Yılların müzik takvimlerinde New Kids on the Block’ı gösterdiği dönemlerdi. Biz “Jordan mı daha yakışıklı Joe mu?” diye ortaokul kantinlerinde tartışırken, İsveç’ten ‘Listen to Your Heart’ diye bir şarkı geldi, hepimizi dağıttı. Pop müzikte ekol sayılacak ikili Roxette’i o şarkıyla tanıdık. Gerçi kendi ülkeleri İsveç’te zaten ünlüydüler. Sonra 1990’da Pretty Woman (Özel Bir Kadın) filminde ‘It Must Have Been Love’ şarkısı içimize işledi.

1986’dan bu yana 60 milyon albüm satan Roxette, Marie Fredriksson’a beyin tümörü tanısı konmasıyla dağıldı. Erkek tarafı Per Gessle yoluna solo çalışmalarla devam etti.

Halbuki ikilinin dostluğu çok eskiye dayanıyor: “70’lerde prova stüdyosunu paylaşıyorduk. Marie hem şarkı söylüyor hem de klavye çalıyordu. Marie’nin çok gürültücü olduğunu ve çok çok uzun koyu renk saçlarını hatırlıyorum. O zamanlar bile şahane görünüyordu!”

"BİLDİĞİMİZ TEK MÜZİK"

BU Roxette olarak sahneye ilk çıkışları ise pek fırtınalıymış: “Şaka gibiydi! Açık hava konseriydi ve meteoroloji tanrıları çok kötü bir ruh halindeydi herhalde. Fırtına! Yoğun yağış! Felaketti! Ama Roxette öncesinde de müzik yaptığımız, yani o bizim ilk sahne deneyimimiz olmadığı için tecrübeliydik. ” Şimdi Marie de Per de 50’li yaşlarda. Yine de gayet çekici ve genç durduklarını söylüyorum “Genç? Çekici? Teşekkürler tatlım” diyor, “tatlım”ı da aldım ya Per’den; o gazla devam ediyorum sorulara:

“Çoğumuz ilk gençliğimizde sizin şarkılarınızı ezberledik. Hatta o şarkılar yüzünden daha duygusal yetişkinler haline gelmiş olabiliriz. Eğer bugün bir araya gelen, yeni bir grup olsaydınız yine aynı şarkıları yapar mıydınız?” diye soruyorum. “Tabii ki. Bildiğimiz tek müzik türü bu. Her zaman söylediğim bir söz vardır; insan müzik arşivinin ürünüdür ve buna gerçekten inanıyorum! Marie ve ben her zaman en büyük Roxette hayranları olduk. Bu grubu yoktan var ettik. Sözleri yazdık, İsveçli grubumuzu kullanarak müzik yaptık, klavyecimizi prodüktörümüz olarak kullandık! İlk önce kendi seveceğimiz albümler yapmaya çalıştık hep. Dünyada bizimle bu aşkı paylaşacak insanların varlığını bilmekse, tabii ki inanılmaz güzel” diyerek müziklerinin arkasında duruyor, şarkılarındaki sözlerde, vokallerde, gitarlarda ve armonikada imzası olan Per.

Queen of Rain, Sleeping In My Car, The Look gibi şarkılarını da hâlâ sevdiğimiz grup, geçtiğimiz (ya da bir türlü geçiremediğimiz) kış aylarında yeni bir albüm yayınladı. Grubun 8’inci albümü olan Charm School, bolca 80’ler ezgili, disko ışıkları olan bir albüm, tahmin edebileceğiniz gibi.

Albümün hemen ardından, şubat ayında Rusya’dan hareketle dünya turuna başladılar. Turu 31 Temmuz’da Belçika’da bitirmeyi planlıyorlar. Şimdiden gelecek konserlerin çoğunun biletleri tükenmiş durumda. İstanbul konseri ise 25 Mayıs’ta Küçükçiftlik Park’ta.

'BENİM SÖZLERİME KULAK ASMAYIN'

“Ben hâlâ 60’ların, 70’lerin plaklarını dinliyorum. Yani büyürken dinlediğim müziği. Bugün listelerin ilk 40’ında olan neredeyse her şarkı birbirinin aynısı gibi geliyor kulağa. Aynı bestecilerle, aynı prodüktörlerle, stüdyoda aynı teknik aletlerle çalışıyorlar. Ama bir dakika, ben yaşlanıyorum, sözlerime kulak asmayın!”

DÜNYA TURU

“2009 ilkbaharında Marie, Amsterdam’daki konserimde sahnede bana eşlik etti. İnsanların ilgisi olağanüstüydü. Her şeyin başlangıcı o oldu. Birkaç hafta sonra beni aradı ve yeni Roxette şarkıları yazıp yazamayacağımı sordu. Ben de yazdım ve işte buradayız!”

HT PAZAR / HEJA BOZYEL