Köşe yazarlığı ya da gazetecilik kimsenin avukatlığını yapmak değildir. Yeri geldiğinde taşladığı yiğidin hakkını da verebilmektir.

Belli prensipler doğrultusunda hareket ederek doğruya doğru, eğriye de eğri demesini bilebilmektir.

Eleştirdiklerini millet adına görev alanları ile sınırlı tutabilmektir.

Takdir ettiği kişi ve konuları da…

Eleştiride kişileri saygısızca rencide etmekten, linç derecesinde hırpalamaktan sarfı nazar etmektir.

Buna riayetsizlik halinde idealistlerin yerini kifayetsiz muhterislerin, rantçıların, devletin malı deniz diyenlerin dolduracağının farkında olmaktır.

Ölçünün de kul hakkından korkudan, yetim hakkını gözetmekten, vicdanı ile düşünmekten geçtiğini bilmektir.

Gerçeği aramada bu prensipleri uygulamakla birlikte yeri geldiğinde şartlar zorlasa da “İsa’nın hakkını İsa’ya Sezar’ın hakkını da Sezar’a” vermede direnmektir.

Zurnanın zırt dediği yer işte tam da burasıdır.

Vatandaşın çilesini dert edinmek dışında ne kimsenin avukatlığını yapmaktır ne de ihtirasların peşine takılarak birilerinin hakkını ihlal etmektir.

Her hâlükârda adaleti, hakkaniyeti, insafı elden bırakmamaktır.

Rahatlıkla söyleyebilirim ki, istenildiğinde karşı görüşe de hak tanımakla haber kaynağınız Aydınpost gerek bu konuda gerekse başkalarında aynı hassasiyet içersinde olmuştur.

Yoksa doğrunun, hakikatin peşinde koşmakla birilerinin tekerine çomak sokmasa ikide bir siber saldırıya niye uğrasın?

Geçen haftaki Milletvekili Mustafa Savaş’la BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu arasında geçen omuz atma, dirsek vurma polemiğini irdelerken de hareket noktamız işte bu etik kurallar olmuştur.

Olayı kısaca özetleyecek olursak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin son Başbakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz hafta Adnan Menderes Üniversitesi’nin akademik yılı açılış töreninin davetlisi olarak Aydın’a geldi.(24 Ekim)

Aynı törende hazır bulunan BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu Binali Yıldırım açık havada birlikte yürürken arkadan ikili arasına girmeye çalışan Mustafa Savaş’ın Sayın Başkan’ın koluna teması yerel basında omuz vurma ya da dirsek atma olarak yorumlandı, konu ulusal basına kadar uzandı.

Bu olayla tarih bir kez daha tekerrür etmiş oldu ve rol kapmada olağanüstü şansa sahip Özlem Çerçioğlu geçmişte olduğu gibi bu ziyarete de damgasını vurdu.

İlki (07.08.2014) Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle Aydın’a gelişlerinde helikopterin indiği şehir stadında, ikincisi de (07.04.2018) yine Cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde aynı yerde Cumhurbaşkanı-Özlem Çerçioğlu arasındaki basına kapalı görüşme Cumhurbaşkanının o ziyaretini gölgede bırakmış yerelde gündemin bir numaralı haberi olmuştu.

Aynı olay devrin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın yine böyle Adnan Menderes Üniversitesi akademik yılı açılış törenine geldiğinde de tekrarlanmış (29.10.2016) büyükşehri ziyareti sırasında AK Partili siyasetçilerce yapımı eleştirilen Kent Meydanı hakkında Bakan’ın beğeni içeren sözleri yine böyle gündem olmuştu.

Özlem Çerçioğlu’nu Binali Yıldırım’ı karşılarken görenler kendilerine “bakalım rol hediye etmede hangi AK Partili görev üstlenecek de şapkadan yeni bir tavşan çıkacak” sorusunu soranlar haklı çıktı.

Sayın Başkan’ın bu kez şansını güldüren Mustafa Savaş oldu.

Fakat bu olayda Mustafa Savaş ikili arasına girme noktasında misafiri yalnız bırakmama adına Özlem Çerçioğlu’nun iznini aldığını söylüyor.

Ancak Mustafa Savaş’la ilgili bir başka gerçek var ki, o da onu az çok tanıyan Özlem Çerçioğlu da dâhil siyasi rakipleri iki nedenle suçlamakta zorlanır.

BİR: Rakipleri de bilir ki, Mustafa Savaş devlet terbiyesi almış nazik, naif bir kişiliğe sahiptir.

Siyaset yapma tarzını beğenmeyenler çıkabilir ama sertlik, kabalık konusunda onu suçlayacak insanın çıkacağına kimse ihtimal vermiyor.

Kanıt olarak da siyasete girdiği 2011 seçimlerinden bu yana sergilediği ılımlı tavır gösteriliyor.

İKİ: Mustafa Savaş’ın iki kez rakip olarak karşısına çıktığı Özlem Çerçioğlu’na karşı kullandığı dil hiçbir zaman saygı sınırlarını aşmamıştır.

O, 31 Mart seçimleri öncesinde Adnan Menderes Üniversitesi Kongre Merkezinde yaptığı proje tanıtım toplantısında o konuda seçmenlerini uyarma gereği duymuştur.

O toplantıda sarfettiği “Rakibimiz hem bir bayan hem de bir annedir, propaganda süresinde kullanacağımız dilde bu gerçeği aklımızdan çıkarmayacağız” sözleri hatırlardadır.

Gerek 2014’de gerek 31 Mart seçimlerinde Mustafa Savaş’ın Özlem Çerçioğlu’na karşı hitabı bildiğim ve gördüğüm kadarıyla “Hanım Efendi” şeklinde olmuştur.

O nedenle kadına karşı saygısızlık noktasında yapılan yorumlar Mustafa Savaş üzerinde uzun süreli kalıcı olmaz.

Bu noktada “tanıdığım Mustafa Savaş bu linçi hak eden birisi değil” demesi Özlem Çerçioğlu’nu, “bir kadını, bir anneyi bilmeden kırdıysam özür dilerim” sözü Mustafa Savaş’ı vatandaş gözünde büyütür.

Üzücü olansa şudur:

ADÜ akademik yıla başlıyor, açılışa Cumhurbaşkanından sonra en etkili siyasetçi Binali Yıldırım geliyor, ne üniversite ne de ihtiyaçları Aydın’ın gündemi oluyor.

Aydın’ın kalkınma sorunu, çevre kirliliğine dayalı pis koku, bir avuç mutlu azınlık dışında kalan kesimin yaşam memnuniyetsizliği gibi bunca tartışmamız gereken mesele incir çekirdeğini doldurmayacak omuz ya da dirsek atma polemiği kadar kamuoyunda karşılık bulmuyor.

Hepsi o dedi-kodunun altında kalıyor.

Bir de kendi kendimize hayıflanıyoruz…

Aydın gün geçtikçe büyüyen sorunlarıyla niye kasabaya dönüşüyor, diye…

Herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyor, başta Atatürk onu bize kazandıranlara ve aziz şehitlerimize rahmet diliyorum.