Nazillili 20 işadamı 5 ay sürecek olan ilk yabancı dil kursuna başladı. Dernek binasında başlayan ve Nazilli Oxford Dil Merkezi ile imzaladıkları protokolün ardından Kurum eğitmenlerinden Muzaffer Akman’ın ekibi tarafından İngilizce kursu verilmeye başlandı.
Dernek üyesi işadamlarının yurt dışında daha rahat çalışabilmeleri için en az bir yabancı dil bilmeleri gerektiğini ifade eden Dernek Başkanı Necmi Erkan “Dünyada bir buçuk milyar insan İngilizce biliyor. Bir milyar insan da İngilizce öğrenmeye çalışıyor. İhracat yapan Türk işadamları için bugün en önemli sorun yabancı dil bilmemektir. Biz de Nazillili işadamları derneği olarak bu sorunu aşmak için üyelerimizin en azından dünyanın en çok konuşulan dili olan İngilizceyi ihtiyaçları kadar da olsa öğrenmelerini istiyoruz. Yurtdışında nereye gidersek gidelim dil sorunu karşımıza çıkıyor. 20 işadamımızın katıldığı ve 5 ay sürecek olan dil kursumuz sonunda işadamlarımız İngilizcenin temel unsurları öğrenerek gittikleri fuar, ihracat görüşmeleri ve diğer görüşmelerinde kendilerini anlatabilecekler. Hafta içi 2 gün 3’er saat sürecek olan temel İngilizce kursumuz sonunda Milli Eğitim Bakanlığı düzeyinde sertifika verilecek. Ayrıca isteyen işadamlarımız da yabancı dilini daha da geliştirmek isterlerse ileri düzeydeki kurslarına devam edebilecekler. Esnafımızı işadamı, işadamını sanayici ve sanayiciyi de ihracatçı yapmamız için en büyük problem olan yabancı dil konusunu Nazillili işadamları olarak aşmak istiyoruz” dedi.
“GENÇ YAŞTA İNGİLİZCE ÖĞRENİN”
Kursa katılan İşadamları adına konuşan Nazilli Beyza Tekstil Ortağı Muhsin Aslan, derneğin Milli Eğitimin sunmadığı imkanları işadamlarına sundukları için müteşekkir olduklarını ifade ederek; “İnşallah eğitimin sonunda başarılı oluruz. Bir işadamı olarak yabancı dil bilmeme ayıbından kurtulacağız. Yaklaşık 30 ülke Almancam var ama İngilizce bildiğim için büyük zorluklar yaşıyorum. Almanya’da işyerimiz var ve Fuarlara katılıyorum ama pasaport kontrollerinde bile sıkıntı yaşıyordum. Egoist Almanlar veya özellikle Fransızlar İngilizce konuşarak sorular soruyordu, tabii ki fazla anlamadığım için tercüman arkadaşlar aracılığıyla irtibat kuruyordum. Fuarlara giderken yanında birini götürmek zorunda kalıyorsun hem tercüman ücreti hem de masrafları sonuçta gider oluyor. Hem maliyetleri düşürmek hem de İngilizce öğrenmek için özellikle başımdan geçen bir olay nedeniyle öğrenmeye başladım. Alman’ın biri bir gün İngilizce biliyor musun, Fransızca biliyor musun, Müslüman olduğumuzu bildiği için Arapça biliyor musun diye sordu. Bende hayır deyince bu sefer o Alman bana gülmeye başladı ve eliyle geç geç işareti yaptı uğraşmadı yani. Ayrıca fuarlarda kaldığımız otellerde bir çay isterken bile sadece ‘tea’ yani çay diyebiliyorduk. Bu neden resepsiyondaki kişi ile bana nasıl getireceğini anlatmak için büyük zorluk çekiyordum. Yaşımdan dolayı ne kadar zorlandığımı anlatamam, şuanda evimde 3 çocuğum var onlara hayatlarındaki en büyük şartlarından bir tanesinin yabancı dil olduğunu anlatıyorum. Tüm gençlerimize de öneriyorum. Çocuklarıma dediğim gibi Ana dilimiz Türkçeden sonra İngilizce hatta olabilirse bir üçüncü dil bile öğrenmek onlara gerçekten çok ayrıcalık katacak. Genç yaşta eğitim gören arkadaşlarımıza İngilizceyi iyi bir şekilde öğrenmelerini ve pratik yaparak günlük hayatlarında kullanmalarını tavsiye ederim” diye konuştu.