Aydın milletvekilleri arasında yaşanan HDP-CHP’nin geçtiğimiz seçimlerde yaptığı örtülü ittifakın kavgasını üzüntüyle takip ediyoruz.
Kavga siyasetin doğası gereği devam edecek gibi.
Öncelikle şunu teslim etmek gerekir.
Evet, geçtiğimiz seçimlerde “Demokrasi Bloğu” adı altında işaretini “Adalet yürüyüşünden” aldığımız iktidara karşı ortak hareket sinyali, referandum ve Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde sürdü.
En son yerel seçimlerde de devam etti.
Bunun saklısı gizlisi yok.
Millet bunu biliyor.
Ve millet bunları bilerek tercih yaptı.
Ak Parti, seçimlerde yaşadığı oy kaybının, partilerin yaptığı işbirliğiyle alakasının olmadığını kabul etmelidir.
Yapılan işbirliği aslında, Cumhur İttifakının işine yaradı.
Ak parti ve MHP seçim sürecinde, bu işbirliği üzerinden CHP ve İYİ Partiyi suçladılar, millete şikayetçi oldular.
Bunu da biliyoruz.
Gelelim Aydın vekilleri Metin Yavuz ve Süleyman Bülbül arasında yaşanan ağız düellosuna;
Evet sayın Bülbül!
Ak Parti, PKK terör belasından kalıcı olarak ülkeyi kurtarmak ve ülkenin başka sorunlarına odaklanmak için “Çözüm sürecini” başlattı.
Yanılmıyorsam, CHP o zamanlar ilkesel olarak bu çabaya destek verdi.
En azından sessiz kaldı.
Bu tavır olumluydu.
Metin Yavuz’a sorduğunuz soruların cevabı.
Evet, söylediklerinizin hepsini Ak Parti yaptı.
Neden yaptığını ise, “Akil adamlar” marifetiyle, Anadolu'yu dolaşarak milletimize anlatma gayretine şahit olduk.
Bu çalışmayla, çözüm arayışını mümkün olduğu kadar insanımıza açıklamaya çalıştı.
Elbette, eksiği ve fazlası olmuştur.
Ama şunu söylemekte hiçbir sakınca yok.
Ak Parti ve devlet organları tarafından yürütülen “Çözüm süreci” bu ülkede uygulanmış en demokratik çabadır.
Ve bu çaba, milletin gözü önünde ortaya konmuştur.
Bu kadar açık şekilde yapılan “ameliyatın” enfeksiyon kapma ihtimali yüksek olmasına rağmen, Ak Parti bu riski göze alarak, demokrasiye olan sadakatını beyan etmiştir.
Şimdi bunları yaptı diye, Ak Partiyi suçlamak doğru değildir.
Hele bu süreçte yaşananlar bahane edilerek “Adalet yürüyüşüyle” başlattığınız mücadelede HDP ile yaptığınız söylem ve eylem birliğinin mazereti kesinlikle olamaz.
Neden olamaz?
Zira, HDP yetkililerinin PKK-KCK-YPG hakkında destek söylemleri ve devlete meydan okumaları ortadadır.
Yaptıklarının saklanacak ve gizlenecek tarafı yoktur.
Zaten, onların saklamak ve gizlemek gibi dertleri yok.
Bunu gizlemeye çalışan CHP ve İYİ Parti’dir.
Her şey milletin gözü önünde cereyan etti ve ediyor.
Dediğiniz gibi, evet HDP yasal bir partidir.
Böyle olmasının sebebi, Ak Partinin Siyasi Partiler Kanununda yaptığı düzenlemelerdir.
O düzenlemeler sayesinde Parti olarak varlığını sürdürmekte ve HDP kapatılmıyor,
sadece suç işleyen yöneticileri yargılanarak cezalandırılıyor.
Evet, HDP yasal partidir, Ancak millet çoğunluğu tarafından siyaseti meşru görülmüyor.
Ve siz, bunu bildiğiniz için HDP ile açıktan ittifak kuramıyorsunuz.
Ne yapıyorsanız, el altından yapıyorsunuz.
Bu utangaç ve çelişkili tavrınızı hayretle izliyoruz.
Siz böyle yaparken bilin ki, İstanbul İl Başkanınız ve HDP/PKK’yı meşru sayan CHP’liler yapılan iş birliğini açıklamaktan çekinmiyor.
Tabi birde, HDP tarafı var.
Onlar, size ve İYİ Partiye, kendilerini yok sayma tavrınızdan dolayı zılgıt atıyor ve ayar veriyor.
Bunu da görüyoruz.
Yani diyeceğim şudur;
Mızrak çuvala sığmıyor.
Açıkça işbirliği yaptığınızı söyleyin!
Bu ikircikli politikanın ağırlığından kurtulun!
Geçmişte Ak Parti’nin yaptığı “Çözüm Süreci” politikalarını mazeret olarak ileri sürmeyin!
HDP ile hangi zeminde demokratik işbirli yapıyor ve yapacaksanız açıklayın!
En azından Ak Parti’nin Çözüm Sürecinde ortaya koyduğu şeffaflığı gösterin.
HDP ile yapacağınız demokratik siyaset zeminini bilmek istiyoruz!
Bu işbirliğinin sınırları nedir, “Kırmızı çizgileriniz” nelerdir?
Erdoğan karşıtlığından başka ne tür ortak siyasetiniz var?
HDP PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmiyor.
Bu konuda görüş farklılığınızın olduğunu düşünüyorum.
Ancak buna rağmen nasıl bir birliktelik ve ortaklık düşünüyorsunuz?
Bilmek istiyoruz.
Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!
