Sigorta pirimlerinin eksik gösterildiğini, vaadedilen üretim primlerinin de yatırılmadığını öne süren fabrika müdürü, sözleşmesini tek taraflı feshederek İş mahkemesi'nin yolunu tuttu. Davacı müdür, pirim ödeneceği kararlaştırılmasına rağmen primlerinin eksik ödendiğini, müvekkilinin prime esas kazancının Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) eksik bildirilmesi, sürekli olarak fazla çalışma yapması ve hafta tatili günlerinde çalışmış olması sebebiyle istifa ettiğini bildirdi.

DAVA YARGITAY'A KADAR GİTTİ

Taahhüt edilen zam miktarlarının uygulanmaması ve işyerinde psikolojik baskı altında kalması nedeni ile iş sözleşmesinin haklı feshettiğini iddia eden davacı; kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, prim, hafta tatili ücreti, ücret ve ücret farkına ilişkin taleplerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı fabrika avukatı ise davacının işverenden gizli rekabet yasağına ve sadakate aykırı hareketlerinin ortaya çıkması üzerine istifa ettiğini belirterek işyerinden ayrıldığını, davacının işten ayrılma kodunun SGK'ya istifa olarak bildirildiğini dile getirdi. İş Mahkemesi, davacının ücret alacağının ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğine dikkat çekerek kıdem tazminatına hak kazandığı ancak davacının üst düzey yönetici olması nedeniyle çalışma saatlerini kendisinin belirlediği ve bu nedenle fazla çalışma ücretine hak kazanamadığına hükmetti. Mahkeme, davacının haftada altı gün çalışmış olması nedeniyle de hafta tatili alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı her iki taraf avukatı da istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları geri çevirdi. Bu kez taraf avukatları kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

DİNLENME HAKKINA DİKKAT ÇEKİLDİ

Haftalık iznin işçi - yönetici tüm çalışanların hakkı olduğunun vurgulandığı Yargıtay kararında şöyle denildi: "Davacı hafta tatili ücreti talebinde bulunmuş, İş Mahkemesi tarafından davacının hafta tatili alacağına hak kazandığı ancak çalışma saatlerini kendisinin belirlediği ve yüksek ücretle çalıştığı gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiştir. Hafta tatili ücreti, 4857 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesinde, 'Bu Kanun çerçevesine giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63'üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları şartı ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir' şeklinde düzenlenmiştir. Hafta tatili dinlenme hakkına ilişkin olup işçinin ücretinin yüksek olması veya çalışma saatlerini kendisinin belirlemesi bu hakkın kullanımına engel teşkil etmez. Hafta tatilinde çalışan işçiye hafta tatili ücreti ödenmelidir. İlk derece mahkemesince hatalı hukuki değerlendirme yapılarak yazılı gerekçe ile hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce davacının bu yöndeki istinaf başvurusuna değer verilmemesi bozma sebebidir." (DHA)