Nuray Canan Bezirgan ile Ömer Bezirgan'ın iddia ettiği olay 29 Aralık Salı günü meydana geldi. Karı-kocanın anlattığına göre Yabancılar Şube Müdürlüğü Misafirhanesi'nden Nuray Canan Bezirgan'a telefon geldi. Bir tebligat için çağrılıyordu. Nuray Canan Bezirgan, zaten hasta bir çocuğu hastaneye götürmek geleceğini söyledi.

Çeçenistan uyruklu 4 çocuk annesi Luiza Uzueva'nın yaklaşık 40 gündür misafirhanede tutuluyordu. Çeçen anne ile çocukları yabancı uyruklu kadınlarla aynı koğuşta kalıyordu. Odada bulunan diğer kadınlar sigara içtiği için Luiza Uzueva'nın astım hastası 10 yaşındaki oğlu Salah Uzuev rahatsızlanmıştı. Nuray Canan Bezirgan eşini yanına alarak Salah Uzuev'i hastaneye götürmek için misafirhaneye gitti. Sorumlu komiser çocuğun hastaneye götürmesine izin verdi. Hastaneden geri döndükten sonra olaylar meydana geldi. Nuray Canan Bezirgan misafirhanenin girişinde bekledikleri sırada sorumlu amir H.B. kendisine “Bu kadınla ilgili bilgileri neden basına veriyorsun” diye çıkıştı. Nuray Canan Bezirgan daha sonra olanları şöyle anlattı: “Ben basınla hiç görüşmedim. Sanırım benim yazı yazdığım internet sitesinden yararlanarak haber yapmışlar. Ben bunu anlatmaya çalışırken, H. B. 'Hemen bu kadını dışarı çıkarın' dedi. Bunun üzerinde yanımda bulunan sivil memur beni kolumdan tutmak istedi. Ben de elimi çekerek 'Ben çıkarım' dedim. Bu sırada tartışma başladı.

Eşim çantasındaki kamerayı çıkararak dövülmemi görüntülemek istedi. Bunu fark eden H.B., eşimin boğazını sıktı. Görüntü alınmasını engellemeye çalıştı. H.B. eşime ve bana çok sert davrandı. Polis merkezinin içinde bulunan kameraların görmediği kör noktaya eşimi götürdüler. Polis memurlarının eşimi dövdüklerini gördüm. Kurtarmak istedim ancak beni tuttular. Daha sonra beni de yerde sürüklüye sürüklüye götürerek dövmeye başladılar. H.B., eşimi odasına çıkardı. Sonra kafasını masaya vurdu. O amir daha sonra benim yanıma geldi. Başörtümden tutarak beni sürüklemeye başladı. Ben de o sırada yere düştüm. Kötü davranışlara maruz kaldık.

Bize devamlı 'Şikayetçi olmayın, yoksa buradan çıkamazsınız' dediler. Bizim şikayetçi olacağımızı anlayınca kendilerine darp raporu alarak bizden şikayetçi oldular. Polisler tarafından daha sonra hastaneye götürüldük. Bize raporlarımızı vermediler. Eşimin kafasında ve boynunda morluklar oluştu. Benim de vücudumda darp izleri vardı. Polisler de darp raporu almışlar. Dayak yiyen biziz ancak rapora göre biz sapasağlamız.

Serbest bırakıldıktan sonra özel bir hastane gittik. Darp raporu aldık. Doktor travma geçirdiğimi söyledi. Kaç gündür iğne ile ayakta duruyorum. Biz de İstanbul Adliyesi'ne suç duyurusunda bulunduk. Olayın ardından savcılık polis merkezindeki kamera görüntülerine el koydu. Görüntülerde benim yerlerde sürüklendiğim ve başörtümden tutularak dövüldüğüm, eşimin kafasının masaya vurduğu görünüyor"dedi./milliyet