Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Peyami Cinaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, diyabet sıklığının her geçen gün dünyada ve Türkiye'de gerek yetişkinlerde gerekse çocuklarda arttığını vurguladı.

Eskiden çocuklarda sadece okul çağlarında ve ergenlik döneminde diyabet görülürken, şimdi 5 yaşındaki çocuğa da diyabet tanısı koyup, hastaneye yatırabildiklerine işaret eden Cinaz, ayrıca son yıllarda erişkinlerde görülen “Tip 2” denilen diyabetin de çocuklarda görülmeye başlandığını söyledi.
Cinaz, Tip 2 diyabetin, düzenli beslenme ve iyi bir sporla engellenebildiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Tip 1 diyabetin tedavisinde insülin, temel tedavi şeklidir. Ancak insülin tedavisinin yanı sıra sağlıklı yaşam tarzı, uygun beslenme, günlük egzersizler mutlak olması gereken unsurlardır. Bu noktada diyabetin yönetiminin, diyabetli çocuklara, onların ailelerine, arkadaşlarına ve öğretmenlerine aktarılması önem taşımaktadır. Ne kadar iyi diyabet eğitimi yapılırsa diyabetle başa çıkmak o kadar kolay olacaktır. Böylece diyabetli çocuklar diyabetin uzun dönem yan etkilerinden (böbrek hastalığı, göz bozuklukları, damar hastalıkları, sinir harabiyeti gibi) korunacaktır. Sağlık kurumlarının başlıca görevlerinden biri de halkımızı, hastalarımızı bilgilendirmektir.”

"OKULDA DİYABET PROGRAMI"

Diyabetle başa çıkmanın, önce onu fark etmekle başladığını dile getiren Cinaz, bu kapsamda başkanlığını yürüttüğü Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği, Milli Eğitim ve Sağlık bakanlıkları işbirliğiyle yaptıkları ortak protokol çerçevesinde “Okulda Diyabet Programı”nı geçen yıl başlatıklarını anımsattı.
Cinaz, bu programla okullarda öğretmen, öğrenci ve velilere diyabeti anlatma ve diyabette farkındalığı sağlamanın amaç edinildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“İstanbul ve Ankara'da tüm illerimizden öğretmenlerimizin katıldığı geniş kapsamlı eğitim toplantıları düzenlendi. Eğitim materyalleri okullarımıza ve öğretmenlerimize verildi. Toplantılarımıza katılan öğretmenlerimiz kendi okullarında diyabetle ilgili bilgilendirme yaptılar. Milli Eğitim Bakanlığından alınan verilere göre, eğitim yapılan okul sayısı 24 bin 836, eğitimlere katılan öğrenci sayısı 7 milyon 508 bin 619, eğitimlere katılan öğretmen sayısı 583 bin 282 ve eğitimlere katılan veli sayısı da 581 bin 807'dir. Bu eğitimler özelikle aileler ve diyabetli çocukların bilinçlenmesini sağladı. Geçmişe oranla acile gelen ağır diyabet koması geçiren çocuk sayısında ciddi bir düşüş meydana geldi. Hastalar artık nasıl insülin vereceğini ya da fazladan bir gıda aldığında nasıl bir yöntem izleyeceğini iyi biliyorlar. Bunların eğitmelerini sürekli aldıklarından kan şekerini rahatlıkla normale getirebiliyorlar. Sadece biz telefonla danışmanlık veriyoruz.”
Aile hekimi ve pratisyen hekimlere de konuyla ilgili bilgi verdiklerini belirten Cinaz, böylelikle ilk tanının konması gecikmeden hastanın kendilerine yönlendirildiğini anlattı.

EĞİTİMLER OBEZİTEYİ ÖNLEME KONUSUNDA DA ÖNEMLİ

Cinaz, eğitimlerde sadece diyabetin değil, çocukları tehdit eden şişmanlık konusunda da bilgilendirme yapıldığını ve önlemlerin anlatıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Çocuklarımızda şişmanlık, erişkinde gördüğümüz tip 2 diyabetin en önemli nedenlerinden olması bakımından diğer yan etkileri yanı sıra çok daha önem arz etmektedir. Şişmanlığın çocuklarda önlenmesi amacıyla Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı kapsamlı çalışmalar başlatmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, okul kantinlerinde fast food tarzı gıdalar ile gazlı içecekleri yasakladı. Bu çok önemli bir adım. Bu tür gıdalar, çocukların hem obez hem de obeziteye bağlı diyabet olması riskini artırıyor. Yağlı ve şekerli gıdalar yerine meyve ve sebze tüketimini artırmak, gazlı içecek yerine ayran, süt ve su gibi içeceklerin içilmesini teşvik etmek önemli projeler arasında yer alıyor. Eğitimler her sene hem okullarda hem de dernek olarak çeşitli alanlarda devam edecek.”