Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM), açığa alınan 3 generalin yürütmenin durdurulması yönündeki itirazını reddetti. Geçtiğimiz hafta ast ve üst münasebetine dayalı bir hiyerarşik yapıda hakimlerin tarafsız yargılama yapamayacağını savunan Arınç, AYİM'in bugün açıkladığı kararını olumlu bulduğunu söyledi.

Daha önce yaptığı açıklamalarda, ''Bu davayı açanlar 3 tane general. Rütbeleri ne? Tuğgeneral, korgeneral, amiral. Peki AYİM"deki hakimlerin rütbesi ne? Binbaşı, yarbay, albay. Ast ve üst münasabetine dayalı bir hiyerarşik sistemde bu hakimler tarafsız yargılama yapabilir mi? Bağımsız karar verebilir mi? Cevabını birileri versin. Bence çok zorlanırlar'' diyen Arınç, AYİM'in generallerin itirazını reddeden kararını 'fevkalade olumlu' bulduğunu söyledi.

Arınç, TBMM'de gazetecilerin konuya ilişkin sorularını yanıtlarken şunları söyledi:

“AYİM'in kararı bir yargısal sürecin tezahürüdür. Yürütmeyi durdurma talebini oy çokluğuyla reddetti. Daha önce yaptığım bir konuşmada AYİM ile ilgili olarak bir prensibi, bir ilkeyi ortaya koymuştum. O prensip ve ilke şudur: 'Bütün demokratik ülkelerde yargı birliği esastır. Yargıda düalizm olmaz. Yani askeri yargı, sivil yargı diye... Demokratik Avrupa ülkelerinde de AB ülkelerinde de bir ikilik hiçbir zaman sözkonusu olmamıştır. Oysa bizde 1960 darbesinden sonra 1961 Anayasası'nda, 1980 darbesinden sonra 1982 Anayasası'nda yargıda ikilik en önemli kurum olarak görülmüştür.

Demokrat, çağdaş, sivil bir anayasada yargı tekliği esastır. Ben bunu ifade etmeye çalıştım. Yoksa AYİM'de de Askeri Yargıtay'da da görev yapan hakimlerin etki altında kalacağını, onların hukuku adeta bilmediklerini ifade etmedim.

Hepsini tanıyorum. Hepsi hakkındaki kanaatimde şudur: 'Askeri Yargıtay da AYİM'deki hakimler de fevkalade hukuk bilgisine sahip, dürüst, vicdani kanaatleriyle karar veren insanlardır. Ben onların şahıslarıyla ilgili konuşmuyorum ama askeri mahkemeler belli bir statü olarak düzenlenirse, disiplin ve hiyerarşi içerisinde hakimler karar almakta, karar vermekte zorlanabilirler. Bu onların kişiliklerinden değil, mevcut yapıdan ileri gelir' demek istemiştim. Hatta bunun için bir de örnek verdim.

DGM'ler varken, üç hakimden biri de askeri hakimdi. Buna AHİM'de itiraz edildi. AHİM de yargıçların askeri bir disiplin ve hiyerarşi içinde, özlük haklarıyla bağlı bulundukları kurum adına hareket edebilecekleri düşüncesiyle DGM'lerden asker hakimin çıkarılmasını istedi. Parlamento bunu uygun gördü ve DGM'lerden asker üyeler çıkarıldı. 1999, 2000, 2001'de...

YARGIDA BİRLİĞE GİTMEK

Birbirine ne kadar benzer bilmiyorum ama aynı gerekçelerle rütbeli olan, rütbe takan askeri hiyerarşi içerisinde yer alan ve bu amaçla kurulmuş olan mahkemelerin kararları doğru da olsa tartışılabilir, yanlış da olsa tartışılabilir. O yüzden verilecek karar hukukta, yargıda tekliğe gitmektir, birliğe gitmektir; ikiliği ortadan kaldırmaktır. Bu ne zaman olur, bilmiyorum. Bu benim hem kişisel düşüncemdir hem de sivil, çağdaş, demokrat, özgürlükçü bir anayasa içerisinde olması gerekendir. Yoksa ben hakimlerin şu veya bu şekilde karar verebileceği konusunda bazen sevindiğimiz, bazen üzüldüğümüz, bazen övdüğümüz, bazen yerdiğimiz kararlar çıkabilir... Ama yargıda teklik ilkesi içerisinde bu eleştirimi yapmıştım.

Bugün verilen karar AYİM hakimlerinin farklı da olsa bu konuda düşündüklerini ortaya koymuştur. Ben kararı olumlu buluyorum. Çünkü bugüne kadar işletilmeyen ama kanunda var olan bu maddenin bakanlar tarafından kullanılabileceği, kullanılmasının da engellenemeyeceği ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla hukuk açısında da, mevcut şartlar açısından da kararı fevkalade önemli buluyorum ve önemsiyorum.”