Türkiye’nin ‘marangoz yüzbaşı’ olarak tanıdığı İsmail Can’ın, Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürlüğü’ne Araştırma Görevlisi olarak ataması yapıldı. Yüzbaşı rütbesinden emekli olduğunu gösteren TSK Personel Kartı’na da sahip olan İsmail Can’ın yüzü artık gülüyor. Halen bir beyaz eşya firmasında hamal olarak çalışan İsmail Can, yeni görevine başlayacağı günü iple çekiyor.
 
İsmail Can, yüzbaşı rütbesindeyken TSK'dan, eşinin başörtülü olması sebebiyle YAŞ kararıyla atıldı. 28 Şubat sürecinde, 16 Haziran'daki ara YAŞ toplantısında 168 kişiyle birlikte orduyla ilişiği kesildi. Aslen Konyalı olan Can, 1979-1983 yılları arasında Işıklar Askeri Lisesi'ni, 1983-1987'de Ankara Kara Harp Okulu'nu bitirdi. Sırasıyla 4 yıl İstanbul Hasdal, 2 yıl KKTC, 2 yıl Muş Malazgirt, 2 yıl da Tekirdağ Saray'da görev yaptı. Yüzbaşı rütbesiyle buradaki 3. Zırhlı Tugayı Topçu Taburu 3. Batarya'nın komutanıyken, 12 yıllık görevine son verilerek ordudan atıldı. Gerekçe olarak ise disiplinsizliği gösterildi. Kendisine tebliğ edilen "disiplinsiz" kararına inanmayan Can, eşinin başörtülü oluşu ve namaz kılmasının, oğlunun adının Muhammed Furkan oluşunu, atılmasının en büyük sebebi olarak görüyor. Bir yaşındaki oğluyla sokakta kalan Can, eşinin memleketi Uşak'ta 6,5 yıl bir holdingin alışveriş merkezinde satın alma uzmanı olarak çalıştı. 2005 yılından sonra işleri ters gitmeye başlayan Can, geçim derdine düştü. Garson, komi, elektrikçi olarak birçok işte çalışan ve 13 yıldır geçim mücadelesi vermekten yorulan eski yüzbaşının ailesi de dağıldı. Can, yaşadığı sıkıntılar ve işsizlik nedeniyle eşinden de ayrı yaşıyor.
Sahip olduğu inancı gereği, çilenin bu dünyada hiç bitmeyeceğini bildiğini söyleyen İsmail Can, Ramazan Bayramı’ndan önce TSK Personel Kartını aldığını, sonra da yeni çalışma yerinin belli olduğunu belirtti. Devrelerinin şu anda albay rütbesinde olduğunu ifade eden İsmail Can, personel kartına ‘emekli yüzbaşı’ yazmasında biraz sitem ediyor.
 
Maddi olarak çok kaybı olduğunun altını çizen Can, 4-5 yıl daha araştırma görevlisi olarak çalışmak istediğini ifade etti. 13 yıl sonra iade-i itibarlarının verilmesine şükrettiğini kaydeden Can, “Bu, demokrasinin zaferi. Türkiye’de demokrasinin artık ilerlediğini görüyorum. Demokratikleşme Türkiye’de artık önündeki engelleri kaldırıp, ilerleyişini sürdürüyor. Bunlar küçük de olsa bir gösterge.” diye konuştu.
 
Bir gün kendilerine iade-i itibarın verileceğini hiç aklından geçirmediğini anlatan Can, ordudan atılınca defteri kapattığını belirtiyor. İade-i itibarın sürpriz olduğunu anlatan Can, “TSK personel kartım olsa da imkanlarından yararlanmayı pek düşünmüyorum. Arada çok büyük soğukluk oldu. Gidersem de kendim için gitmeyeceğim, oğlumu o ortama götürüp göstereceğim. Bizi sileni biz de sildik.” diye konuştu. Özel sektörde kendisiyle çok dalga geçildiğini gözleri dolarak anlatan Can, piyasada çok zarar gördüğünü anlattı. Askere karşı olan kinini kendisinden çıkarmaya çalıştığının altını çizen Can, “Yüzbaşıya şunu yaptırıyorum, bunu yaptırıyorum, depoculuk yaptırıyorum, mal taşıttırıyorum diye dalga geçtiler. Halbuki yüzbaşıcılığımız geride kalmıştı.” şeklinde konuştu.
Beş yıldır sosyal güvencesiz çalıştığını hatırlatan Can, bu sürede doktora gidemediğini, gözlerinden rahatsız olduğunu anlattı.
 
bugün