Medya1: Yığınlarla iletişimi sağlayan radyo, televizyon, gazete ve dergiler gibi basın yayın organlarının tümünü kapsayan ortak ad, kitle iletişim araçları, basın yayın.

Otokrasi2: Bir hükümdar, küçük bir küme ya da tek bir siyasal partinin siyasal erki elinde bulundurduğu yönetim biçimi (saltçılık).

Medyatokrasi3: Kavram bilinen anlamda; “media” ve Latince kökenli, tek bir erkin yönetimi anlamına gelen “otokrasi” kelimelerinin eklemlenmesiyle oluşmuştur. Medyatokrasi anlam ve kullanım olarak medyayı yönetim şekline benzeten bir kavramdır.

Medyanın tarihsel süreci göz önünde bulundurulduğunda, siyasilerin medya araçlarına sahip olma ve medyayı kontrol edebilme arzusuna sahip olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Medyatokrasi diğer pek çok kavram gibi kavram kargaşasına maruz bırakılan bir kavramdır. Medya gücü ile otokratik yönetim kurma en basit tanımdır.

İletişim yoluyla bireyler hem kendi düşüncelerini aktarmakta hem de karşı tarafın düşüncelerini öğrenmektedir. Medya; iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte herhangi bir olay veya durumun birçok kişiye açık bir şekilde anlatılması durumudur. Medya’nın içeriğini oluşturan kitle iletişim araçları hayatın vazgeçilmezleri haline gelen araçlardır. Ama halkı yönlendirmek için de en önemli yoldur.

Medyatokrasi kavramı anlam ve kullanım olarak medyayı çıkarlar doğrultusunda yönetim şekline benzeten bir kavramdır. Medyanın belirleyici rolünü daha net bir şekilde anlamlandırmaya yardımcı olmaktadır. Ülke olarak yoğun bir Medyatokrasi’de yaşadığımız son derece doğrudur. Aslında ülkemizde her şeyi kontrol eden bir medya bulunmaktadır. Vahşi Kapitalizmin hâkim olduğu günümüzde, şirketlerin ilerlemesini sağlayan en büyük etken rekabettir. Kâr oranını yükseltmeyi hedefleyen şirketlerin en büyük yardımcısı olan medya aracı “reklam” sektörüdür. Fakat burada unutulmaması gereken, medya aracılığıyla özgür olduğuna inandırılan bireylerin reelde özgür olmadıklarıdır.

Medyatokrasi, siyasilerin sahip oldukları medya şeklidir. Siyasiler medyaya sahip olduklarında kendi düşünce ve ideolojilerinin propagandasını aralıksız olarak yapabileceklerinin farkındadırlar ve bu nedenle medya sahipliğini isterler. Siyasi görüşü iktidara yakın olan ya da iktidara daha uzak duran pek çok kanal olsa da çoğunluğu iktidarın güdümündedir. Seçim zamanlarında siyasilerin medyayı henüz karar verememiş, tek bilgilenme aracı medya haline gelmiş yurttaşlara ulaşmak amacıyla kullandığı gayet net olarak görünmektedir.

Türkiye’de medya araçlarının özel olması, bağımsız yayın yapmaları anlamında değil, özerk olarak işlev görmesi anlamına gelmektedir. Özel bir televizyon kanalı yaptığı yayınlarda bağımsız olarak görünmektedir. Fakat mevcut politikalara aykırı herhangi bir yayın durumunda engele uğrayabilmektedir. Kanal sahipleri ve siyasiler arasında karşılıklı çıkar ilişkisi mevcuttur.

Bağımlılık açısından bakıldığında büyük medya şirketleri ekonomik çıkar ve medya sektöründe mevcudiyetini devam ettirebilmeleri adına siyasilere bağımlı oldukları söylenebilir. Medya şirketleri bu anlamda birçok kez mevcut düzene yakın yayın yapmaya yönelirler. Medya kullanım amaçlarındaki ve diğer pek çok medya araçlarının kullanım alanlarında‚ medyatokrasi’nin varlığı görülebilmektedir. Ekonomik, politik, sosyal gücü elinde bulunduranlar halkı medya araçları üzerinden arzu ettikleri doğrultuda yönetirler.

Medya araçlarının küresel olarak özellikle kültürel anlamda manipüle edilebilir. Medya manipülasyonu meselesini reklamlar, çizgi filmler, sinema sektörü vb. birçok alanda görmek mümkündür. Burada temel öneme sahip olan durum bireylerin farkında olmaması ve manipüle olmaya çok açık olmasıdır.

Medya aracılığıyla, gücü elinde bulunduranların yönetimsel olarak söz sahipliği vardır.  Gücü elinde bulunduranların medya aracılığıyla salt siyasi anlamda değil, aile kurumu, eğitim, din, kültürel yapı, kişisel gelişim vb. birçok alanda yönetimi elinde bulundurduğunu gözle görülebilir. Bilinen eğitim, bilgilendirme, eğlendirme gibi temel işlevlerinden gittikçe ayrılan medya anlayışı, gündelik hayatın dip noktaları olarak ifade edebileceğimiz mahrem alanlarda dâhil olmak üzere giremeyeceği yer bırakmamıştır. Böylesi bir kuşatma gücüne sahip bir aracı elinde tutmak isteyen iktidar odaklarının olması da doğaldır.

Günümüzde medyanın çarpıtılmış işlevini ve rolünü‚ medyatokrasi kelimesi çok daha iyi anlatıyor. Ayrıca‚ medyatokrasi, medya demokrasisinin dejenere olmuş hali şeklinde de tanımlanmaktadır. Medyatokrasi bir yönetim şekline benzetilmekle birlikte gündelik hayattaki pek çok deneyimi medyanın yönlendirdiği vurgusunda bulunmaktadır.

Medyatokrasi kavramı ile temelde anlatılmak istenen; güç odaklarının sahip oldukları gücün meşruluğunu sağlamak, bireyleri istenilen doğrultuda manipüle etmek, gündelik hayatın her alanına dâhil olmak amacıyla medyanın kullanıldığı, bu anlamda medyanın bir yönetim şekline benzetildiğidir.

Medyatokrasi bu şekilde bir yönetim sistemi gibidir. Özellikle siyasilerin medya sevicilikleri ve medya araçlarına sahip olmak istedikleri gayet nettir. Medyatokrasi yönetiminde amaç; yönetilen sınıfın yönetici sınıf konumunda olan medya devlerinin çıkarları doğrultusunda ve bu çıkarlara uygun bir şekilde hayatlarını idame ettirmelerini sağlamaktır. Bir yönetim şekli olarak betimlenen‚ medyatokrasi’nin hâkim olduğu ülke yönetimlerinde azınlığın çıkarları doğrultusunda medyanın kullanıldığı ve halkın medya manipülasyonu aracılığıyla yönlendirildiği görülebilmektedir. Sadece genel politikalarda değil, yerelde bile bu anlayış yaygınlaşmıştır. Tıpkı bizim ülkemizde olduğu gibi.

Demokrasilerde çare tükenmez ama demokrasiye aykırı davrananlar tükenir. (Server Tanilli)

1-TDK Sözlüğü

2-TDK Szlüğü

3- M. Çetin Dağdelen, Medya Sosyolojisi Bağlamında Yeni bir kavram; Medyatokrasi

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!