Kılıçdaroğlu, "Sonra onun biraz doğru olmadığını düşündüm ve söylemedim” diye konuştu.

Konya'ya gelen Kılıçdaroğlu, Ereğli ilçesindeki esnaf ziyaretinin ardından Karapınar ilçesine geçti.

 

 

Burada Karapınar Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının Zonguldak mitingindeki konuşmasıyla ilgili sorularını cevaplandırdı.

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, mitingdeki sözleriyle ilgili birçok medya organında çeşitli yazılar yazıldığını hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

“Bu medya organının durumunu biliyoruz. Yandaş medyayla merkez medya farklı. Biz farklı bir şey amaçlamıştık. Doğrusu o değil. Konuşma sırasında 'Ayağını denk alsın' diye bir şey söyleyecektim. Sonra onun biraz doğru olmadığını düşündüm ve söylemedim. İşin özeti bu, doğrusu da bu.

Yoksa almışlar başka türlü yorumlar yapıyorlar. O yorumları yapanlar gazeteci değildir. En azından bir gazeteci sorar, 'Sen bunu nasıl söyledin, niye söyledin' diye. Sormadan kendi kafasına göre, iktidarın hoşuna gidecek şekilde haber ve yorum yapıyor. Bunlar doğru değil.”

CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU KONYA'DA KONUŞTU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  “Bunların iktidarında her benzin istasyonu bir vergi dairesi oldu. Gidersiniz  mazot alırsınız dünyanın en pahalı mazotu odur. İktidara geldiğimizde çiftçiye  mazotu bir buçuk liradan vereceğiz” dedi.

Kılıçdaroğlu, helikopterle Konya'nın Ereğli ilçesine geldi. Helikopterin  Atatürk Stadyumu'na inmesinin ardından Kılıçdaroğlu, seçim otobüsüne bindi ve  halkı selamlayarak ilçe merkezine gitti. Kılıçdaroğlu'nun Ak Parti İlçe Teşkilatı  önünden geçerken, pencereden kendisini izleyen partilileri de selamlaması dikkati  çekti.

Kılıçdaroğlu, konvoyun ilçe merkezine gelmesinin ardından parti otobüsü  üzerinden halka hitap etti.

TÜİK verilerine göre Türkiye'de 12 milyon 715 bin yoksul olduğunu  belirten Kılıçdaroğlu,”Bir yılda artan yoksul sayısı 818 bin kişi. Kişi başına  gelirin 10 bin dolar olduğunu söylüyorlar. Nereden çıktı bu 10 bin dolar?  Sormayacak mıyız bunu?” diye konuştu.

Memlekette yoksulluk olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, özellikle çocukların  bu yoksulluktan olumsuz etkilendiğini iddia etti. Kendilerinin yoksullukla 
 mücadele edeceklerini anlatan  Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Bunu aile sigortasıyla yapacağız. (Parayı nereden bulacaksınız?)  diyorlar. Sen hiç meraklanma kardeşim. Ankara'dakiler de meraklanmasın. Allah'ın  izniyle Başbakanlık koltuğuna oturduğum zaman para nasıl bulunurmuş onu da  göstereceğiz. Siz iktidarda halk için çalışıp üretirseniz, esnaf siftah yaparsa,  köylü üretirse, fabrika bacaları tüterse, para var. Yeri geldiği zaman  söylüyorsunuz, Türkiye'nin dünyanın yirminci büyük ekonomisi olduğunu. Fakir  fukaraya geldiğinde para yok. Sana gelince, yandaşlarına gelince para var. Bu  memlekette halk için çalışacağız. Ben bu memleket için çalışacağım. Benim cebimde  vatandaşlarımın mektupları var. Onların cebinde de götürdükleri dolarlar var.”

Aile sigortası getirildiğinde kimsenin çalışmak istemeyeceğinin iddia  edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, evin ihtiyacını, çocuğun ihtiyacını en iyi  kadının bildiğini belirtti.

