Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Balkan ülkelerinin geçmişte yaşananları unutamayacaklarını ancak artık gelecek odaklı bir vizyon sergilenmesi gerektiğini söyleyerek, 2012 yılının Balkanlar için yeni bir yüzyılın başlangıcı olmasını diledi.

Bakan Davutoğlu, Bosna Hersek ziyareti çerçevesinde Saraybosna'da Amerikan Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı.

Bosna Hersek'i ailesi gibi gördüğünü bu nedenle Ramazan Bayramını Bosna Hersek'te geçirmek istediğini anlatan Davutoğlu, bunun Türkiye'nin ve Türk halkının Bosna Hersek hakkında neler hissettiğinin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Davutoğlu, Türkiye'nin Balkanların bir parçası olduğunu söyleyerek, işbirliği, ekonomik refah, barış ve istikrarın ön plana çıktığı yeni bir Balkanlar oluşturulmasının önemine dikkati çekti.

Bakan Davutoğlu, Balkan ülkelerinin uzun yıllar boyu acılar çekmiş, savaşlar görmüş bu bölgenin kaderini değiştirmek durumunda olduğunu belirterek, Balkanların sadece 20. yüzyılda iki dünya savaşı, iki bölgesel savaş ve bir de Soğuk Savaş yaşadığını hatırlattı.

Bütün bu savaşların Balkanları diğer bölgelerden daha çok etkilediğine, 20. yüzyılın Balkanlar için ayrımların ön plana çıktığı bir yüzyıl olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Şimdi hepimiz kendimize basit bir soru yöneltmeliyiz: Balkanların geleceği nasıl olmalı?" diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin Balkanlar politikasını metodolojik ve siyasal yaklaşımlar başlıkları altında anlatarak, metodolojik olarak Türkiye'nin ilk ilkesinin bölgeye kriz odaklı değil vizyon odaklı bakış olduğunu belirtti. Davutoğlu, şimdiye kadar hep krizlere ve sorunlara odaklanıldığını, bunun değişmesi gerektiğini anlatarak, Balkanların artık sorunların değil çözümlerin merkezi olması gerektiğini kaydetti.

İkinci ilkeleri çerçevesinde geçmiş odaklı olmaktansa gelecek odaklı olunmasını arzu ettiklerini belirten Davutoğlu, "Geçmişte yaşananları tabi ki unutmayalım ama aynı zamanda gelecek odaklı bir yaklaşım sergilemeliyiz. Balkanların imajı aynı Ortadoğu gibi hep krizlerin ya da savaşların merkezi olduğu yönünde. Ama aslında bu hep böyle değil. Bu yanlış bir imaj. Tabi ki bu tür olumsuz örnekler de oldu ama aynı zamanda çok kültürlülük ve hoşgörünün barındığı güzel örnekler de var" dedi.

Türkiye'nin üçüncü ilkesinin ise ideolojik değil değer odaklı yaklaşım olduğunu söyleyen Davutoğlu, bu bölgede insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi ortak değerlere atıfta bulunulursa daha olumlu sonuçlar alınabileceğini bildirdi.

Davutoğlu, yüzyıllar boyu Hristiyanlarla Müslümanların bu bölgede birlikte kardeşçe yaşadığını anımsatarak, gerek Ramazan Bayramı gerekse Noel'in bu topraklarda her iki dinin mensupları tarafından ortaklaşa kutlandığını, herkesin birbirinin inancına saygılı olduğunu, bu değerlerin şimdi de ön plana çıkartılması gerektiğini anlattı.

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin bölgeye ilişkin siyasal vizyonunu da yine üç ayrı ilke ile anlatarak, ilk ilkenin bölgesel sahiplenme olduğunu, bölgedeki sorunların bölge ülkelerinin kendi sorunları olduğunu ve büyük güçlerin gelip çözmesinin beklenmemesi gerektiğini vurguladı.

Balkan liderleri arasında diyalog eksikliği bulunduğundan bahseden Davutoğlu, yetkililerin daha sık bir araya gelmesi ve toplantılar düzenlemesi gerektiğini bildirdi. Buna örnek olarak AB'yi kuran Avrupa liderlerini gösteren Davutoğlu, Avrupalı liderlerin 1950'lerden beri çok yakın bir diyalog içinde olduğunu, sorunların çözümlenmesi için yüz yüze bir araya gelinmesinin olumlu sonuçlar vereceğini aktardı.

