Başbakan Erdoğan, CHP'nin dinleme iddiaları üzerine 'yalancının mumu yatsıya kadar' sözünü anımsatarak 'CHP'nin mumu yatsıya kadar bile dayanmadı onların mumu hakikatin rüzgarında söndü' dedi.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin başarılarına, zenginleşmesine sevinemeyenler bulunduğunu bildirerek, "Bunca ekonomik ve demokratik gelişmeye rağmen ülkemizin binbir meşakkatle elde ettiği
saygınlığa rağmen bugün hala adalet yerine imtiyaz siyasetinin hükümranlığını isteyenler, ülkesine adanmış bu kervanın önüne engeller çıkarabilirler. Milletimizin kalkınma yolunda, demokratikleşme yolunda elde ettiği kazanımları yok saymak mümkün değildir. Cumhuriyetimizi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmaktan geriye götürmek imkan ve kudretine kimse bu ülkede, bu topraklarda sahip değildir" dedi. Erdoğan, partisinin Kızılcahamam Asya Termal Otel'de düzenlenen 12. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmaya, buradaki istişarelerin siyaset, AK Parti ve demokrasi için çok büyük bir anlamı ve kıymeti olduğunu ifade ederek başladı. Burada "Yol arkadaşları ile biraraya gelerek değerlendirme yapma fırsatı bulmanın memnuniyetini yaşadığını" kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bugünü ve yarınları adına geniş bir toplantı yapacaklarını, 70 milyonun sorumluluğunu birlikte paylaşacaklarını söyledi.


"YOLUMUZ MİLLETİMİZİN YOLUDUR"



Bu kadronun Türkiye'yi dert edinen, millete hizmeti amaç edinen bir kadro olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kadro milletin gönlünden çıkan, milletin rızasını alarak milleti temsil eden bu kadro, Türkiye'nin aklıdır,vicdanıdır. Bu hareket bir misyon, bir kimlik hareketidir. Sadece bir kişinin değil, sadece buradaki seçilmiş kadronun değil, sadece milletvekillerinin, sadece bakanlarımızın, belediye başkanlarımızın, il, ilçe başkanlarımızın değil, bu siyaset, tüm milletimizindir. Bu yola bu anlayışla çıktık. Mesuliyetimizi çoğaltmak, muhabbetimizi derinleştirmek üzere bir arada

bulunuyoruz. Yol arkadaşlarımızla siyasi sorumluluğumuzun gereği olarak hem geçmişimizin muhasebesini, değerlendirmesini yapacağız. Hem de ülkemizin geleceği için tam bir istişare ile yol haritamızı konuşacağız. Unutmayalım, istişare daima ortak aklı harekete geçirici, ufuk açıcı, yol göstericidir. Yolumuz milletimizin yoludur. Buradaki istişare kurumu da yol gösterici uyarılar da ülkemiz, milletimiz, memleketimiz adınadır. Bu millete mensup olan, bu ülkeye aidiyet duyan, bir devlete, ki bu

devlet külleri üzerinden doğmuş bir devlettir... Az önce okuduğumuz İstiklal Marşı'nın anlamını hisseden herkes ama herkes millete hizmet yolunda yürümeye mecburdur. Bu görevi hakkıyla ifa etmek, biz AK Partililer için kendini millete

hizmete adayan buradaki kadro için, bu kadroya gönül veren, bu harekete hizmet eden, itimat eden milyonlar için bir vatan, millet borcudur. Bu inançla bu yolda bu kararlılıkla devam ettik, devam edeceğiz. AK Parti olarak Türkiye'nin yoluna dökülen taşları tek tek ayıklamakta, Türkiye'nin ufkunu açmakta, devletin ve milletin gücüne güç katmakta çok ciddi mesafeler katettik. Türkiye'nin başarılarına, zenginleşmesine, insanlarımızın zenginleşmesine sevinemeyenler var. Bunca ekonomik ve

demokratik gelişmeye rağmen ülkemizin binbir meşakkatle elde ettiği saygınlığa rağmen bugün hala adalet yerine imtiyaz siyasetinin hükümranlığını isteyenler, ülkesine adanmış bu kervanın önüne engeller çıkarabilirler. Milletimizin kalkınma yolunda, demokratikleşme yolunda elde ettiği kazanımları yok saymak mümkün değildir. Cumhuriyetimizi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmaktan geriye götürmek imkan ve kudretine kimse bu ülkede, bu topraklarda sahip değildir."