Kadının güçlü kılınması halinde toplumun da refah seviyesinin artacağını  ileri süren Kılıçdaroğlu, “Bize diyorlar ki; 600 lira parayı yatırdığınızda  kimse çalışmaz. Devlet ya da belediyeler işçi aldığında bu ailelerden alacak”  diye konuştu.
         
"YOKSULUN YOKSULLUĞUNU İSTİSMAR ETMEYECEĞİZ”
         
Kılıçdaroğlu, bugün bir gazetenin manşetinde fakir çocuklara yardım  yapıldığına dair haber bulunduğunu, o çocukların isimlerinin ve ailelerinin  kamuoyunda afişe edildiğini savundu.

Yoksulluğu afişe etmenin ayıp ve günah olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu,  “Bizim inancımız, bizim felsefemiz, siyasi görüşümüz: Sağ elin verdiğini sol el  görmeyecek. Yoksulun yoksulluğunu istismar etmeyeceğiz. Ona saygı duyacağız”  diye konuştu.

Mazot fiyatlarının çok yüksek olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle  devam etti:

“Çiftçi memnun değil ama Recep Bey çiftçilerin durumunun çok iyi  olduğunu söylüyor. Bunların iktidarında her benzin istasyonu bir vergi dairesi  oldu. Gidersiniz mazot alırsınız dünyanın en pahalı mazotu odur. Bir gübre  alırsınız dünyanın en pahalı gübresi... İlaç alırsınız dünyanın en pahalı  ilacı... Bu çiftçi ne yapacak? Alın terinin karşılığını alamayacak. Çiftçinin  traktöründeki mazotunun litresi bir buçuk lira olacak. Bunun hesabını kitabını  yaptık. Şimdi (bunu nasıl yapacaksın) diyorlar? Sen 7 sülalene para bulurken,  onlar köşeyi dönerken aklına soru sormak gelmiyor da çiftçiye sıra gelince mi  aklına soru sormak geliyor? Çiftçiye mazotu bir buçuk liradan vereceğiz.”
         
"YANDAŞ GİRİŞ SINAVI YAPTILAR”
         
20-30 yıldır çocukların üniversite sınavlarına girdiğini, hiç kimsenin  aklına torpil için telefon edip, “Benim çocuğuma şu üniversiteyi kazandırın”  demek gelmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“İlk kez sınav soruları, sınav şekli şaibeli hale geldi. Yandaş giriş  sınavı yaptılar. 1 milyon 700 bin çocuk... Geleceğe güvenle bakması gereken,  koruyup kolladığımız, yemeyip yedirdiğimiz, içmeyip içirdiğimiz, giymeyip  giydirdiğimiz çocuklarımız bunlar. Dershaneye gönderdik, sınavlara hazırladık.  Baktık sınavda şifreler var. Bu çocuklara yaptığınız haksızlığı nasıl  gidereceksiniz? İnsanın vicdanı sızlamaz mı? Bunların vicdanı sızlamaz ama bizim  vicdanımız sızlıyor. Bu çocuklara haksızlık yaptık. İnsanda biraz utanma olur. Ar  damarı çatlamamışsa o koltuktan onların ayrılması lazım. Bunların ustalık,  çıraklık diye bir söylemleri var. Bunların çıraklık dönemleri yürütme dönemleri.  Ustalık dönemi de şifre dönemi. Çocuklarımızın alın terini çalıyorlar. Buna izin  vermeyeceğiz.”
         
"ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ YAZ TATİLLERİNDE ASKERLİK YAPACAK”
         
Başbakan Erdoğan'ın “tüm şeker fabrikalarının 24 saat çalıştığını, kota  diye bir şeyin olmadığını” söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın  çiftçiyi düşünmediğini öne sürdü; “Onun için çiftçi, anasını alıp gidendir”  dedi.

Cumhuriyet tarihinde hiçbir iktidarın yurtdışından kurbanlık koyun  getirmediğini savunan Kılıçdaroğlu, iktidarın hayvancılığı ve tarımı öldürdüğünü  iddia etti.