Davutoğlu, Türkiye'nin Sırbistan ve Yunanistan ile sorunlarının çözümünde böyle yaptıklarını da ifade etti.

İkinci ilke olarak bölgesel bütünleşmenin önemine dikkati çeken Davutoğlu, bölgelerdeki ülkelerden ziyade şehirlerden konuşmak gerektiğini, bölge şehirlerinin birbiriyle bütünleşmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Bakan Davutoğlu, buna örnek olarak da Selanik ve Edirne'yi göstererek, bu iki şehrin de tarihte çok önemli merkezler olduklarını ancak şimdi ekonomik olarak bütünleşemedikleri için eski önemlerini kaybettiklerini bildirdi.

"Bütünleşmeden bahsettiğimde bugünlerde moda olan Neo-Osmanlıcılık spekülasyonları yine yapılmasın lütfen" diyen Davutoğlu, bu ilkenin Neo-Osmanlıcılıkla ilgili olmadığını, modern bir yaklaşım olduğunu, en iyi örneklerinden birinin de AB olduğunu vurguladı.

Üçüncü ilke çerçevesinde de Balkanların Avrupa'ya ilişkin bir vizyon geliştirmesi gerektiğini anlatan Davutoğlu, Balkanların dünya politikasında pasif olmaması ve bölgenin Avrupa için bir yük gibi algılanmasının önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. Bakan Davutoğlu, bu çerçevede Balkan ülkelerinin birbirlerinin çıkarlarını çeşitli bölgesel ve uluslararası örgütlerde gözetebileceğini de belirtti.

Davutoğlu, 2012 yılının Balkan barış yılı olmasına ilişkin tekliflerinden de bahsederek, "Balkan Savaşı'nın 100. yıl dönümünde gerekli dersleri çıkarmalı ve 2012'yi yeni Balkan yüzyılının başlangıcı olarak ilan etmeliyiz" diye konuştu.

-TARİHİN YORUMU-

Balkan ülkelerinde tarihin yorumu ile ilgili bir soruya yanıt veren Davutoğlu, bu konunun Kosova'daki temaslarında da gündeme geldiğini hatırlatarak, orada da dediği gibi ortada bir tarihi gerçek ancak farklı algılama biçimleri bulunduğunu söyledi.

Davutoğlu, tarihin yorumlanmasına değil ideolojik hale getirilmesine karşı olduklarını belirterek, ulus devletlerin oluşum süreçlerinin bir bebek gibi olduğunu, o dönemde daha çok tehditlere yoğunlaşılmasının doğal olduğunu ancak bu bebek büyüdüğünde artık dışlayıcı değil daha kapsayıcı olunması gerektiğini anlattı.

Tarihin Balkan ülkelerinde hala Soğuk Savaş dönemindeki gibi yorumlandığını, ancak şu anda başka bir dünyada yaşanıldığını söyleyen Davutoğlu, dünyada Çin, Hint ve Afrika gibi kıta kültürlerinin ön plana çıktığını aktardı.

Türk ve Sırpların tarihte kendi aralarında Fransız ve Almanlardan daha az savaştığına işaret eden Davutoğlu, "Hal böyleyken bugün Fransız ve Almanlar geçmişlerini unutabiliyor da biz neden unutamıyoruz?" diye sordu. Davutoğlu, "Sevin ya da sevmeyin bu bizim ortak tarihimiz ve bu tarihi paylaşmalıyız" diyerek, bugünkü kavramlarla geçmişi yargılamanın doğru olmadığını kaydetti.

Davutoğlu'nun konuşmasını dinleyen Bosna Dışişleri Bakanı Sven Alkalaj da Türkiye ile Bosna Hersek arasında her zaman çok yakın ilişkiler bulunduğunu söyleyerek, son 5 yılda ise ilişkilerin daha da geliştiğini belirtti.

Alkalaj Türkiye'nin ve Bakan Davutoğlu'nun Bosna Hersek ile Sırbistan ve Bosna Hersek ile Hırvatistan arasındaki süreçlere katkısından da övgüyle bahsederek, Türkiye'nin dünyadaki pek çok sorunun çözümünde önemli roller üstlendiğini bildirdi.