'BUNLAR MİLLLETİN GÜNDEMİNDEN KOPUK'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Milletin talep ve ihtiyaçlarından, milletin tercih etme iradesinden bahsedilmesi onları rahatsız ediyor. Çünkü bunlar milletle barışık değil. Milletle aralarında bunalımlar var. Bunlar milletin gündeminden kopuk. Milletin gündeminden kopuk siyaset yaptıkları için de milletimiz hiçbir zaman bunlara Türkiye'de iktidar yetkisi vermedi" diye konuştu.


Başbakan Erdoğan, partisinin Kızılcahamam Asya Termal Otel'de düzenlenen 12. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin bütün değer ve kazanımlarıyla millete mal olduğunu ifade ederek, "Bizim sorumluluğumuz bu kazanımları daha da geliştirmek ve güçlendirmektir. Güçlü ve müreffeh bir Türkiye için başka bir yol yoktur" diye konuştu.



"Bize düşen her daim, her zaman, her gün, her an milletimizin vicdanıyla aynı paralelde olmaktır. Milletimizin duygu dünyasından, düşünce dünyasından kopmamaktır" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:



"Vatanımızın, milletimizin, ülkemizin, insanlarımızın bu hukukunu korumak, onurunu savunmak için bir siyaset yapıyoruz. AK Parti'nin farkı burada. Biz milletimize güvendik, milletimiz de bize güvendi. Bu güven sayesinde bu ülkeye, bu millete büyük hizmetler yapma şerefi hamdolsun bize nasip oldu. Bu millete layık olmaktan başka bir dert taşımıyoruz. Başımız dik, alnımız açık Türkiye'nin ekmeğini, aşını arttırmaktan başka bir derdimiz yoktur.




Yasaklarla yolsuzluklarla yoksullukla baş edemeyen, aksine bu ölümcül hastalıkları siyasete, yönetime musallat eden yanlış siyaset geleneğine bir son vermek, tabiri caizse kirlenen siyaseti yeniden arıtarak halkımızın umudu haline getirmek, hastalıklı, yamalı, kan uyuşmazlığı yaşayan koalisyonlarla güç kaybına uğrayan, dünya ile rekabet edemeyen, yönetim sistemi tamamı ile bozulmuş, yönetemeyen bir demokrasi olarak biçimlendirilen, ikide bir rejim krizlerine, ekonomik krizlere sürüklenen ülkemizi, hem o büyük kayıptan kurtardık, ayıptan kurtardık hem de emniyet içinde yürüyen kalkınan modelleşen bir istikamete yöneldik. Halkımızı, devletimizle karşı karşıya getiren marjinal siyaset üsluplarını reddederek, kuşatıcı bir siyasetle kollarımızı alabildiğine açtık.



"MİLLİ İRADE HALKIN ORTAYA KOYDUĞU TASARRUFTUR"

Halkın bütün kesimlerine, bütün unsurlarıyla herkese kucak açtıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Herkese gönül verdik. Hiç kimseyi öteki görmedik. Biz hiç kimseyi yabancı ilan etmedik. Biz hiç kimseyi dışarda bırakmaya çalışmadık. 70 milyon insanımızı aynı samimiyetle kucakladık. Aynı samimiyetle bağrımıza bastık. Bunun için milli irade de AK Parti'yi her seçimde bağrına bastı. Bunun için milletin yoluna tuzak kuranları halkımız milletimiz bertaraf etti. Düşünün 81 vilayetten ilk defa 80 vilayet, AK Parti'ye milletvekilleriyle temsil yetkisini verdi. 'Sen bize layıksın, biz seninle bu yolda yürüyeceğiz' dedi ve 80 vilayetin milletvekilleriyle AK Parti, Türkiye'yi parlamentoda temsil ediyor." Milletin tasfiyesine maruz kalanların artık milli iradeden söz etmediklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:



