Yıllardan beri gidip görmek istediğim fakat bir türlü fırsatım olmadığı Midilli adasına en sonunda Tuncallar Turizm ile birlikte bir gezi düzenleyip gitme fırsatı buldum. Bu gezimde bana yardımcı olan Şerife Özkan,GözdeTosun,Neşe Çalık ve Aysel Avcı’ya buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar sayesinde 32 kişilik bir grup ile Midilli Adasını gezip görme ve yakından tanıma imkanı buldum. Ayrıca Midilli Adası turumuzda bizlere destek veren Jale Tour’a da teşekkürü bir borç bilirim. Ayarlanmış olan rehberimiz Murat Biran’a 2 gün özverili olarak grubuma gerek restaurantlarda gerek gezilen yerlerde art düşüncesiz hizmet verdiğinden özellikle kendisine acentem adına teşekkür
Tarihi
Tarih öncesi dönemden beri önemli olan ve Karadeniz yolu üzerinde bulunan ada halkı erken bir tarihte Trakya ve Troas'ta sömürgeler kurdu ve adalı tacirler Naukratis'e dek gitti. Birkaç rakip site (Antissa, Eresos, Pyrrha, Methymna ve Midilli) arasında paylaşıldı; Midilli, nüfuzunu Methymna dışında öbürlerine kabul ettirdi. Arkaik dönemde aristokrasinin çeşitli kesimleri arasında şiddetli siyasal çatışmalar meydana geldi. Terpandros, Arion, Alkaios gibi şairlerin ve Theophrastos, Hellanikos gibi filozofların yetiştiği Midilli'de düşün yaşamı canlıydı. Kültür sadece erkeklerin tekelinde değildi (örneğin, rahibe Sappho burada bir genç kızlar okulu kurmuştu). Adanın siyasal tarihi İyonya'nınkiyleiçiçedir. Persler'e boyun eğen Midillililer sonra ayaklandılar ve Delos Konfederasyonu'na katıldılar. İ.Ö. 428'de Midilli, Atina egemenliğine karşı ayaklandı. Adada yaşayan herkesi öldürmeyi tasarlayan Atinalılar, sonra Midilli'ye bir klerukhia göndermekle yetindiler.
Daha sonra İskender İmparatorluğu'nun, Mısır'daki Ptolemaios hanedanının, Roma İmparatorluğu'nun sınırları içinde kalan Midilli, Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesi üzerineBizans'ın payına düştü. İstanbul'u Latinler'inişgâlinden sonra bir süre Venedikliler'in elinde kaldı. İmparator Yuannes, adayı 1355'te kız kardeşi ile evlenen Cenevizli FrançeskoGattulisyo'ya verdi.
Osmanlı zamanında Midilli
Midilli sancağı içindeki yönetim birimleri
Midilli Şehri, Yere (Bere) Nahiyesi (Midilli’ye bağlı), Ayasu Nahiyesi (Midilli’ye bağlı), Mande Nahiyesi (Midilli’ye bağlı), Herse Nahiyesi (Midilli’ye bağlı), Kalonya Nahiyesi (Midilli’ye bağlı), Polihnit Nahiyesi (Midilli’ye bağlı), Pilimar/Pilmar Kazası, Molova Kazası, Yunda Kazası (Ayvalık'a bağlı şimdiki Alibey / Cunda adası).
Balkan Savaşları ve Midilli
Balkan Savaşı sırasında da Yunanlılar'ın bir kurşun dahi atmadan işgâl ettiği (Ocak 1913) ada, Londra Antlaşması (30 Mayıs 1913) ile Yunanistan'a bırakıldı. 1922 yılında yapılan mübadelede adadaki Türk nüfus Anadolu'daki Rum nüfus ile yer değiştirdi.
Yakın zaman
Ada II. Dünya Savaşı'nda 4 Mayıs 1941 de Hitler tarafından işgal edilmiştir. İşgal yıllarında ada halkının birçoğu Türkiye'ye kaçmıştır.
