Türkiye"ye bir yıl önce "mahalle baskısı" kavramını kazandıran Prof. Şerif Mardin, önceki gün "mahalle"yi anlatırken yeni bir tartışmamız oldu. Mardin, cumhuriyeti temsil eden öğretmenin cami, imam ve esnaftan oluşan "mahalle"ye karşı kaybettini söyledi...

PROF. MARDİN NE DEMİŞTİ?

Öğretmen rekabette "doğruyu" eski sistem kadar iyi gösteremedi

Sosyal Sorunları Araştırma ve Çözüm Derneği (SORAR)"ın Cuma günü düzenlediği "Türkiye Tartışıyor, Mahalle Baskısı"adlı konferansa katılan Prof. Dr. Şerif Mardin, özetle şöyle demişti:



* Mahalle Osmanlı"da ciddi anlamda hukuksal statülerle tanımlanmış bir mekandır. Kişilerden oluşur ve kişilerin toplamıyla kendi hayatı ve yaşayışı olan bir alana dönüşür.

* Mahalle baskısı kendi kendine işleyen ve bir siyasi partinin kontrol edemeyeceği yapılandırma biçimdir.




* Bir topluluk meydana gelirken özel bir değer gerekiyor. Bu da "İyi, doğru ve güzel olan"dediğimiz değerlerdir. Bu değerler olmazsa kolektif bir toplum oluşamaz. İşte cumhuriyet inşa edilirken bu özel değerlere ilişkin derin bir tanım ortaya koyamadık. Osmanlı"da mahalleler belliydi. Cami, imam, Kuran, tekke, külliye ve esnaf gibi bir çok birim bir arada idi. Bu klasik mahallenin yerine Cumhuriyet modern belediyeleri koyarak rakip oldu. Bu rakip içerisinde öğretmen, okul, ders kitapları ve öğrenci gibi unsurlar barındırıyordu.


* 1950"den beri bu rekabette cumhuriyetçi ve halkçı öğretmen geride kaldı. İmamla rekabetinde öğretmen topluma iyi, güzel ve doğruyu eski sistem kadar iyi gösteremedi. Oysa Avrupa"da modern cumhuriyetlerde "İyi, güzel ve doğru olan" hakkında çok araştırmalar yapıldı. Bizde bu kadar derin araştırmalar yok. Bu sebepten biz cumhuriyetimizi bakma ve görme üzerine kurduk.
Vatan