"Hatta milli iradeyi hatırlatanlardan da haz almıyorlar. Biliyorum hukuk adına konuşanlar, tedavülden kalkanlar 'Milli irade diye bir kavram Anayasa'da yoktur, hukuk da yoktur' gibi maalesef eveleme geveleme yapıyorlar. Milli iradenin olmadığı yerde demokrasiyi konuşabilir misin? Milli iradenin olmadığı yerde halkın varlığını konuşabilir misin? Milli irade halkın ortaya koyduğu tasarruftur. Bu tasarrufu reddedemezsin. Milletten, milletin talep ve ihtiyaçlarından, milletin tercih etme iradesinden bahsedilmesi onları rahatsız ediyor. Çünkü bunlar milletle barışık değil. Milletle aralarında bunalımlar var. Bunlar milletin gündeminden kopuk. Milletin gündeminden kopuk siyaset yaptıkları için de milletimiz hiçbir zaman bunlara Türkiye'de iktidar yetkisi vermedi.




Bunun için seçkinci olarak her zaman bunlar 'Acaba millete rağmen ne yaparız?' sorusuna cevap aradılar. Şimdi de bunun gayreti içindeler. Hala bu basit gerçeği anlamamakta direnen bu kesim, eğer 'millet bize yetki verecek' diye bekliyorsa boşuna zaman harcar. Millet hiçbir zaman bunlara yetki vermeyecektir. Biz bunlara adres veriyoruz, 'Gidin milletin arasında dolaşın, milletin arasına girin, milletle oturun milletle kalkın, milletle yiyin, milletle için'... Seçkinci bir çevrenin içerisinde kaldığınız sürece hiçbir zaman bu millet size temsil vermeyecek."


"BİZ KADROLAŞMA HAREKETİ YAPMADIK"

Başbakan Erdoğan şunları söyledi:




"(Demokrasi konuşulmaz, cumhuriyet konuşulmaz, halkçılık konuşulmaz). Tabelanızda, ağzınızda bunların olması bir şey ifade etmez. Bunu böyle bileceksiniz. Millete rağmen milletin idare edildiği rejimlerin adı asla demokrasi değildir.

En son olanları görüyorsunuz. Tıpkı 1940'lı yıllarda olduğu gibi, CHP'nin il başkanlarının il valisi olma hevesi... Tekrar oraya dönmek istiyorlar. O bitti o... Sayın Baykal o bitti. O oralarda kaldı. Artık oralara dönüş yok. Oralara döndüremeyeceksiniz bu ülkeyi ve AK Parti'yi kadroculukla, dar kadroculukla suçlayan sizler yakayı paçayı ele verdiniz. Niye? Eğer öyle bir gayretin içerisinde olan AK Parti iktidarı olsaydı işte genel sekreterin odasında AK Parti'yi şikayet eden, başbakanı, bakanları şikayet eden, bilemiyorum ama senin de tartışıldığın zeminler bugüne taşınmazdı, bu hale gelmezdi. Ama bak biz 5 yıl, benim bakanlarımın gönderdiği parayı bile orada yatırımda kullanmayan bir vali... 'Zihniyeti bizi ilgilendirmez' diyor. Ama şimdi işte gerçekler ortaya çıktı. Bunlar bizim haklılığımızdır. Niçin bazı yerlerde kararlı adımlar attığımızın bunlar açık net ispatıdır. Biz kadrolaşma hareketi yapmadık. Biz bu ülkede hizmet yarışının adımlarını attık. Bu millete kim hizmet ederse başımızın, gözümüzün üstünde yeri vardır. Bizim için zihniyeti asla fark etmez. Biz bunu yaptık. En son kadın kolları kongremizde de tekrar ettik. Biz neye inanırsa inansın, nasıl yaşarsa yaşasın, bize oy versin veya vermesin, bütün vatandaşlarımızdan razıyız. Siyasetimizin temeli onların da rızasını kazanmaktır. Bütün gayretimiz onun içindir. Bizim AK Parti Hükümeti olarak 5.5 yıllık icraatımız ortadadır. Milletimizin çoğulcu yapısını temsil eden kadrolarımızın zenginliği ortadadır. Bu kadrolar milletimizi, milletimizin çokluk içinde birliğini yansıtmaktadır.



