Geçen Cuma(15 Şubat)Efeler Belediye Başkanı ve DP Efeler başkan adayı Mesut Özakçan Aydınpost’un canlı yayınına konuk oldu ve yazar arkadaşlarımızın sorularını yanıtladı.

Bu programda eski partisi CHP’lilerin itirazlarının özünü oluşturan “Mesut Özakçan’ı CHP yeri geldi İl Başkanı yeri geldi belediye başkanı yeri geldi milletvekili yaptı.

Madem haksızlığa uğradığı iddiasında niye “kol kırılır yen içinde kalır” diyerek mücadelesine CHP’de devam etmedi de DP’den aday oldu,”sorularını yazar arkadaşlarımız sordu Mesut Özakçan da dobra dobra cevap verdi.

İsteyenler konuşmanın bütününe Aydınpost’tan ulaşabilir.

Oyları böleceği ihtimalini düşünen eski partilileri Mesut Özakcan’a tepkide haklı olabilirler ancak istifalar CHP’nin ülke genelindeki bir sorunu.

Kaynağı da birkaç seçimdir örgütü baypas ederek sandık yerine adaylarını Parti Meclisinde belirlemesi.

O nedenle Mesut Özakcan gibilerin istifasını Genel Merkez’in aday belirleme metodundan bağımsız düşünmemek gerekiyor.

Muğla’da Mehmet Kocadon, İstanbul’da Mustafa Sarıgül’ün başka partilerden adaylıkları aynı nedene bağlıdır.

Bir kısım partili bu aşamada bazı kimselerin Kılıçdaroğlu’nu etkileyerek ya da üzerinde baskı kurarak istemedikleri adaylarla hesap görmede olayı fırsata dönüştürdükleri iddiasındalar.

Bir de buna ittifaklardan doğan rahatsızlıklar eklenince Aydın’da CHP tam anlamıyla kaynayan kazana dönüştü..

Mesut Özakcan’ı başlık yapmadaki amacımız Aydın CHP’deki kaynamayı o örnek üzerinden anlatmak içindir.

İster seçilerek ister atanarak gelinmiş olsun bütün makamlar için geçerli şu gerçeğin bilinmesi gerekiyor.

Resmi ya da özel fark etmez bütün kurumlarda başarının olmazsa olmaz şartı yöneticinin kurumu “ben” yerine şirket yönetme mantığıyla, “takım ruhu” ile yönetmesidir.

Söz konusu büyükşehirlerse takım sadece ilçe belediye başkanları, meclis üyelerinden ibaret de değildir.

İlin valisi, üniversitesi, meslek ve sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleri de takımın oyuncu kadrosuna dâhildir.

Takımı yönetmenin ilk şartı da “eşitler arasında birincilik” ilkesidir ki, kaptanın entelektüel bilgi, birikim ve donanımda olmasıyla yakından ilgilidir.

Profesyonel yönetme yeteneğinden yoksun olanlar da kavgalardan, siyasi kutuplaşmalardan ve Goebbels’in propaganda taktiklerinden beslenirler.

Hiçbir büyükşehirde bir gecede bir ilçe belediyesine ait parklardaki oturakların o belediyeden habersiz bir gecede sökülmesi eşine rastlanan bir olay değildir.

Zabıtaların baskınla bir ilçe belediye başkanına ait resimlerin cadde ve meydanlardan sökülmesine de bir yerde şahit olunmamıştır.

Bırakın başkanları alt kademede görevli memurların bile kolayca çözebilecekleri sorunların mahkeme kapılarına taşınmasının örneği az bulunur nadir olaylardandır.

Beş yılda bir kez de olsa ilçe belediye başkanları ile sorunları ortaklaşa tespit etmek ve çözüm üretmek için bir araya gelmeyen başkanı bulmak her halde imkânsız derecede zordur.

Saydıklarımız büyükşehrin ruhu ile bağdaşır cinsten olaylar değildir.

2014’de CHP adayı Özlem Çerçioğlu hem büyükşehirde hem de ilçede bize oy verin ki hizmet akışında bir aksaklık yaşanmasın, diye seçmenle sözleşme yapmıştı.

Ama seçimin üzerinden yıl geçmeden Efeler Belediyesi ile büyükşehir arasında 4 yıl devam eden mal paylaşım krizi patlak verdi.

Krizin faturasını da eski terminalin yerine yapımı planlanan Efeler Belediyesi Hizmet Binası ve eski Minibüs Garajı olan alan üzerine oto park ve kapalı pazaryeri yapımının gecikmesi ile halk ödedi.

Demem o ki, kavga sadece yaramaz çocuklar Mesut Özakcan, Süleyman Toyran ve Özer Kayalı’nın başının altından çıkmış değildir.

Birincisi CHP’nin bu seçimde aday belirlemede örgüt kantarını devre dışı bırakmasından ikincisi de Aydın’daki yoğurt yeme şeklinden kaynaklanan bir durumdur.

Böyle devam ederse ne Mesut Özakcan’ların ardı kesilir ne de CHP Türkiye’de iktidar yüzü görür.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!