AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, katıldığı televizyon programında siyaset gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.

A Haber televizyonuna konuşan Sözcü Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Kendileri bir istişare süreci yürüttüler. Kararlarını saat 17'de açıklayacaklar. Yaptığımız değerlendirme şu; ilk turdaki sonuçlardan bizim partimizin çok güçlü bir kapasitesi var. Biz her yeri sandık sandık analiz ederiz, vatandaşlarımızın tercihlerini daha doğru anlamaya, konumlandırmaya çalışırız. O açıdan diğer adayların aldığı oylara da bakıyoruz. Biz bütün vatandaşlarımız oylarına talibimiz. Bu çerçevede baktığımızda Sinan beyin aldığı oylara baktığımızda aldığı oyları analiz ettiğimiz; Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü konusunda son derece hassas olduğu.

"SİNAN BEYE OY VEREN VATANDAŞLARIMIZIN BU YAKLAŞIMLARA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE REDDETTİKLERİNİ GÖRÜYORUZ"

Terörle mücadelenin devam etmesi konusunda hassas olduğunu görüyoruz. Terör örgütlerinin Avrupa'daki çeşitli terör örgütlerinin ciddi bir şekilde Türkiye'ye dönük beyanlarından dolayı rahatsızlık duyduğunu görüyoruz. Bu beyanlar karşısında sayın Kılıçdaroğlu'nun sessiz kalması, hatta onun etrafından sayın Kılıçdaroğlu'nun etrafında ona destek verenlerin, bu terör örgütlerinin beyanlarını üstüne koyarak 'Cumhuriyet'i yıkacağı, yeniden kuracağız, özerklik ilan edeceğiz diyorlar. Bir kısmı da terörist başına imtiyaz verilmesinden bahsediyor. Sinan beye oy veren vatandaşlarımızın bu yaklaşımlara güçlü bir şekilde reddettiklerini görüyoruz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın ve Cumhur İttifakı’nın ortaya koyduğu prensiplerle daha uyumlu bir yaklaşımları olduğunu değerlendiriyoruz. Sinan beye oy veren vatandaşlarımızın Cumhur ittifakının ortaya koyduğu değerlere; Cumhurbaşkanımızın özellikle, 'tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak' diye kampanyasının ana mottosu üzerinden ifade ettiği değerlere daha yakın olduğunu değerlendiriyoruz.

"VATANDAŞLARIMIZIN OYLARINI MANİPÜLE ETMEYE ÇALIŞIYOR"

(Kılıçdaroğlu'nun HDP seçmenine yönelik mesajları, Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması, kayyumlar konusunda iktidara geldiğimizde uygulamalar son vereceğiz açıklamaları ve 14 Mayıs sonrası daha çok milliyetçi politikalara daha ağırlık veren değişikliği üzerine)

Kılıçdaroğlu sahte milliyetçilik üretmeye çalışıyor. Biz PYD ve YPG ile herhangi bir sorunumuz yok demişti, buna benzer sözler söylemişti, aynı şekilde Türk Silahlı Kuvetlerimizin sınırları korumak üzerine ortaya koyduğu tavır karşısında teskere Meclis’e geldiğinde karşı oy vermişti. Şimdi bütün bu çerçeve baktığımızda yapmaya çalıştı, asli yaklaşımının dışında taktik bir yaklaşımla vatandaşlarımızın oylarını manipüle etmeye çalışıyor. Sahte milliyetçilik, sahte siyaset peşinde konuşuyor. 14 Mayıs'a kadar bizim bir sürü beyanımız olmasına rağmen, bakın siz terör örgütlerine destek veren siyasetçilerin destek beyanları karşısında sesiz kalıyorsunuz. Sizin burada seylemeniz gereken şey şudur; size verilen destek terör örgütlerine müspet bakan siyasetçilerin verdiği destekse bu partilerin ve siyasetçilerin desteğini reddetmelisiniz dedik. Sayın Kılıçdaroğlu bunların hiçbirine olumlu cevap vermedi. Aynı çizgiyi sürdürdü. Şimdi birileri akıl vermişler, milletçi vatandaşlarımızın oylarını manipüle etmek için bir sahte milliyeçilik üretiyor.

Şimdi bazı yerler 'hudut namustur' diye asmışlar. Ama hudutları korumak için teskere meclise geldiğinde Kılıçdaroğlu ve CHP karşı çıktı. Bu o kadar sahtelik ayan bayan bir sahtelik ki; artık her tarafından dikişleri çözülüyor. Ciddi bir yalan siyasetiyle karşıyız. O da şu; Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi'ndekiler.

MANSUR YAVAŞ'A SERT TEPKİ

Sayın Yavaş'ın kendisinin ait olduğunu söylediği sosyoloji karşısında maalesef onun da yalan siyasetine başvurduğunu görüyoruz. 3 kere teröristbaşını çıkarmaya çalıştılar diyor. Komisyondaki kararla ilgili bakılsa orada teröristlerin ve terör örgütlerinin düzenlemeden istisna tutulduğu, onlara imtiyaz verilmeyeceği açık ve net bir şekilde gözüküyor. Açık bir şekilde Yavaş, Selahattin Demirtaş'ın sözlerini olumlu bulduğunu söylüyor. Demirtaş, 'Biz seçimleri kazanırsak PKK'nın silah bırakması için gayret edeceğiz' demiş. Bunu esas alıyor. Meclis'in kararlarını karartmaya çalışıyor. Demirtaş'ın beyanı eses alarak bu iradeye manipülasyon yaparak bir yaklaşım sergiliyor. Peki ne olmuştur esasında? Onların PKK'ya silah bıraktıracağından kasıtları, PKK'yı dağdan indirip şehirde meşrulaştıracak bir milis gücü haline getirme stratejisi. Yavaş bu siyasetlerin arka planını bilmediği için, konuştuğu konularda bilgisiz olduğu için bu tuzağa rahatlıkla düşebiliyor.

Üstelik bunu savunuyor, tutuyor AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na saldırıyor. Çünkü kendisini milliyetçi olarak ifade ediliyordu. 14 Mayıs'a kadar gelen süreçte Türkiye'nin bütün milli değerlerine hakaret edilirken onlar karşısında sessiz kaldılar. Bu net bir durum. Bu tabloyu iyi görmek lazım.