Ödünç veri̇len paranın geri̇ alınmasında altı haftalık kural

Abone Ol

Günlük yaşamda en sık rastlanan hukuki ilişkilerden biri, hiç şüphesiz “ödünç verme”dir. Eş dost arasında çoğu zaman güvene dayalı olarak verilen borç paraların geri alınamaması ise, mahkeme salonlarının da sıkça gördüğü bir uyuşmazlık türüdür. Ne var ki, Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan 392. madde, bu konuda birçok kişinin bilmediği son derece önemli bir düzenleme içeriyor.

TBK m. 392 Ne Diyor?

Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesi, “Ödüncün geri verilmesi” başlığı altında şunu söyler:

“Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa, ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.”

Yani, taraflar arasında geri ödeme tarihi kararlaştırılmamışsa, alacaklı parayı “istediği anda” talep edemez. Öncelikle borçludan iade talebinde bulunmalı, ardından altı haftalık bekleme süresi geçmeden icra takibi ya da dava açmamalıdır. Aksi hâlde, takip veya dava muacceliyet şartı gerçekleşmediği için reddedilir.

Yargıtay’ın Görüşü: Altı Hafta Dolmadan Takip Başlatılamaz

Bu husus, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.11.2018 tarihli, 2016/14533 E., 2018/7099 K. sayılı kararında açık biçimde ifade edilmiştir. Kararda, davacının “borç olarak” gönderdiği paranın iadesi için hemen icra takibi başlatmasının usule aykırı olduğu belirtilmiştir. Daire, TBK m. 392 gereğince, davacı iade talebinde bulunup altı hafta bekledikten sonra takibe geçebileceğinden, bu süreye uyulmadan başlatılan takibin usul ve yasaya uygun olmadığını vurgulamıştır.

Benzer şekilde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 20.10.2016 tarihli, 2015/13496 E., 2016/18868 K. sayılı kararında da, davacının ihtarda bulunmadan doğrudan icra takibi başlatması nedeniyle takip tarihindeki borcun henüz muaccel hale gelmediği kabul edilmiştir.

Ayrıca Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2020 tarihli, 2019/1604 E., 2020/576 K. sayılı kararında, TBK m. 392 uyarınca ödüncün muacceliyet şartı gerçekleşmeden açılan davada, bu hususun araştırılması gerektiği belirtilmiş; mahkemenin eksik inceleme yapması bozma nedeni sayılmıştır.

Uygulamada Nasıl Bir Yol İzlenmeli?

Bir kişiye “borç olarak” para verildiğinde, geri alabilmek için şu adımlar izlenmelidir:

1. Yazılı bir belge veya banka dekontu üzerinde “borç” ibaresi bulunmalıdır.

2. Geri ödeme tarihi belirlenmemişse, borçluya iade talebi içeren bir ihtarname gönderilmelidir.

3. İhtar tarihinden itibaren 6 hafta (42 gün) geçmeden icra takibi veya dava açılmamalıdır.

4. Bu süreden sonra alacak muaccel hale gelir ve hukuki yollara başvurulabilir.

Bu süreye uymadan açılan icra takibi veya dava, “muacceliyet şartı gerçekleşmediği” gerekçesiyle reddedilir ve alacaklı lehine icra inkâr tazminatı da verilmez.

Sonuç: Sabır da Bir Hukuki Şarttır

Türk Borçlar Kanunu’nun 392. maddesi, alacaklıların hemen dava açma refleksine karşı bir denge kuralı getirir. Kanun koyucu, taraflar arasında güven ilişkisi bulunan bu borç türünde borçluya makul bir süre tanınmasını istemektedir. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları da bu kuralı istikrarlı biçimde uygulamaktadır. Dolayısıyla, ödünç verilen parayı geri almak isteyen kişilerin önce ihtar çekmesi, ardından altı haftalık sürenin dolmasını beklemesi gerekir. Aksi hâlde, “erken adım atan” alacaklı, davayı kaybedebilir.


{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }