Son devir tarihimizin önemli tanıklarından yazar Münevver Ayaşlı, vefatının 12. yıldönümü münasebetiyle yâd ediliyor.
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin düzenlediği “Bâbıâli Sohbetleri” çerçevesindeki toplantı, Cağaloğlu’nda Timaş Kitap Kahve’de 8 Eylül Perşembe günü saat 18.00’de başlayacak. Mehmet Nuri Yardım’ın yöneteceği toplantıda Üstün İnanç, Memduh Cumhur, Vehbi Vakkasoğlu, Salih Suruç, Dursun Gürlek ve İbrahim Ayaşlı Münevver Ayaşlı’yı anlatacaklar. Konuşmacılar, hayatta iken ziyaret edip görüştükleri Münevver Ayaşlı’nın hayatı, eserleri ve fikirlerini anlatacaklar. Toplantının sonunda yazarın eski baskı eserlerinden dinleyicilere armağan edilecek.
 
BİR OSMANLI ASÎLZADESİ
 
1906 yılında dünyaya gelen Münevver Ayaşlı, kelimenin tam anlamıyla bir Osmanlı asilzâdesidir. Selanik göçmeni olan ve iyi bir eğitim gören Ayaşlı, Viyana Büyükelçisi Sadullah Paşa’nın oğlu Nusret Bey ile evlenmesinin ardından eşinin sefir oluşu dolayısıyla bir çok ülkeyi dolaştı. Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca bilen Ayaşlı, saray kadınlarına da çok yakındı. Osmanlı edep ve erkânı ile büyüyen Ayaşlı, vefatına kadar Beylerbeyi’ndeki yalısında hâtıralarını kaleme aldı, yakından tanıdığı şahsiyetleri anlattı. Osmanlı’nın sonlarından başlamak üzere yeni Türkiye’nin bir çok üst düzey devlet erkânının hürmet ettiği Ayaşlı, birkaç kuşak siyasetçi tarafından evinde ziyaret edildi.
 
AYAŞLI KÜLLİYATI SON YÜZYILA IŞIK TUTUYOR
 
Münevver Ayaşlı, hepsinden önemlisi bir İstanbul hanımefendisiydi. Kaynağını İstanbul’dan alan kitapları; kadın kimliği, Osmanlı saray hayatı ve yeni Türkiye’nin salon kültürünü konu edindi. İstanbul’daki tarihî dokuyu çok iyi bilen Ayaşlı’nın Dersaadet adlı eseri İstanbul hakkında yazılan önemli kitaplardan biridir. Ayaşlı, tek romanı olan ve nehir roman adı verilen birbirinin devamı üç ayrı kitaptan oluşan Pertev Bey’de ise Pertev Bey’in Üç Kızı, Pertev Bey’in İki Kızı ve Pertev Bey’in Torunları adlı üçleme kitap ile Osmanlı’ya hüzün dolu sevgilerini gönderdi. Ayaşlı, İşittiklerim, Gördüklerim ve Bildiklerim’de, köklü aile yapısı ve eşinin bulunduğu önemli devlet hizmetleri sayesinde tanıma imkânı bulduğu şair ve devlet adamları hakkındaki düşüncelerini açık sözlülükle yazdı. Rumeli ve Muhteşem İstanbul, kaybettiğimiz imparatorluğumuzun ve insanlarımızın hayat hikâyesini anlatır. O, Osmanlı’yı da, Birinci Cihan Savaşı’nı da, Milli Mücadele’yi de görmüş, Fransa’da Doğu Dilleri Okulu’nda okumuş, Padişah Abdülhamid’in Berlin Büyükelçisi Sadullah Paşa’nın gelini olmuş, Viyana Büyükelçisi Nusret Sadullah Bey'in eşi, Beylerbeyi’ndeki yalının son temsilcisiydi. Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru kitabında ise şahsî hayatının yanı sıra bir medeniyetin tarihine tanıklığını dile getirdi.
 
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılın hikâyesi niteliğinde olan Teşrinisani ve Ötesi ise Sultan Mahmud-ı Adli’den başlayarak saltanatın ve ardından hilafetin ilgasına kadar uzanan mâceranın hazin hikâyesidir. Sultan Abdülaziz Han’ın şehadeti, Sultan Beşinci Murad’ın cinneti, 93 Harbi, isyanlar, imzalanan ağır antlaşmalar kitapta geniş şekilde işlenmiştir.