AK Parti’de yeniden il başkanlığına atanan Ömer Özmen merakla beklenen yeni yönetimini açıkladı.

Bunlardan on altı isim daha önce Ömer Özmen yönetiminde, altı tanesi de bir önceki Efeler ilçe yönetiminde bulunanlardan oluşuyor.

Daha önceleri kadın kollarında, gençlik kollarında bulunanlar da eklenince neredeyse elli kişilik yönetimin beşte üçü önceki dönemlerde görev yapmış kimseler.

Bu da bir zamanlar parti teşkilatları için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği “metal yorgunluğu” söyleminin Aydın için geçerli olmadığı anlamına geliyor.

En azından Ömer Özmen yönetimine almada referans olduğu isimlerle bunun doğru olmadığı iddiasında.

İsimler üzerinde durmayacağım.

Zira önemli olanın kimlerin yönetimde olduğundan çok nasıl bir yönetim şeklinin ortaya konulacağıdır.

Ancak bir yenilik olması nedeniyle bir isme dikkat çekmek istiyorum. O da Aydın Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Abdül Aydeniz…

Onun bu yönetimde olmasını AK Parti’nin bir açılımı olarak değerlendirmek mümkün.

Diğer bir özellik de merkez sağ oylar üzerinde etkili olacak yeterlikte isimlerin listede olmaması.

Gerek çıtanın 50+1’e yükselmesi gerek AK Partili kadrolarda son zamanlarda görülen güç kaybı nedeniyle bu kesime karşı son zamanlarda bir ilgi söz konusuydu.

Ömer Özmen yeniden görev üstlendikten sonra bu kesimlere gönül almaya yönelik ziyaretlerde bulundu,

Milletvekili Mustafa Savaş önde gelen simalarla ama ferdi ama toplu olarak düzenlenen kahvaltı ve yemeklerde bir araya geldi.

Ama o ziyaretlerin ve birlikteliklerin yönetime etkili isimlerle hiçbir yansıması olmadı.

Bu da insanları “kandırılıyor muyuz,” sorusuyla karşı karşıya getiriyor.

Yalnız bunun aynısını diğer partilerde de görmek mümkün.

CHP eski ANAP’lı İlhan Kesici’yi, eski Refah, Saadet geleneğinden gelen Mehmet Bekaroğlu’nu milletvekili yapmakla sağa açıldığı imajı vermek istemedi mi?

Tabi özde değişen bir şey olmayınca bu tür girişimler sonuçsuz kalır.

Hatta ters teper. Seçmen bu tür göz bağcılığı numaralarıyla kandırılmak istendiği düşüncesiyle oy verecekse bile vermez, vazgeçer.

Aynı şey AK Parti için burada da geçerlidir.

Diğer bir özellik de yönetimin kendi muhalefetini içinde barındırmasıdır.

1920’de kurulan birinci mecliste milletvekilleri biri iktidarı diğeri muhalefeti temsil etmek üzere sözcülüğünü Atatürk’ün yaptığı “birinci grup” ve Erzurum milletvekili Hüseyin Avni Bey’in başını çektiği “ikinci grup” adı altında iki gruba ayrılmıştı.

1930’lu yıllarda Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurulmasını istediğinde Cumhuriyet Halk Fırkası içinden bazı milletvekilleri “ne gerek var, eğer maksat muhalefetse onu içimizden bir grup yapar” diye Atatürk’e yeni parti konusunda itiraz etmişlerdi.

Örneklerden de anlaşılacağı üzere kendi içinden muhalefet çıkarma bizde bir siyaset tarzıdır.

Ömer Özmen de aynı düşüncede olmalı(!)

16 Nisan referandumu öncesinde Cumhurbaşkanı’na karşı hayır cephesinde yer aldığı iddia edilen, bu gün dahi sosyal medyada dolaşan paylaşımlarıyla muhalefetini sürdüren bazı şahısları tekrar yönetime alması, her halde bu tarz siyasetin partilerine “uğur” getireceğine, 2019 seçimlerini bu yolla ancak partilerinin kazanacağına canı gönülden inanmış olmasıyla açıklanabilecek bir konudur.

Bu yönetimin başka bir özelliği de rüzgâr estirecek, sinerjiye neden olacak icracı bir yönetim olmaktan uzak olmasıdır.

Aslında öyle bir şans vardı.

O fırsat Ahmet Ertürk’ün görevi bırakmasıyla yok oldu.

Zaten Ertürk denemesinin ardından Genel merkez de bundan vazgeçmiş durumda. Seçimlere kadar “çarşı karışmadan” bu yönetimle bu iş gitsin isteniyor.

O nedenle buradan bir büyükşehir ya da Efeler’e başkanı adayı çıkmasını da kimse beklemiyor.

Biraz da buna neden partililer arasındaki bir birini itibarsızlaştırma yarışı.

Yalnız olay bir Aydın klasiği…

Bu siyaseten iğdiş etme olayı siyasi geleneğin buna önderlik edecek ağabeylerin önlerine çıkma ihtimali olan potansiyeldeki insanları öyle ya da böyle yıpratması ve pistin dışına itmesi şeklinde oluşmasının bir sonucu olduğu da unutulmamalı.

Bu tarz-ı siyaset Aydın’da seviyeyi de düşüren yegâne sebeptir.

Bu gün AK Parti başta diğerleri dört dörtlük il başkanı, belediye başkan adayı bulmakta zorlanıyorlarsa bunun izleri burada aranmalıdır.

Kökü vesayet dönemine dayanan bu şekilde ön kesme olayı;

1-Eski iktidarlar bu kadar uzun ömürlü olmadıkları için,

2- Yaklaşık on yıl içersinde askeri ihtilallarla eskiler diskalifiye olduğu için,

3-Masa yeniden kurulduğu için kısa sürebiliyordu.

Şükür ki, vesayet devri tarihte kaldı.

Ancak o dönemden bize miras kalan kötü gelenek “siyasetçi fıkdanı(yokluk)” oldu.

Ne kadar sürer bilinmez ama oyunu düzenbazlık üzerine kurmaktan başka hünerleri olmayan bu siyaset cambazlarının siyasetteki ömürlerinin uzun olacağına pek ihtimal vermiyorum.

Çünkü deşifre oldular. At terli artık yemiyor.

Onlar da bunun pekâlâ farkında ama ellerinden bir şey gelmiyor. Zira sepetlerinde başka malzeme yok.

O bakımdan bunların hükmünün henüz bitmediği bir yerdeki bir yönetimden idare-i maslahatçılıktan başka bir şey geklenmez.

O da bize çok bile.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA