Arena'da salonun içinde gazeteciler, parti yöneticileri, delegeler "Atatürk ilkelerinden, laiklikten, ekonomik gelişmeden, dış politikaya, yolsuzluklara" ilişkin konuşmaları dinler, yorumlarken, dışarda salon dışında çok farklı bir dünya var.

Ankara'nın yakıcı temmuz güneşinin altındaki gerçek hayat var Arena'nın bahçesinde...

İçerde havasızlıktan bunalan delegeler, kendilerini dışarı atmış, güneşe rağmen bir yandan en temel ihtiyaçlarını karşılayıp karınlarını doyuruyorlar, diğer yandan alışveriş yapıyorlar.

Satılan Atatürk bayrakları, içerde marşlar eşliğinde ayakta sallanırken, dışarda güneş altında, bir güneş korunağı olabiliyor başın üzerinde...

KONGREYE GÖRE SATIŞ

Ankara gazetecilerinin kaderidir; meslek hayatları sırasında öyle ya da böyle birgün mutlaka siyasi parti kongresi, kurultayı izlerler. Hepsini izleyenler için ise ilginç nokta aradaki farkları görmektir.

Mesela MHP kongrelerinde uluyan kurt heykelleri, üç hilaller, Türk bayrakları en çok rağbet gören eşyalardır. Seyyar satıcılar da bunları satar kongre kapısında. Biraz dikkat ederseniz, parti ne olursa olsun, satılan mal ne kadar farklı olursa olsun satıcının aynı olduğu da kaçmaz gözünüzden.

Ak Parti kongrelerinde en çok göze batan Recep Tayyip Erdoğan portresi ya da imzası olan tişörtler, atkılar, bunun yanısıra parti renklerinden tespihler, ampul şeklinde süs eşyaları olur.

CHP'nin vazgeçilmezi ise Atatürk fotoğrafı ya da sözünden alıntıların basılı olduğu tişörtler, atkılardır. Nitekim, bu kurultayda da değişmedi. Arena'nın bahçesinde en çok satılanlar Atatürk baskılı tişörtler ile "Ne mutlu Türküm diyene" yazan ya da Atatürk portresi içeren saatlerdi.

Ancak CHP'nin bugünkü kurultayında bahçede çok tartışılan bir başka popüler kültür söylemi daha öne çıkıyordu hediyelik eşyalar arasında; "Oğlum bak git" tişörtleri...

"Oğlum bak git", seyyar satıcı tezgahlarında Atatürk baskılı tişörtlerin yanında yerini almıştı bugün.

Kurultay bahçesinde yine kongre, kurultayların olmazsa olmazı davul ve zurnacılar ile Ankara'nın sokak köftecilerinden de bahsetmeden olmaz.

Ramazan öncesi davulcular, etrafında kalabalık gördükleri her parti meclisi adayının yanına yaklaşıp, sanatlarını icra etme, birkaç kuruş bahşiş alma peşindeler. Ancak görünen o ki, pek kimse istemiyor bu kadar gürültü. Bekledikleri bahşişi çıkaramanın sıkıntısı içinde birbirleriyle itişiyorlar, "müşteri kapmak" için...

Zeynep GÜRCANLI / Hürriyet