Ömer-Mine Vargı"nın başında olduğu Filmacass"ın yapımcılığında, TRT için çekilmeye başlanan "Cam Kırıkları" adlı dizide; tıpkı kendisi gibi yuvada büyüyen bir genç kadını canlandıran, "Var mısın Yok musun?"un "maviş"i Nursel Ergin, rolü almasında güzelliğinin rol oynadığına inanmıyor

Nursel, “Allah bir şeyler vermiş bana ama ben böyle ufacık tefecik biriyim, çok alımlı, seksi değilim. Yanımdan geçen erkeğin "Uff" diyeceği bir kız değilim” diyor ve ekliyor: “Evet, aynaya baktığımda güzel birini görüyorum, kendimi seviyorum. Ama "Güzel olduğum için bana bu rol verilmiştir" diyemiyorum”

"Var mısın Yok musun?"da ekran başındakileri heyecandan hop oturtup hop kaldıran, bir yandan kendisine ev alabilmek için kutu açtırırken, bir yandan da yetiştiği Kasımpaşa Çocuk Yuvası"nın yeni inşaatı için yardım toplayan Nursel Ergin, hedefine adım adım ulaşıyor. Yuvanın yapımında mutlu sona yaklaşılırken, maviş
Nursel de bir dizide başrol oynamanın ve para kazanmanın keyfini yaşıyor. Nursel"le özel hayatı, çocuk yuvası ve oyunculukla ilgili sohbetimiz, son derece samimi bir havada gerçekleşti...
Yarışmadan ne kadar para kazandın?
Gayet rolantide bir yarışmaydı benim için. Çok riskli değildi ve şans benden yanaydı. Çok zorlanmadan devam ettim. 201 bin TL kazandım. Bu benim kendi adıma kazandığım paraydı. Yarışmanın devamında ise büyüdüğüm yuvaya para topladık.
Gereken para 2.5 milyon TL idi. Yuva için neler yapabildiniz?
Çok iyi bir rakam toplandı. Kaba inşaatı bitti sayılır. Ama tabii kocaman bir bina; bahçesi, düzenlemesi hiçbir şeyi yoktu. Çırılçıplak bir binaydı, tuğla halindeydi. Şimdi kısmetse bir-iki ay içinde hayata geçireceğiz. Açılış yapacağız.
Yuvayla bire bir ilgilenebiliyor musun?
Tamamen ilgilenebiliyorum dersem, yalan olur. Zaten yarışmadaydım, tempom çok yoğundu. Ama sürekli Oya (Kayacık) anne ile irtibat halindeyim, görüşüyorum. Onun yanına gittiğimde, yuva yakında olduğundan ziyaret ediyorum. Yapılanları gördükçe içim açılıyor.
Oya anne, senin ve yuvadaki çocuklar için gerçek bir anne gibi, değil mi?
Kesinlikle. Çocuklar ne ister, ne renk sever iyi bilir. Yuvada da okul görüntüsü değil, ev ortamını yaratmak için çalışıyor.
Yuva tam olarak ne zaman bitecek?
Çok yakın zamanda hayırseverlerle birlikte, Acun Bey"in de (Ilıcalı) olacağı bir açılış yapacağız. Gurur duyacağım ben de.
O yuvaya yeni bir "Oya Anne" olmayı hiç düşündün mü?
Genelde insanlar beni öyle görüyor ama tüm açık yürekliliğimle söyleyeyim; o yürek bende yok! O çok başka bir şey. Hatta ben yuvaya gittiğimde geriliyorum. Çünkü benim hayatım orada geçti. Gerçekten bir anne sevgisi almadığım için çoğu şeyde zorlanabiliyorum. O yuvaya girdiğimde çok huzur dolu olamıyorum, “Haydi gelin yavrularım” sevecenliğinde olamıyorum. Oya annedeki çok farklı bir şey. Yüzlerce çocuğa ciddi anlamda annelik yapıyor, hiçbir beklentisi olmadan, hiçbir kazancı olmadan.

Bu ilginç röportajın devamı Hafta Sonu dergisinde....