Yaklaşık yirmi yıldır iktidarda olan AK Parti en zor günlerinden geçiyor. Biri bu partide genel başkanlık, başbakanlık diğeri kuruculuk, devlet bakanlığı, dış işleri bakanlığı gibi önemli görevlerde bulunmuş iki eski bakan parti kuracaklarını açıkladılar.

Eskiden ittifaklar ve o sayede küçük partilerin de baraja takılmadan parlamentoya girebildikleri dönem öncesi olsaydı bu tür oluşumlar pek dikkate alınmaz alacakları yüzde şu kadar oyla nasıl olsa baraj altında kalacaklar denir, önemsenmezdi

Ama yüzde 51-49 üzerine kurulu denklemi bozacağı için kurulacak partilerin alacağı yüzde 2 oy bile Cumhur İttifakını kaybettireceği için tedirgin ediyor, Millet İttifakını da ümitlendiriyor.

Kaldı ki,31 Mart Yerel ve yenilenen İstanbul seçimleri dengenin yeni partiler kurulmasa da önümüzdeki 2023 seçimlerinde bozulabileceği ihtimalini güçlendirmiş bulunuyor.

O nedenle 2023’de iktidarı kaybetme endişesi taşıyan Cumhur İttifakı Erdoğan’ın bir şeyler yaparak bu tehlikeyi savuşturabileceğini umuyor.

Bununla birlikte beklenti parti olarak silkinme, yüz çevirenleri yeniden kazanma, gelecek için yeni söylemler üretme velhasıl millette güven noktasında yoğunlaşıyor.

Buna cevap olmak üzere Cumhurbaşkanı “Bize 81 ilde birer Ömer lazım” şeklinde adaleti sağlamak adına kılı kırk yaran Hz. Ömer benzeri siyasetçiler bulmak gerektiğine vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı böylece radikal yöntemlere başvurulmadan değişimin kongreler marifetiyle gerçekleşeceğinin işaretini de vermiş oldu.

Neresinden bakılırsa bakılsın 2023’e kadarki süreç sadece AK Parti değil siyasetin bütünü için pek çok olaya gebe gibi görünüyor.

AK Parti için başta gelen soru da yeniden inşa için bir Ömer bulunabilecek mi, bir de o Ömer’ler yapıyı depremden koruyabilecekler mi ya da hasarı en az zararla atlatabilecek mi?

Aydın’da şimdilik Ömerliğe soyunan Mehmet Erdem gözüküyor.. Buna eski kaptanın gemiyi kurtarmak için harekete geçmesi demek daha doğru olur.

Mehmet Erdem bu amaca yönelik nabız yokluyor. Konu sorulduğunda da bir taraftan “bizden geçti, genç arkadaşlar var” diyor diğer taraftan da meşhur AK Partili taktiği “Reis ne derse o olur” diyerek kapıyı aralık tutuyor.

Bu tavrına bakaraktan bazı partililer Mehmet Erdem’in il başkanlığını asıl isteme nedeninin Reis katında 2023’e yönelik güven tazelemek olduğunu savunuyor.

O kesime bakılırsa Mehmet Erdem büyükşehre de adaydı ve bu arzusunu değişik yollarla Reis’e iletti ama ona rağmen sonuç alamadı ve umudu kesince de Aydın’a döndü.

Onu il başkanlığına iten sebep biraz da işte bu güven tazeleme ihtiyacından kaynaklanıyor.

Parti kurmaya niyetli gruplardan söz açılınca Mehmet Erdem kulağımıza geldiğine göre izlenen genel AK Parti politikalarındaki hataları söylemekten çekinmiyor.

Bu partinin mutfağında yetişen bir siyasetçi olarak Mehmet Erdem’in bu özeleştiride bulunma soyadı gibi erdemliliktir.

Ne var ki, özeleştirinin asıl değerli olanı insanın kendisiyle ilgili olanıdır fakat Mehmet Erdem bu konuda pek ağzını açmıyor.

Hâlbuki onun oyun kurucu bir ağabey olarak kurguladığı oyunlardaki isabetsizliğin faturası hem kendine hem AK Parti’ye hem de Aydın’a ağıra mal oldu.

Bir partinin tek başına iktidara geldiği bir seçimin ardından yapılan mesela 1984 yerel seçimlerde iktidar partisinin bütün belediyeleri silip süpürdüğü gerçeği ortadayken 2004 yerel seçimlerinde AK Parti’nin kendi adayıyla rahat kazanacağı seçimi ithal adayla CHP’ye kaptırması yapılan bu hataların en büyüğüydü.

Kaldı ki, Mehmet Erdem’in il başkanı olduğu o seçimde AK Parti’deki aday adaylarından biri de saygın bir isim, iki fakülte diplomalı amcası Orhan Erdem’di.

O yanlışın bedelini seçimin üzerinden çok geçmeden partiden istifa eden ve ardından 2009’da DP’den aday olan İlhami Ortekin’in sağ oyları bölmesiyle seçim kazanan CHP’nin yaşattığı mağlubiyet üstüne mağlubiyetle AK Parti ödedi.

Halen de ödeye devam ediyor..

Bunu Mehmet Erdem’in demokrat-liberal seçmene ulaşmak için 2002’den beri beraber yürüdüğü yol arkadaşlarını 2009 kongresinde terki takip etti.

Seçilen jokerin yanlışlığı AK Parti’yi darmadağın etmekle kalmadı 7 Haziran 2014 seçimlerinde bir oyunla kendisinin de liste dışı kalmasıyla sonuçlandı.

Böylece şeyh uçmaz müritleri uçurur, sözünün gerçekliği bir kez daha ispatlanmış oldu.

Bu hatanın başka bir göstergesi de 2009 değişiminden sonra rakibi CHP yükselirken AK Parti oylarındaki sürekli düşüştür.

O gün lehine olan yaklaşık yüz bin fark rakibi CHP lehine iki katı olarak yer değiştirmiştir.

Ayrıca Mehmet Erdem’in siyaset metodu eski usul bilindik kaos teorisidir. Bu tarz siyasette siyaset mühendisleri her zaman murat ettikleri sonucu alamayabilirler.

Kalıcı etkileri olması nedeniyle kırgınlıkların dargınlıkların nefrete dönüşmesiyle kronikleşmesi uzun vadede aleyhte sonuçlar doğurabilir.

Zamanla idealistlerin köşelerine çekilmesiyle meydanı kifayetsiz muhterislerin istila etmesi de oluşan parti içi öfke kat sayısının şiddetini artırabilir ki, AK Parti’de son durum budur.

Denirse ki, siyasetçi yanılmaz değildir onun da yanlışları olacaktır doğrudur ancak siyaset bir öngörü işidir ve başarı duvarın arkasında olanı sezebilmekle doğru orantılıdır.

Şu bir gerçektir ki siyasette oyun kurucu olabilmek bu sezgileri ile birlikte karanlıkta en az beş metre ileriyi görebilmekle mümkündür.

Yoksa yanılgılarının bedelini hem kendileri öder hem partileri hem de memleket…

O bakımdan siyasette Ömerliğe soyunmak herkesin harcı değildir.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!