Üzerinde yaşadığımız coğrafya binlerce yıldır çok sayıda kültüre kucak açmış, uygun iklim ve verimli toprakları ile adeta medeniyetler merkezi olmuştur. Bu topraklar kültürün olduğu kadar siyasetin ve siyasi düşüncenin önemli merkezleri arasına girmiş, çok sayıda siyasetçiyi bağrından çıkarmıştır. İşte bu siyasetçilerden birisi de Metin Lütfi Baydar'dır.

Yazının en zor yeri uygun başlığı bulma kısmıdır. Uygun başlık olarak sadece siyasette bir marka olan Metin Lütfi Baydar ismini yazmayı uygun gördük.

Metin Lütfi Baydar ile rektör olduğu dönemde çalıştığımız Aydın Lisesine yaptığı ziyaret esnasında tanışmıştık. Dönemin en genç rektörü olarak okuduğu okulu ziyarete gelmiş, davranış ve tavırları ile beğeni toplamıştı. O dönem sergilediği tavrın siyasete göz kırpması olarak görmüştük. Ama zaman içinde bizzat gördüğümüz olaylar ve konuştuğumuz dostlarımızdan bu davranış biçiminin onun yapısından kaynaklandığını öğrenmiş olduk.

Metin Lütfi Baydar, Tıp Doktoru ve aynı zamanda Profesör kadrosunda Öğretim Üyesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Gülhane Askeri Tıp Fakültesinde Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlığını aldı. GATA Tıp Fakültesinde 1995 yılında doçent oldu. Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesi ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinde Başhekim olarak görev yaptı. 2000 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesine profesör olarak atandı ve Araştırma Uygulama Hastanesi Başhekimliğine getirildi.

2004-2011 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü görevini üstlendi. Uluslararası Üniversiteler Birliğinin 2008 yılı Yönetim Kuruluna ilk ve tek Türk Rektör olarak seçildi. 2010 yılında Azerbaycan Odlar Yurdu Üniversitesinden "Fahri Doktora" payesi aldı. Kendisinin yurt içi ve dışında yayınlanmış 200 kadar makale ve bildirisi ile dokuz kitabı bulunmaktadır. Bir Öğretim Üyesi olarak iyi bir geçmişe sahiptir.

Metin Lütfi Baydar asıl siyasette iz bırakan bir kişi olmuştur. 24. 25. 26. Dönemlerde Aydın Milletvekili seçilerek önemli bir siyasi başarı elde etmiştir. İlk girdiği seçim Haziran 2011 seçimleridir. Bülent Tezcan'ın ardından ikinci sırada seçime giren Metin Lütfi Baydar seçilerek ilk kez Milletvekili olmuştur.

Seçimden sonraki dört yıllık süre içinde gösterdiği olumlu yaklaşım, halkla kurduğu iyi iletişim sonucu başarılı bir siyasetçi çizgisini yakalamıştır. Gerek parti içindeki diğer milletvekilleri ile gerek yerel yönetimler ile gerek parti örgütü ile gerekse halk ile her zaman olumlu iletişim kurabilmiştir. Bu başarılı çizgi kendisine bir sonraki seçimler için yapılacak ön seçimde artı puan kazandırmıştır.

Dört yıl sonra Haziran 2015 seçimleri için partisi CHP Aydın ili için önseçim kararı almış ve yapılan ön seçimde birinci olarak çıkmış ve kendisi kontenjan Bülent Tezcan'ın arkasından ikinci sıradan aday gösterilse de tekrar seçilmiştir. Erken seçim kararı ile Kasım 2015'te yapılan seçimlerde yine Bülent Tezcan'ın arkasından ikinci sıradan aday gösterilmiş ve seçilerek üçüncü kez milletvekili olmuştur.

Metin Lütfi Baydar, biri beş ay süren üç dönemlik vekilliği döneminde önemli işler başarmış, siyasette adından söz ettirmesini bilmiştir. Elbe bu başarısında sıcak kanlı kişiliği, iyi iletişim kurabilme yeteneği, rektörlüğü süresince gerek öğrencileri ile ve gerekse hastaları ile kurmuş olduğu olumlu ilişkilerin katkısı çok olmuştur.

