İçinde Aydın'ın da olduğu için dile getirmek istediğim bilhassa bayramdan bu yana yeni kurulan Ahmet Davutoğlu’nun lideri olduğu Gelecek Partisi ve Ali Babacan’ın genel başkanı olduğu Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) cephesinde bir hareketliliğin yaşanmakta olduğudur.

Ahmet Davutoğlu’nun 15 Temmuz hain darbe girişimi sanıklarından eski AK Parti milletvekilİ Şaban Dişli’nin kardeşi “Tümgeneral Mehmet Dişli’nin Yüksek Askeri Şura’da emekliliğe sevki engellendi” sözleri gündem oldu.

Ali Babacan’ın ise MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye 1999 seçimleri sonrası ortağı ANAP, DSP ve MHP koalisyonuna bir gönderme yaparak sorduğu  “20 tane banka batarken neredeydi” sözleri ve ayrıca ekonomiye ilişkin demeçleri geniş yankı buldu.

Bu gelişmelere paralel Aydın’da da içlerinde eski milletvekili Mehmet Erdem’in avukat oğlu Ahmet Erdem’in de bulunduğu DEVA Partisi il başkanı adayı olarak bazı isimlerin ortaya çıkması kamuoyunun dikkatini bir anda bu partiye çevirdi.

Peki, neler oluyor, AK Parti güç mü kaybediyor yoksa muhalefet yetersiz de iki partiyi öne çıkaran o alandaki boşluğu doldurmaya yönelik bir gelişme mi, kısaca bu partileri gündeme taşıyan gerçek neden nedir?

BİR: Muhalefet Partilerinin önlerine yuvarlanan yumağının peşinden koşmaları sonucu Türkiye’nin kronikleşen ve pandemi ile daha da belirgin hale gelen işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği, yoksulluk gibi konulara dair iktidarı eleştirmenin dışında bir reçetelerinin olmadığı bir gerçek.

Oysa vatandaş böyle dönemlerde partilerden bu sorunlara gerçekçi, somut hatta radikal çözümler içeren makul yeni söylemler bekler.

İKİ: Pandeminin tetiklemesiyle dünya genelinde bir ekonomik daralmanın yaşandığı aşikâr.

Bu tür kriz dönemleri bagajları boş olan, süreci akıllı yönetmeleri kaydıyla yeni partilere zemin oluşturmada altın değerinde bir fırsat sunar.

Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın (SCF) ilk ve son girdiği 1930 belediye seçimleri buna örnektir.

Dünyada yaşanan en büyük ekonomik buhranlardan biri olan 1929 krizinin devam ettiği 1930 Ağustosunda kurulan SCF kısa sürede büyümüş ve iki ay sonrasındaki Ekim ayında yapılan belediye seçimlerinde önemli bir başarı elde etmişti.

Ona bu başarıyı sağlayan da rakibi Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Demir Yolları Projesine karşılık SCF’nın seçmene işsizliği ve yoksulluğu ortadan kaldırma sözü vermesiydi.

SCF seçimlerin devlet gücünün gölgesinde yapılmasına rağmen Aydın genelinde önemli bir başarı elde etmiş Kuşadası, Germencik, Çine, İncirliova (Karapınar), Umurlu, Bozdoğan ve Yenipazar’da belediyeyi kazanmıştı.

Ama kurucu Ali Fethi Okyar’ın süreci iyi yönetememesi sonucu aynı yılın Kasımında SCF kendini fesih etmek zorunda kalmıştı.

ÜÇ: Yeni partileri gündeme taşıyan diğer önemli bir neden de milletin bu günkü gerilim üzerine kurulu siyasetten memnuniyetsizliğidir.

Artık azınlıkta kalan fanatik gruplar dışındaki sessiz çoğunlukta siyasetçilerin bir birlerini terör örgütleriyle işbirlikçilikle ithamları karşılık bulmuyor.

Dahası bu bıkkınlık ve usanmışlık milleti yeni arayışlara sevk ediyor.

İşte bu üç maddede özetlemeye çalıştığımız bu olgulardan hareket eden bazı siyasi gözlemciler Ali Babacan’ın DEVA Partisi’nin şartlar böyle gider, seçimler de zamanında yapılırsa 1983’de Turgut Özal’ın ANAP’ı, 2002’de AK Parti’nin yol açtığı dip dalga öngörüsünde bulunuyor.

Aydın’da da DEVA’daki bu yükselişi görenler tavşan çıkarma ümidiyle şimdiden çalı dibi taşlamaya başladılar bile…

Böyle zamanları kimileri reklam için, kimileri durumdan kendine vazife çıkarmak için, kimileri rakibini saf dışı etmek için, kimileri de adı piyasada dönmesi için fırsata çevirmede kullanabilirler.

DEVA Partisi İl Başkanlığı için kamuoyunda adı geçenlerin de birçoğunu bu çerçevede değerlendirmek mümkündür ancak Ahmet Erdem’in durumu farklıdır.

Onun özelliği adaylıktan çok, kendisi üzerinden babası Mehmet Erdem’i etkisiz hale getirmektir.

Bu tezi üç farklı şekilde okumak mümkündür.  

BİR: Mehmet Erdem’in AK Parti içindeki gücünü oğlunu DEVA Partisi ile ilişkilendirerek onun üzerinden kırmayı düşünmüş olabilirler.

Mesela olay Mehmet Erdem’in olası AK Parti İl Başkanlığı adaylığında kendine rakip görenlerin tezgâhı olabilir.

İKİ: Tam tersi sevenleri tarafından olay oğluna DEVA Partisi’nde bir yer açmak kendisi için de kadrinin, kıymetinin bilinmesi için gerekli yerlere ulaştırmaya yönelik bir mesaj olarak algılanabilir.

Fakat bu ihtimal oldukça zayıftır.

ÜÇ: Bir diğeri de senaryosunu Mehmet Erdem’in kendisinin yazdığı bir girişim olma ihtimalidir.

Ancak kendisinin ısrarlı yalanlamalarına ve kamuoyundaki algılanış şekline bakılırsa bu ihtimalin de imkân dışı olduğuna hükmedilebilir.

Sonuç olarak bütün ihtimaller bir arada değerlendirildiğinde ağırlıklı olarak birilerinin Mehmet Erdem’in kuyusunu kazdığı seçeneği öne çıkıyor.

O zaman da sormak gerekiyor, kim ya da kimler bir taşla hem oğul Ahmet Erdem’i hem de baba Mehmet Erdem’i vurmak istiyor?