AK Partili kadroları Aydın’da üstünlüğü CHP’ye kaptırdığı 2011’den bu yana bölgenin sorunlarıyla ilgili politika üretemiyor, çözüm yerine aralarındaki kavgadan besleniyor.

O gündür, bu gündür de yerelde Aydın gündemini CHP, daha doğrusu Özlem Çerçioğlu belirliyor, milletvekilliği, belediye ve teşkilat seçimleri dışında ise AK Parti sanki kış uykusu dönemini yaşıyor.

İl yönetim kurulu, aynı zamanda başkan yardımcısı bir üyenin twitter paylaşımını ve bu günlerde adı il başkanlığında geçen eski milletvekili, Mehmet Erdem’in o paylaşıma verdiği cevabını ve eski milletvekili A.Rıza Acar’ın ona desteğini içeren basında çıkan yazısını görünce anladık ki, bu partide yakın zamanda il başkanının belirleneceği kongre yapılacak.

Gerçeği ifade etmek gerekirse pandeminin neden olduğu ekonomik daralmanın da etkisiyle bu günlerde bu durağanlık Ülke siyasetinin de birinci meselesi…

Hatta 2011’de AK Parti’nin öncülüğünde imzalanan ve kadına yönelik şiddeti yasaklayan ‘İstanbul Sözleşmesi’ hakkında bu parti çevrelerinde koparılan fırtınayı ve ‘Ayasofya’nın’ ibadete açılması olayını dikkatleri bu sıkışmışlıktan uzak tutmak istenmesiyle izah edenler var.(Fehmi Koru,05.08.2020)

Konumuza gelecek olursak daha önce bu partiden milletvekilliği ve büyükşehir aday adayı da olan eski bir AK Partili Hakan Çağlar Erürker’in Demokrasi ve Atılım Partisi  (DEVA) kurucu il başkanlığına atanması üzerine AK Parti il başkan yardımcısı A.Kürşat Uğur’un “Erdem sahibi insanlar birlikte Çağlar, coşarsa bak sen eğlenceye artık” içerikli, doğrusunu söylemek gerekirse usta zekâ ürünü paylaşımı Aydın’da sessizliği bozan hadise oldu.

AK Parti içinden birilerinin işine gelmeyenler hakkında-son zamanların bir siyaset modası- bu tür asıllı/asılsız haberlerin artacağını, birileri hakkında Gelecek Partisi’ne ya da DEVA Partisi’ne göz kırptığıyla ilgili iddiaların sıkça duyulacağını hatırda tutmak gerekiyor.

Konuyu Ankara’ya rapor edeceklerin hatta yeri geldiğinde şikâyete konu insanların yakınlarını konu mankeni yapacakların çıkacağı da bir diğer ihtimaldir.

Hâlbuki demokratik bir ülkede mesela baba ve oğlun parti tercihlerinin farklılığı doğal karşılanır. Ancak herkesin kendine demokrat olduğu yerlerde bunun pek geçerliliği yoktur.

Biraz da bunun verdiği tedirginlikle Mehmet Erdem’den A.Kürşat Uğur’a  “Allah Teâlâ iftiralarınızın ve suizanlarınızın karşılığı olarak müstehakınızı versin,” şeklinde beddua karışımı bir cevap geldi.

Mehmet Erdem’i bu derece hiddetlendiren ise paylaşımda geçen “Erdem sahibi insanlar” ifadesinde kastın kendisi olduğudur.

Hâlbuki kurulan cümleden oğul Ahmet Erdem sonucu da çıkarılabilir ki, böyle düşünen ve yorumlayanlar az değildir ve böyle düşünmekte haksız da sayılmazlar.

Mehmet Erdem’i bu konuda açıklamaya zorlayan daha önce oğlu Ahmet Erdem’in DEVA Partisi’ne il başkanı olacağına dair çıkarılan söylentiler olmalı.

Bilindiği gibi Mehmet Erdem’in bu yönde yapılmış bir açıklaması olmadığı halde il başkanlığından işkillenen bazıları oğlunu malzeme yaparak çalı dibi taşlamıştı.

Olanlar karşısında Mehmet Erdem’e hem nasihat eden hem moral veren eski milletvekili ve aynı zamanda kurucu il başkanı A.Rıza Acar oldu.

Ahmet Rıza Acar özetle Mehmet Erdem’e “21 Eylül 2001’de Ankara’da kurucu il başkanlığı mazbatasını alırken yanımda sen vardın. Bunun anlamı ikimiz AK Parti ile iyi günde, kötü günde bir olacağız, diri olacağız, hep beraber partimizi yukarılara taşıyacağız, yükseklerde tutacağız sözleşmesi yaptık,” sözleriyle ilk başta kaleyi terk etmemesi konusunda sorumluluk hatırlatması yaptı.

İkinci olarak da “Aydın’da beş yıl il başkanlığı, on yıla yakın da milletvekilliği yapmış birisi olarak sana velev ki, ima ile de olsa yer değiştireceğini işaret etmeye kalkışsa bile buna inanacak bir Aydınlının olmayacağını benim bildiğim kadar sen de biliyorsun,” sözleriyle moral desteği verdi.

Ahmet Rıza Acar’ın bu çıkışı Gelecek ve DEVA Partilerine kayma endişesi taşıyan AK Partilileri teskine yönelik sözler olarak da okunabilir.

Mehmet Erdem’i Ahmet Rıza Acar’ın sahiplenmesine üçüncü bir neden de ikisinin de Milli Görüş geleneğinden gelmiş olmalarının bir sonucu AK Parti içindeki Has Partililer ile Milli Görüşçüler arasındaki bilek güreşinde yalnız bırakmak istememesidir.

Peki, Mehmet Erdem boğulmak istendiği bu bir kaşık sudan nasıl kurtulacağı konusunda bir öngörüde bulunmak mümkün mü?

Kurtuluşun en iyi ve en kestirme yolunu bu konuda engin tecrübeye sahip Mehmet Erdem kendisi bilir.

Ancak bilindiği üzere Has Parti grubu uzunca bir zamandır AK Parti yönetiminde hem yetkili hem de etkili.

Ahmet Ertürk’ün bile dayanamayıp pes etmek zorunda kaldığı göz önüne alınırsa Mehmet Erdem’in işi kolay değildir.

Merkez sağ gelenekten gelen vekillerin de tercihlerini ileride rakip olacak Mehmet Erdem’den yana kullanmaları beklenmeyeceğine göre vekillerin de desteğiyle aday yapılması halinde Ömer Özmen’in il başkanlığı garanti gibi gözüküyor.

Ama AK Parti’de son sözü her zaman Reis söyler, tabi o birilerinin ipi çekilmemişse…