Bu konuda bir üniversite öğrencisinin sanal ortamda paylaştığı: "Sabah yedide yaptığı öğrenci toplantılarını ve babacanlığını hala unutmadık. Eşofmanını çekip, birinci öğretim ikinci öğretim ayırt etmeden kantine gelir oturur, öğrencisiyle beraber çayını içer, öğrencinin derdini dinler. Öyle bir rektördü kendisi. Halka inmek tabirinin en samimi halini gösterdi bizlere. çünkü gereğini de yapan bir rektördü" sözleri onun öğrencilerle kurduğu İletişimi net olarak anlatmaktadır.

Metin Lütfi Baydar ortopedi uzmanı olarak kendisine tedavi amaçlı gelenleri asla geri çevirmemiş, elinden geleni değil, gelmeyeni de yapmasını bilmiştir.

Metin Lütfi Baydar 2018 seçimlerinde aday gösterilmediğinde bile siyasetin geçici bir görev olduğu bilerek Süleyman Demirel Üniversitesi’ne Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nde görevine geri dönmüştür. Bu esnada: “Bayramdan sonra hasta kabul etmeye başlayacağım. Hiç kimseye küskün veya kırgın değilim. Aydın’da büyüyen ve Aydın aşığı birisiyim. Annem Kuyucak Kurtuluş Mahallesi’nden. Benim telefonum her zaman açık. Aydınlıların bir hemşerisi olarak her zaman bir telefon kadar herkese yakınım” diyerek siyasi duruşunun ne kadar net olduğunu göstermiştir. Bu konuda bizzat tanıdığım insanların tedavi için onun yanına gittiklerini, gördükleri hizmetten ve dostluktan fazlasıyla memnun kaldıklarını biliyoruz.

Metin Lütfi Baydar bu davranışları ile, gösterdiği siyasi olgunluk ile günümüz siyasetinde olması gereken siyasetçi profilini çok iyi çizmektedir. Günümüzde bu tür anlayışa sahip çok az siyasetçi kalmış durumda. Pandemi nedeniyle hızla değişen dünya düzeninde artık halktan kopuk, idealist nitelikleri olmayan, değişime ayak uydurmayan, sorunlara hızla çözüm bulamayan siyasetçilere artık yer olmayacaktır. Yarının siyaseti, yarının siyasi partileri, yarının dünyası için geçerli politikalar üretebilen ve halk için hızla değişime ayak uydurabilecek siyasilere ihtiyaç var, tıpkı Metin Lütfi Baydar gibi.

Önümüzdeki 2023 seçimleri zamanında yapılsa bile bir buçuk yıl kaldı. Belki erken seçim kararı ile bu süre bir yıla, belki de daha kısa bir sürede yapılabilir. Artık dijital değişim çağındayız. Endüstri 4.0, tarım 4.0 gibi süreçlerden geçiyoruz. Artık hem yerel siyasette, hem de genel siyasette taşlar yerinden oynayacak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu süreçlere uyum sağlama becerisine sahip olan, asli unsur halk ile iyi iletişim kurabilen, değişim sürecine uygun siyasi politikalar üretebilen liderlere ve onların alt kadrolarına ihtiyacımız var.

Seçimden seçime ilimize uğrayan, uğradığında halkı görmezden gelen, halk için yeni düşünceler üretip bunları hayata geçiremeyen, siyaseti kısır çekişmelerden öteye götürmeyen siyasi kadrolara artık yer yok. Değişime ayak uyduranlar yeni siyasetin aktörleri olacak, diğerleri unutulup gidecek. Bakalım önümüzdeki süreçte yerel ve genel siyasette kimler kendine yer bulabilecek? Bekleyip göreceğiz.

"İletişimdeki en önemli unsur söylenmeyenleri duymaktır." (Peter Drucker)