Başarı bundan geliyor. Demokrasi de laiklik de bu milletin çokluk içindeki birliğinin güvencesidir. Bunlardan geriye dönüş de asla mümkün değildir ve milletimizin kahir ekseriyeti itibariyle bunu isteyenler yanılıyorlar. Biz bu konuda kararlıyız ve aynı kararlılıkla yola devam edeceğiz. Etnik köken, siyasi tercih ya da yaşam biçimlerimizdeki farklılıkların üzerinde bizi birleştiren temel paydamız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımızdır. Bunu Diyarbakır konuşmamda da tekrar açık ve net ifade ettim.


"KEŞKE MİLLETİMİZİN TALEPLERİNE KULAK VERSELER"


Bizler birlik içindeyiz, birlik içinde farklıyız, ama birliğimizde zenginliğimiz var" diyen Erdoğan, bazı siyasi anlayışların ayrıştırıcı, dışlayıcı, kamplaştırıcı bir siyasi söylemden bir türlü uzaklaşamamalarının kendilerini üzdüğünü söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:



"Milletimiz adına, ülkemiz adına, ortak geleceğimiz adına bunlardan biz üzüntü duyuyoruz. Şunu canı gönülden arzu ederim, keşke milletimizle aynı istikamette gitseler. Keşke milletimizin taleplerine kulak verseler, keşke kabile siyasetinden, isim siyasetinden vazgeçseler. Biliyorum, zordur ama keşke bir kez o ezberlerini bozsalar ve keşke millet iradesini yani halkı tezyif etmekten vazgeçseler. Keşke demokrasiyi içlerine sindirseler ve siyasi rekabeti demokratik zeminde tutacak olgunluğa erişseler, milleti hor görerek bir yere varılamaz."


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti kapatma davası ile ilgili sürecin uzamasından rahatsız olduklarını belirterek, "Çünkü bu süreç uzadıkça ülke ekonomik alanda birçok sıkıntıları yaşıyor ve yaşayacak" dedi. Erdoğan, Mart 2009'da yapılacak yerel seçimler nedeniyle davanın bir an önce sonuçlanmasını istediklerini de söyledi. Başbakan Erdoğan, AK Parti 12. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti hakkında açılan kapatma davasınada değindi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın esas hakkındaki mütalaasını dün Anayasa Mahkemesi'ne sunduğunu ve bu mütalaanın akşam saatlerinde de AK Parti'ye ulaştığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Arkadaşlarımızla birlikte mütalaa metni üzerindekideğerlendirmelerimizi yaptıktan sonra partimizin görüşlerini en kısasürede yazılı olarak Yüksek Mahkeme'ye sunacağız. Burada da bazı sorular zaman zaman bize geliyor. 'Niye bu kararda acele ediyorsunuz?' diye. Değerli kardeşlerim, bizim Türkiye sevdamız var. Biz bu sürecin uzamasından rahatsısız. Çünkü bu süreç uzadıkça ülke ekonomikalanda birçok sıkıntıları yaşıyor ve yaşayacak. Onun için bir an önce buişin netleşmesi lazım. Çünkü küresel yatırımcı istikrar ve güven arar.Bu istikrar ve güveni görmedikçe istikrar ve güven ülkesi olanTürkiye'ye yatırım ertelenir. Şu anda da ne yazık ki bununla karşı karşıyayız. Bunun bir an önce bitmesini bu yönden özellikle istiyoruz.İkinci olarak, tabii ki Türkiye'de de vatandaşlarımızın bu noktada sıkıntısı var. Bir an önce neticelenmesi lazım ki AK Parti'ye gönülvermiş insanların bu beklentileri de flu olmaktan çıkıp netleşsin. Çünküönümüzde bir Mart 2009 seçimleri var. İnanıyoruz ki demokrasimiz de hukuk sistemimiz de bu süreçten daha güçlenerek çıkmayı başaracaktır. Yolumuz açık, bahtımız açık olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun."










AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Baykal, istesen de istemesen de, istediğin yere kaç, istediğin yere gir, biz sizi kovalayacağız" dedi. Erdoğan, CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın yasa dışı dinlenildiği yönündeki iddialara ilişkin gelişmelerle ilgili olarak da, "yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Ne oldu? Yatsıya bile çıkmadan hakikat rüzgarı mumlarını söndürdü. Şimdi yalancı çobanlar vardır ya onların durumuna düştüler" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, AK Parti 12. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, dönemsel bazı meselelerin er geç

aşılacağını söyledi. Aklın yolunun gerçekleri ortaya çıkaracağını belirten Erdoğan, tek dertlerinin Türkiye'ye bir tek dakika

kaybettirmemek olduğunu vurguladı.



Türkiye'nin daima doğruyu bulacağını kaydeden Erdoğan, mutlaka her alanda daha da ileriye gidileceğini ifade etti. Hükümet olarak, bütün güçleri ve mesaileriyle Türkiye'nin rüyalarını gerçekleştirme sevdasında olduklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin kaderine etki edecek, geleceğini etkileyecek ve Türkiye için bir milat kabul edilecek GAP Eylem Planı'nın Diyarbakır'da açıklandığını hatırlattı. Erdoğan, şunları kaydetti:



"Ne yazık ki bu muhteşem projeyi gölgelemek için, bu büyük zevki milletten kaçırmak için anamuhalefet yine kendine yakışanı yaptı. Ve 'beni çok sıkıştırmış, beni çok sıkıştırdığı için, devamlı uyardığı için ben Diyarbakır'a gitmişim'. Sayın Baykal acaba Diyarbakır'ın adresini biliyor musun? Hamdolsun, Diyarbakır'a, genel başkan olduğum andan itibaren ve siyasetimin geçmiş yılları da dahil olmak üzere onlarca kez gitmiş bir siyasetçiyim. Gittiğimiz zaman da elimiz boş gitmedik. Hep açılışlarla gittik. Söylüyorum, Güneydoğu'ya yaptığımız toplam yatırımlar bu 5 yılda 8 milyar dolara çıktı. Acaba hangi dönemde 79 yıl içerisinde ne kadar yatırım yapıldı bu bölgeye? Biz yola çıkarken bir şey söyledik. Tek millet, tek bayrak, tek vatan,