Midilli Ege Denizinde, Türk kıyıları önünde, Yunanistan'a ait bir ada. Yunanca ismi Lesbos'dur. Ada ile Anadolu arasında kuzeyde 8,5 km'lik Müsellim Kanalı ve doğuda 12 km'lik Midilli Boğazı vardır. Tepesi Köreke, tabanı Sağrı Burnu açıklarında olan batı ve güneydoğusunda büyük birer girinti olan üçgen şeklinde bir adadır. Midilli'nin diğer Ege adaları gibi çöküntü ve deniz yükselmesi sonucu, kaybolan kara parçasının yüksek kısımlarından meydana geldiği sanılmaktadır. Nüfusu 141.000, yüzölçümü 1696 km2dir.
Midilli Adasının çok eski devirlere dayanan bir geçmişi vardır. Karadeniz ve Kuzey Anadolu ile Anadolu'nun kuzeybatısını Akdeniz'e bağlayan yollar üzerinde bulunması ve birçok büyük medeniyetin kurulduğu Batı Anadolu'ya yakın olması adanın kısa sürede ilerlemesini sağladı. Trakya ve Batı Anadolu'da koloniler, sömürgeler kurdular. Bir ara rakip sitelere ayrılan Ada'ya daha sonra Mytilene Sitesi hakim oldu. Adanın bundan sonraki tarihi Batı Anadolu'nun bir parçası olarak cereyan etti. Persler'in kısa süreli hakimiyetini Makedonyalı İskender'in işgali ve Romalıların eline geçmesi takip etti.
1502'de Venedik ve Fransızlar Midilli'yi ele geçirdiler. Fakat Saruhan Valisi Korkut Çelebi ve HersekoğluAhmed Paşa adayı geri aldılar. Bu tarihten sonra Midilli, 16. yüzyılda Türk denizcilerinin Akdeniz'e açılmak için kullandıkları bir deniz üssü ve Cezair-i Bahri Sefid (Akdeniz Adaları) eyaletine bağlı bir sancak oldu. Oruç Reis, Barbaros gibi Ünlü Türk denizcileri Midilli'yi merkez yaparak Akdeniz'de Osmanlı hakimiyetini tesis ettiler. On yedinci yüzyılda Girit'in fethi esnasında boşalan adaya saldıran Fransız ve Venedikliler püskürtüldüler. On dokuzuncu yüzyılın başlarında gelişen Yunan milliyetçilik hareketleri adaya sıçramadı. 1830'da Yunan Devletinin kurulmasından sonra da Midilli'nin Osmanlı Devletine bağlılığı devam etti. Yirminci yüzyılın başlarında Avrupa devletlerinin baskılarına uğrayan ada, Trablusgarb Harbinde İtalyanların işgaline uğradıysa da antlaşmayla Osmanlı Devletine bırakıldı.
Balkan Harbinden sonra imzalanan 13 Şubat 1914 tarihli Londra Antlaşmasıyla Yunanistan idaresine verilen Midilli Adası, Birinci Dünya ve İstiklal Harbinden sonra 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşmasıyla da, askeri üsler ve askerden tecrid edilmek şartıyla aynı devlete bırakılmıştır. İkinci Dünya Harbinde Mihver devletlerince (Almanya-İtalya) işgal edilen Midilli Adası, bugün Yunanistan'ın idaresindedir.
Midilli Adası yeryüzü şekilleri ve iklim bakımından da Anadolu'nun bir parçasıdır. Kıyıdan hemen içeride başlayan yükseltiler ortalama 500 m civarındadır. En yüksek nokta güneydeki Aya İlya (940 m) Tepesidir. Akdeniz ikliminin görüldüğü adanın genel bitki örtüsü makidir. Yer yer küçük korular ve yüksekçe yerlerde yabani zeytin ağaçları da görülür. Adanın doğusundaki Yero ve batısındaki Kalonya körfezleri korunaklı birer limandır. Adanın geniş bir kıta sahanlığı vardır.
Midilli, Bozbaba ve birkaç küçük ada ile birlikte il seviyesinde bir idare bölümü meydana getirir. Ada, Yunan hükumetince tayin edilen bir vali tarafından yönetilir.
Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınkonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım!