A Milli Takım'ın eski teknik direktörü Mustafa Denizli, Ay-yıldızlılar'ın bugün Almanya'yla oynayacağı maç öncesi değerlendirmelerde bulundu. İşte Mustafa Denizli'nin, Milliyet'e verdiği röportaj:
 
- Hiddink, Almanya ile aynı seviyede olmadığımızı, gerçeklerle yüzleşmemiz gerektiğinizi söylüyor. Buna katılıyor musunuz, sizce Almanya yenilmeyecek bir takım mı?
 
"Benim katılıp katılmamam önemli değil. Asıl önemli olan Türkiye'de bu görüşe katılan var mı? Onu sormak lazım. Almanya'nın bizim bildiğimizin dışında gizli bir tarafı varsa onu da bilemem..."
 
- Resmi maçlarda Almanya'yı yenen son Milli Takım hocası olarak bu maçı nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz oyuncularınızı nasıl motive etmiştiniz?
 
"Almanya'ya karşı özel bir motivasyona ihtiyaç yok. Oyuncular zaten kendini hazırlar. Sadece stratejik planlara ihtiyaç var. 'Almanya kötü takımdır' diyen yok. Almanya'ya karşı kazanacak, en kötüsü kaybetmeyecek şartlar ve ortam elimizde... Oynayacağımız bu maçın bana hissettirdiği şu; Ligin son haftasında bir maç oynanır. Bir takım 6 veya 7. sıradadır. Kazansa da kaybetse de yeri değişmeyecektir. Ne 5. olacaktır, ne de 8. Diğer takım ise düşme potasındadır. Bu iki takımın hissettikleri ne ise bu akşam Arena Stadı'nda iki takım oyuncularının hissedeceği şeyler odur. Dolayısıyla Löw ne yaparsa yapsın Almanya'nın bugün Türkiye'ye karşı ne olursa olsun üstün bir motivasyon, çok fazla bir kazanma hırsı ve müthiş bir mücadele ortaya koyması mümkün değil. Siz ne kadar hazırlanırsanız hazırlanın orada futbolcunun hissettiği çok farklı olamaz. Onun için benim pek sevmediğim, onaylamadığım bir tabir bugün karşımızda; Kazanamıyorsan, kaybetme... Böyle bir durumun geçerli olduğu bir gündeyiz."
 
- Almanya karşısında nelere dikkat etmeliyiz?
 
"Bakın Almanya yenilmeyecek bir takım asla değil. Daha önce grubumuzda hem Avrupa, hem Dünya şampiyonu olan İspanya ile nasıl kafa kafaya oynadığımızı unutmayalım. Burada bir tek şey var. Niye kaybetmemeyeliz? Şunun için kaybetmemeliyiz; Almanya'nın bizim maçtaki şartları ne ise Belçika maçında da onu hissedecekler. Böyle hisseden bir Almanya'yı o zaman Belçika da yenebilir. İşin tehlikesi burada. Kısacası kafa olarak bu kadar rahat durumdaki Almanya'ya kaybedersek grup ikincisi olma şansımız zora girer. Türkiye'deki insanlar bunun fazla farkında değil. Bu tehlike var. Bu fırsatı yakalayan ilk takım olduğumuz için avantajlıyız, bunu kullanmak mecburiyetindeyiz. Bu görevlere gelen insanlar bu gruplarda kimlerle karşılaşabileceğimizi biliyorlardı. Bu takımlar sonradan varolmuyor. Karşımıza ya İspanya, ya İtalya, ya Fransa, ya Almanya biri mutlaka gelecekti. O bakımdan hocanın o konuşması inşallah bir tercüme hatasıdır."
 
- Sizce baraja kalabilecek miyiz?
 
"Kesinlikle kalırız. İş şu anda bizim elimizde. Bir terslik yapıp da son maçta Almanya'ya güvenemeyiz. Bizim kendimize güvenmemiz lazım. Fırsat elimizde ve kendi evimizde bunu kullanmalıyız. Ne oldu da bu Almanya ile Türkiye arasında bu kadar büyütülecek bir fark ortaya çıktı. Öyle bir durum yok. Burada Almanya'ya kaybetmediğiniz zaman bir yerde Almanya - Belçika maçının sonucunu da ortaya çıkartmış olursunuz. Almanya'ya kaybetmeyen Türkiye, Belçika'yı da yerle bir eder. Bu Belçika da Almanya karşısında formalite maçına çıkar."
 
- Milli Takım'ın nasıl bir oyun anlayışını ve strateji benimsemesi gerekiyor? Sakatlıktan yeni çıkmış oyuncuların ilk 11'de görev alması bir risk teşkil eder mi?
 
"Hiçbir takım planlarını bir puan üzerine yapmaz. Oyunun gidişatına göre son 5-10 dakikada belki buna dikkat edebilirsiniz ama oyunun başlangıcı mutlaka kazanmaya yönelik olacaktır. Evet Hamit yavaş yavaş düzeldi, Emre uzun süredir maç oynamıyor. Böyle atmosferi ve tansiyonu yüksek maçlara onlarla başlamak risk olabilir. Hem fiziksel açıdan, hem futbolcu açısından... Ama yüzde yüz hazırlarsa oynamalarında bir sakınca görünmüyor. Takımı biz bilemeyiz, bunu değerlendirecek teknik ekiptir..."