tek devlet dedik. Çünkü biz yola çıkarken bir şey söyledik. Biz etnik, bölgesel, dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Bunu yapmadığımız için ki bu ihmale uğrayan tüm bölgelerimizi ele aldık. Bu yatırımları da bu inançla, bu kararlılıkla yaptık. Yoksa zatialilerinin televizyonlarda, orada, burada lafını yapması sebebiyle bu adımlar atılmadı. Her zaman söylüyorum. Antalya milletvekilisin Antalya'ya ne yaptın? Bunları açıkla. Yıllar yılı oradan Parlamentoya milletvekili olarak geldin. Ne yaptın, ne yaptırdın? Açıkla. Bulunduğun hükümetlerde ne yaptın, ne yaptırdın açıkla. Görevi devraldığımızda Antalya sahilleri pislikten görülmüyordu. İşte AK Parti belediyesiyle, iktidarıyla geldi ve şu anda her yönüyle yaşanabilir bir Antalya var. Sana yaşadığın ilden cevap veriyorum. Bırak diğerlerini, yaşadığın ilden." Erdoğan, Baykal'ın, sıkıştığı zamanlar 'bu Başbakan benimle, partimle uğraşıyor' dediğini ifade ederek, "Ne olacak? Sen durmadan AK Parti'ye hak etmediği yakıştırmaları yaparsan bunun cevabını alacaksın. Çünkü milleti aldatmaya çalışıyorsun. Çünkü biz ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız. Sen aldatan olma, aldanan olma. Gerçekleri gör. Türkiye'nin ve dünyanın gerçek gündeminden, toplumsal gerçeklikten bu kadar kopuk bir siyasi muhalefeti inanın yaşamadık. Bu Türkiye'ye yakışmıyor. Anamuhalefetin içine düştüğü bu durumdan ülkemiz ve

milletimiz adına üzüntü duyuyoruz" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Şimdi yeni bir komisyon oluşturdular. O da 'Gensoru hazırlama komisyonu'. Bunu yapıyorlar. Bunu yapıyorlar ama Meclis'te de kimse oturmuyor. Bakıyorsunuz yerlerinde oturmuyorlar, sağda solda dolaşıyorlar. Madem gensoru verdiniz arkasında durun bari. Bu da yok. Bu nasıl iş ya? Geçen gün çıktılar gensoruda 'efendim falanca iş adamıyla havaalanında

buluşmuş. Eee? 'Çıksın bunu açıklasın. Ne konuştunuz?'. Benim konuşmama gerek yok. Görüştüğüm kişi sana cevabını verdi. Şimdi sen ne yapacaksın? İftira at, tutmasa da iz bırakır. Bunların yakışanı bu, mantığı bu,

anlayışı bu."


"YALANCI ÇOBANLAR..."

Başbakan Erdoğan, konuşmasında yasa dışı dinleme iddialarına da değinerek, şunları söyledi: "Ve işte en son bir gazetede yayınlanan konuşmanın yasa dışı dinleme olduğunu iddia ederek ilk günden suç duyurusunda bulunmak yerine AK Parti'yi, hükümetimizi ve devletin güvenlik güçlerini hedef alan karalama kampanyasına giriştiler. Sandılar ki gerçek ortaya çıkmayacak. Sandılar ki Türkiye'nin gündemini değiştirebilecekler. GAP'ı, GOP'u, KOP'u gölgeleyecekler. Ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Ne oldu? Yatsıya bile çıkmadan hakikat rüzgarı mumlarını söndürdü. Şimdi yalancı çobanlar vardır ya onların durumuna düştüler. Hiç inandırıcılığınız kalmadı. Şimdi çıkmış devleti röntgencilikle suçluyor. O maharet sizde. Onu siz iyi bilirsiniz. Bu devletin tarihinde böyle bir şey yok. AK Parti iktidarında asla böyle bir şey yok. Savcılığa suç duyurusunda biz bulunduk. İnanın savcılığa biz suç duyurusu yapmasak suç duyurusunda bulunmayacaklar. Biz suç duyurusunu çarşamba günü yaptık, o da cuma günü. Haberi yapan gazete. Bize niye saldırıyorsun? Çünkü derdi başka.

Meclis'te araştırma komisyonu kurmak için hala cevap yok. Samimiysen gel. Hep beraber çalışılsın. Söyleyeceğin bir şey varsa söyle. Katkıda bulun. İçişleri Bakanlığımız konuyu iki mülkiye başmüfettişi ile idari yönden soruşturuyor. Sayın Baykal, istesen de istemesen de, istediğin yere kaç, istediğin yere gir biz sizi kovalayacağız. Kim örtbas etmek istiyor, kim gerçeği ortaya çıkarmayı istiyor bunu da milletimiz gayet iyi görüyor, biliyor."


AA