Azledilen Burak Pehlivan yerine MHP İl Başkanlığına Nazilli eski Belediye Başkanı Haluk Alıcık atandı.

Bu görevlendirme bazı MHP’lilerce birkaç nedenden ötürü eleştiri konusu oldu.

Birincisi geçmişte Haluk Alıcık’ın FETÖ’den yargılanmış olması…

İkincisi, kuruluş aşamasında İYİ Parti lideri Meral Akşener hareketine ilk başlangıcında desteği…

Üçüncüsü, Haluk Alıcık’ın ilçesi Cüneyt Korkmaz yönetimindeki Nazilli MHP İlçe Teşkilatının istifa kararı almasıdır.

Haluk Alıcık Aydınpost aracılığıyla yaptığımız programlarda ilk iki konuyla ilgili demişti ki:

“Asılsız bir ihbar sonucu yargılandım ama beraat ettim.

Biz Akşener hareketinin lokomotifi olsaydık, bu gün İYİ Parti’de olurduk.

O konuda Başbuğ Türkeş’in 1980 sonrası ANAP, Doğru Yol hareketinin içinde yer alan ve ardından MHP’ye katılan Ülkücülere karşı takındığı hoşgörüyü hatırlatmak isterim.

Benim Ülkücü geçmişim geleceğimin de kefilidir bu anlamda ben partim MHP’den benzer bir sapmam olmamıştır…

Kaldı ki, Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli’nin bu konularda bizden şüphesi olsa adaylığıma geçit verir miydi?”

Peki, nedir o zaman bir kaşık suda fırtına koparmanın gerçek nedeni?

Siyasette ideal hırsların yerini bireysel hırsların almasıdır.

Bu MHP’ye özel bir sancı da değildir, bütün partiler için söz konusu bir hastalıktır.

Hırslarının esiri siyasetçilerin olayın merkezine egolarını koymalarıdır.

Siyaseti parsa peşinde koşmak olarak görmeleridir ki, bunlara Sosyal Psikolojide kifayetsiz muhterisler dendiğini herkes bilir.

Onların lügatinde siyaset bir hizmet aracı değil paylaşım aracıdır, asıl olan bal tutan parmağını yalar felsefesidir.

Artık dündeki toplum yararına bir hikâyeyi gerçekleştirme sanatı olan siyaset günümüzde bir zenginleşme aracıdır.

Kirlenmeyi meşrulaştıran da milleti kamplaştıran siyasettir.

Bu sistemin geçerli olduğu bir yerde bir kampın sadık üyesi kendi ahlaksızını, yolsuzunu karşı kampa koz vermeme adına koruma altına alır kol kanat gerer.

Soncunda da ahlak dışı olan akla ne gelirse hepsi sıradanlaşır. Daha da beteri ahlaksızlık gelecek için bir geleneğe dönüşür.

Milletin beklentisi bu kirlenmişliğe karşı siyaset kurumunun ortak bir tavır geliştirmesi ve bağırsaklarını temizlemesidir.

Bazı MHP’lilere göre Parti Teşkilat Başkanı Semih Yalçın’ın atanacak il başkanını yerinde belirlemek için Aydın’a gelişleri bu maksat içindir.

Diğer bir amacı da MHP’nin bundan sonraki görevlendirmelerde o alışılmış yedi emin anlayışının dışına çıkacağı emaneti ehline vermede işi sıkı tutacağını göstermesidir.

Çünkü yeni partilerin de katılımıyla oyunun yeniden kurulacak olması önümüzdeki süreçte mevcut ittifakların dağılması ya da yenilerinin kurulması gibi farklı sonuçlara yol açabilecektir.

Bu demektir ki, her bir seçmenin oyu partiler için daha da kıymetli hale gelecektir.

Oyların değere binmesi MHP’yi il başkanlarını belirlemede daha dikkatli olmaya sevk eden başka bir nedendir.

Semih Yalçın’ın Aydın’a gelişlerini ve Haluk Alıcık’ın il başkanlığına atanma kararını bir de bu açılardan değerlendirmek gerekir.

Tam da burada şu soru sorulabilir:

Neden Ümmet Akın değil de Haluk Alıcık?

Ümmet Akın’ın Semih Yalçın’ın gelişinde düzenlediği istişare toplantılarına katılmadı.

Bulunmayış nedeni bir dargınlık, kırgınlığın mı eseri yoksa başka bir şeyin mi?

Ümmet Akın’a sordum:

“Genel Başkan Yardımcımız Semih Yalçın Aydın’a geldiğinde yurt dışında olduğum için toplantılarına katılamadım.

Ancak seyahat öncesi kendilerine yaptığım ziyarette Aydın’daki toplantılarda bulunamayacağımı belirttim ve partimiz için üzerime bir görev düşerse hazır olduğumu söyledim.

Ben İl Başkanı Haluk Alıcık’ın her türlü kararında arkasında olacağım. Siyasi terbiyem başka türlü davranmaya müsait değildir,”dedi.

Görüşünü aldığım MHP’liler ise Ümmet Akın’ın çalışkanlığında hemfikir ancak içinden geçilmekte olan konjonktürde uzlaşmacı, sakin kişiliğiyle il başkanlığına en uygun ismin Haluk Alıcık olduğu görüşündeler.

Beklentileri de şu şekilde özetlemek mümkün.

Haluk Alıcık bir yandan kurulacak olan yeni partilere MHP’den olası kaymalara karşı bir emniyet supabı görevi görecek diğer yandan da çeşitli nedenlerle yuvadan kaçan Ülkücüleri geri getirmede etkili olacaktır.

Bakalım Haluk Alıcık Ülkücüleri bir arada tutmada ve dağılan Ülkücüleri Otağ’da toplamada kendinden bekleneni verebilecek mi?