Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi'nden Utku Çakırközer'e cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. İşte o söyleşi:

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın adaylık açıklamasının ardından 5 muhalefet partisi de dün ortak adayları Ekmeleddin İhsanoğlu’na destek veren ortak bir bildiriyi kamuoyuna açıkladı. CHP, MHP, DSP, DP ve BTP liderlerinin Swiss Otel’de düzenlenen törende ortak bildiriye imza atan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile sohbet etme fırsatı bulduk. Kendisine Başbakan Erdoğan’ın önceki gün yaptığı adaylık konuşmasını şöyle değerlendirdi:

‘Bilezik hikâyesi uydurma’ 

“Öncelikle anayasada öngörülen tarafsızlık ilkesine uyan bir aday konuşması değildi. İkinci olarak orada geçmişinden söz ederken bir öykü anlattı. Küçük bir kız çocuğunun getirdiği iki bileziğin öyküsü. O öykü gerçek değil. Çünkü Erdoğan’ın mal varlığı kendi seçimini finanse edemeyip, iki bileziğe muhtaç kalacak küçüklükte değil. Uydurma bir öykü. Bir öykünün arkasına saklanarak, ‘halka yakın’ imajı vermek istiyor. Herkes bu gerçeği çok iyi bilmeli. Onun yerine oğlunun evindeki 30 milyon Avro’nun hikâyesini anlatsa çok daha etkileyici olurdu. Profesyonel kurgucuların hazırladığı, Erdoğan’a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? Ağlama konusunda profesyonel olan Bülent Arınç’a yarar. Zaten gerekli etkiyi de göstermiş. Ama biz Arınç’ın 30 milyon Avro için de ağzından en azından birkaç kelime çıkmasını beklerdik.”

‘Yetkisizken mi uçuracak?’ 

Erdoğan’ın önceki gün konuşmasında kullandığı ‘Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ve halkın seçtiği Başbakan Türkiye’yi uçuracak’ şeklindeki ifadelerini de değerlendiren Kılıçrdaroğlu, şunları söyledi: 

“Başbakan iken uçurmadı da yetkisiz Cumhurbaşkanı iken mi uçuracak? Yetki kendisindeyken ülkeyi ne hale getirdiği ortada. Son 7 yılda ülke hangi noktaya gelmiş? İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı son rapora baksın, öğrensin. Demokrasi, insan hakları, dış politika, ekonomide ülke ne noktaya geldi, görsün.” 

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin bir başka sakıncası daha olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sorumsuz olduğu zaman yolsuzluğu daha rahat yapacağını düşünüyor. Ama oraya oturamayacak” dedi.

‘Gezi’de, Soma’da kucakladı mı?’ 

Erdoğan’ın konuşmasında yer alan ‘Herkesin Cumhurbaşkanı olacağım’ ifadesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, “Herkesin Cumhurbaşkanı olacağı lafı sadece dilinde. Hiçbir davranışı ile toplumun tümünü kucaklaşan bir devlet adamı olmadı. Bunun en tipik örneği Gezi olaylarıdır. Soma’da vatandaşa tokat atan, Mersin’de çiftçiye ‘Ananı da al git’ diyen bir insan herkesin Cumhurbaşkanı olamaz” diye konuştu. 

Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ‘vesayetle mücadele’ olarak gösterme çabasını da CHP lideri şöyle eleştirdi: 

“Biz AKP döneminde baskıcı bir sivil vesayet ile karşı karşıyayız. Sadece Türkiye’deki aydınlar değil bunu bütün dünya görüyor ve söylüyor. ABD ve Avrupa’daki sivil toplum örgütlerinin raporlarına baksın. 12 Eylül darbe hukukuna arkasını yaslayanların, vesayeti ortadan kaldırmaları beklenemez. Erdoğan’ın o sözleri kendisi dışında bir vesayeti kabul etmediğini gösteriyor. Her türlü yolsuzluğu yapan birisi hiçbir şey söyleyemez.”



CHP’de kafa karışıklığı yok 

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu’na yönelik parti içinden gelen tepkileri ve Emine Ülker Tarhan’ın isminin alternatif aday olarak çıkmasını da sorduk. Kılıçdaroğlu, “CHP tabanında Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda hiç kafa karışıklığı yok” dedi. Kılıçdaroğlu’na, diğer 4 parti lideri ile birlikte İhsanoğlu’nu destekledikleri bildirinin sloganından yola çıkarak ‘Büyük Uzlaşma’nın tutup tutmayacağını’ da sorduk. CHP liderinin yanıtı şu oldu: “Bu büyük uzlaşının sandıkta sonuç vermesini istiyoruz. Buna inanıyoruz. 10 Ağustos’ta sandığa gidenler ellerini vicdanlarına koyup oy kullanacaklar. Cumhurbaşkanlığı makamında dürüst birini mi görmek istiyorlar? Saygın birini mi, geçmişi temiz olanı mı, inançlı birisini mi halkına yalan söylemeyen bir ismi mi? Bunlara bakıp oylarını kullanacaklar. Biz özellikle parti kimliği öne çıkmış bir insanı aday göstermedik. Anayasada Cumhurbaşkanı’nın tarafsızlığı söz konusu. Oraya çıkan namus ve şerefi üzerine yemin etmek zorunda. O yüzden gerçekten tarafsız bir ismin oraya çıkması lazım.”