç inmedim, böylelikle pratik olarak çok deneyimlerim oldu.

Kendinizi nasıl yetiştirdiniz?

Daha önce de söylediğim gibi tiyatroyu hiç bırakmadım, aynı zamanda iyi bir tiyatro izleyicisiydim. Tiyatro ya da sinema izlerken oyuncuların canlandırdığı karakteri içselleştirme konusu özellikle dikkat ettiğim bir konuydu. Her çeşit insanı inceler, aynı olaya farklı bakış açılarını gözlemlerdim. Bu da benim için en büyük kazanım oldu sanırım.

Ailenizin tiyatro oyuncusu olmanıza yaklaşımı nasıl?

Ailem oyunculuk konusunda sonsuz destek verdi, hatta ilkokul çağlarında elimden tutup babam beni tiyatro kursuna götürmüştü. Onların desteği olmasa belki bu günlere gelemezdim.

Bugüne kadar hangi oyunlarda rol aldınız?

Üniversite çağlarında kendi kurduğumuz ekipte birçok ilde oyun sergiledik. Onun yanı sıra FKM'de Yolun Açık olsun, Tuna Boyu ve Çanakkale Hepimiz Oradaydık oyunlarında önemli roller aldım. Bu oyunlarla gerek Türkiye'nin bir çok ilinde, gerekse Almanya'da sahneye çıktım.

Seyircinin başörtülü tiyatro oyuncusuna ilgisi nasıl?

Bu konuda birçok olumlu mail aldım, birçok insan şaşkınlıkla karşıladı. Bu mesleğe gönül verip başörtüsü sorunu için, daha sonra vazgeçen arkadaşlarla tanıştım. Başörtülü bir insanın da oyuncu olabileceğini herkese kanıtladım. Bu yönden eleştirenler de sonrasında takdir ettiler.

Başörtülü tiyatro oyuncusu olmanın kolay ya da zorlukları neler?

Manevi değerlerimiz açısından her rolü yapamamanın sıkıntısı zaman zaman oldu, tabi en zor olan insanlarda ki önyargıyı yıkmak oldu.

Bir sinema ya da televizyon yapımından teklif aldınız mı?

Evet, daha önce Samanyolu televizyonunda Şubat Soğuğu adlı dizide 13 bölüm, Sırlar Dünyası'nda 2 bölüm ve Aile Mahkemesi'nde rol aldım. Fakat sinemadan teklifi gelmedi. Ama bir sinema projesinde yer almayı çok istiyorum.