Danıştay davası ile birleştirildi. Ancak 52 gün sonra tekrar başlayan duruşmanın ilk günü olaylı geçti. Bazı sanıklar duruşma salonunu terk etti.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davada söz alan tutuklu sanık İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatı Mehmet Cengiz, “İP'nin saldırıya uğrayan hakim Mustafa Yücel Özbilgin ile aynı safta olduğunu” savunarak, “İP, olsa olsa müdahil olabilir. Müdahillik talebimizi önümüzdeki günlerde ifade edeceğiz. Birleştirilme kararı Türkiye ve Türkiye'nin milli güçlerine yapılan en büyük haksızlıktır” dedi.

Cengiz, mahkemenin bu 2 dosyayı ayırmaya yetkisi olduğunu belirterek, “Ergenekon” dosyasında bulunan Danıştay'a saldırı ve Cumhuriyet Gazetesini bombalanma iddialarının CMK'nın 10. maddesi uyarınca ayrılarak yeni bir esasa kaydedilmesini istedi.

Cengiz, yeni bir esasa kaydedilen dosyanın Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nden gönderilen Danıştay üyelerine saldırı davası dosyasının birleştirilip yargılamanın bu şekilde yürütülmesini talep etti.

Duruşmada söz alan Doğu Perinçek ise “Danıştay suikastının bu davaya katılmasının bir tertip olduğunu ve zulmün son halkası olarak gördüklerini” söyledi. Perinçek “Bu uygulama hukuku çiğnemenin ötesindedir, zulümdür. Atatürk devrimine karşı yürütülen psikolojik hareket sınır tanımamaktadır. Bu zulme boyun eğmiyoruz. Bu zulme katlanamayız. Mahkeme dosyayı derhal ayırmalıdır. Mahkeme buna teslim olursa ancak sandalyeleri yargılayabilir” diye konuştu.
Perinçek'in sözleri, salonda bulunanlar tarafından alkışlandı. İP'li sanıklar Doğu Perinçek, Nusret Senem, Hikmet Çiçek ve Hayati Özcan ile Muzaffer Tekin daha sonra duruşma salonunu terk etti.


Tutuksuz sanık eski İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş, soruşturma ve yargılama safhasının takip edilemez hale geldiğini, dava dosyalarının 1000 klasörü geçtiğini ifade ederek, 2 dava arasında hukuki ve somut bir ilişki bulunmadığını savundu.

Bu davaların birleştirilmesinin Danıştay üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine saldırılara ilişkin davanın sanıklarının lehine olacağını savunan Çetinbaş, “Bu davayı tamamlamaya ne sizin ne de bizim ömrümüzün yetmeyeceği biraz hukuktan anlayan herkes tarafından bilinmektedir. Bu davaları ayırın. Buna yetkiniz var. Sorumluluk alın” diye konuştu.

Tutuklu sanık İsmail Yıldız'ın avukatı Dursun Yaslıkaya da “Ergenekon” davasının Cumhuriyet Savcıları tarafından yaratıldığını ileri sürerek, “Ergenekon”da 1, 2 ve 3. davalarının birleştirilmesi ve bütün sanıkların 3 iddianame üzerinden yeniden savunmalarını yapmaları gerektiğini söyledi.

Tutuklu sanık Sevgi Erenerol'un avukatı Vural Ergül de heyetin incelemesi gereken evrakın yaklaşık 500 bin sayfayı bulduğunu, yargılamanın fiilen imkansız hale geldiğini belirterek, 2 davanın ayrılmasının daha uygun olacağını kaydetti.

Sanık İsmail Yıldız da son dönemde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun açıklamalarını yakından takip ettiğini belirterek, “Bu süreçte hükümetin heyetinizi ve savcıları desteklediğini gördük. Sizler, hükümetin bizleri cezalandırmak için görevlendirdiği memurlar gibi oldunuz. Ben bir sanığım. Adalet bekliyorum ve bu süreçte hükümetin gölgesinin olmasını istemiyorum” diye konuştu.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel ise bu aşamada 2 davanın ayrılması kararına yapılan itirazların reddedilmesini istedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.