Emeklilerin durumunun da iyi olmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, iktidara  geldiklerinde Bağkur emeklisi olup çalışmaya devam edenlerden kesilen yüzde  15'lik vergiyi kaldıracaklarını bildirdi.

Askerlik süresini 15 aydan 9 aya kademeli olarak da 6 aya indireceklerini  dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Hemen bir itiraz. Vay efendim bu devleti kim savunacak?' Senin oğlun,  21 gün vali gözetiminde, el bebek gül bebek askerlik yaparken memleketi savunmak  aklına gelmiyor, vatandaşın oğlu askere gidecek (şimdi memleketi kim savunacak)  diyorsun. Benim çocuğuma bunu söylemiyorsun da kendi çocuğuna niye aynısını  yaptırmıyorsun. Bunu AKP'lilere söyleyin. O da gitsin askerlik yapsın. Üniversite  öğrencileri yaz tatillerinde askerlik yapacak. Mezun olduklarında da askerlikleri  bitmiş olacak.”

Mevcut iktidarın halka değil de cebine çalıştığını savunan Kılıçdaroğlu,  kendilerinin hak için çalışacağını ifade etti.

Halk için üretip, proje geliştireceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu,  “CHP'nin projesi yok” diyenleri projeye boğduklarını, nefeslerinin dahi  çıkmadığını, söyleyecek lafları olmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, Bir değil beş  Bakanlar Kurulu çıkaracak, kul hakkı yemeyen, vatandaşa saygılı, yoksullukla  mücadele eden bir ekibe sahip olduklarını da dile getirdi.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik iddialarını yeniden gündeme  getiren Kılıçdaroğlu, “Kayseri'de çalışan birinin rüşvet defterinin fotokopisini  Başbakan'a gönderdim. (Hiç değilse Kayseri'ye iki mülkiye müfettişi gönderin)  dedim. O adam (şu kişilerden şu kadar rüşvet aldım) diyor. Başbakan, (Defter  geldi ama rüşvet toplayan adamın altında imzası yok) diyor. Altına bari sen imza  atıver. Rüşvet toplayan adamın sırtını sıvazlıyorsun sen. İmzası olsaydı, (parmak  izi) yok diyecektin. Parmak izi olsaydı, (ıslak imza değil) diyecektin. Böyle bir  Başbakanı dünyanın hangi ülkesinde gördünüz? Adam (ben rüşvet topladım) diyor.  İçinde ne kadar rüşvet topladığı var. Mısır'daki sağır sultan duydu bunlar  duymadı. Çünkü bunlar firavunlaştılar. Firavunlar zalimlerdir. Halka  zulmedenlerdir” şeklinde konuştu.

“Deniz Feneri dosyasını da takip ettiklerini, bu dosyayı da iktidarın  seçimlere kadar sümenaltı edeceğini” savunan Kılıçdaorğu, konuşmasını şöyle  tamamladı:

“Savcılara sesleniyorum. O dosyayı sümenaltı ederseniz, halkın iktidarı  da sizi sümenaltı edecek. Hiçbir yolsuzluğa izin vermeyeceğiz. Soruşturma  yapıyorum deyip uyutuyorsun. Otur adam gibi görevini yap. Sen bir Cumhuriyet  savcısısın. Hiçbir memurun, bakanın unvanında Cumhuriyet sözcüğü yer almaz,  sadece savcının unvanında yer alır. Cumhuriyet savcısıysan, Cumhuriyetin gereğini  yap. Yolsuzluk yapanları, fakir fukaranın hakkını yiyenleri, kul hakkı yiyenlerin  dosyasını mahkemeye getir. Niye getiremiyorsun? Siyasi iktidar baskı yapacak...  Benim bildiğim savcı Türkiye Cumhuriyeti'nin savcısıysa zaten görevi baskılara  karşı boyun eğmek değil, baskılara karşı direnmektir.”