İKINCI Ergenekon Davası'nın 32'inci oturumunda ifade veren Esenyurt Belediyesi eski Başkanı Gürbüz Çapan, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk'a bağlı örgüt üyesi olmakla suçlandığını söyledi. İlhan Selçuk'u sevdiğini belirten tutuklu sanık Gürbüz Çapan, "İlhan Ağabey Cumhuriyet'in ilk filozoflarından, aydınlarından biridir. Bütün aydınlarla ilişki kurmaya çalıştım. Cumhuriyet Gazetesi'nin fikirlerine çok fazla katılmam, ama Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyet yaşamalıdır. Dolaysıyla kardeşlerime 'gidin ortak olun' dedim. İlhan ağabey bana kefil oluyor. Savcılar o kefaleti üyeliğe çevirmişler. Niye Turgay üye değil de ben. Karamehmet, Koç da para vermiş. Niye onlar üye değilde ben üyeyim. Mahallenin Kürdü biz miyiz" dedi.

KONTGERİLLA HARBİ YAPAN ÖZEL DAİRELER OLUŞTURULDU

Hayatının en trajı komik davasında yargılandığını belirten Gürbüz Çapan, "Üzerimize bir deli gömleği giydirdiler. Ruhen anlaşamayacağım milliyetçi, ulusalcı grupla birlikte yargılanıyorum. Kimsenin kimliği benim için önemli olmadı, öyle değilim. Bizde devlet 1950'den sonra gençlerini dövmüştür. Hapse atmış, hatta asmıştır. Bunun sebebini soğuk savaş olarak gördüm. Gerilleya karşı kontgerilla harbi yapan özel daireler oluşturuldu. Bir sürü sıkıntı yaşandı. Bu sıkıntılardan bize de büyük pay düştü" diye konuştu.

Türkiye'de darbeleri ABD'nin yaptırdığını savunan Gürbüz Çapan, "Bizim hiç bir darbede payımız yok. 1970 darbesinde okuma yazma bilen herkesi aldılar. Coğrafya kitabını bile 7 bölgeye ayrıldığı için, 'vatan bölünüyor' diye aldılar" dedi.

1955'de Kars Çıldır'da doğduğunu tıp fakültesini bitirdikten sonra Giresun'da doktorluk yaptığını anlatan Gürbüz Çapan daha sonra İstanbul Esenyurt'a tayin edildiğini söyledi. Esenyurt'ta doktorluk yaparken tesadüfen belediye başkanı seçildiğini belirten Gürbüz Çapan yaptığı çalışmaları da anlattı. Belediye Başakanlığı yaptığı dönemde Nurettin Sözen'in de İstanbul Büyükşehir Başkanı olduğunu hatırlatan Gürbüz Çapan, "O dönemde İstanbul belediyeciliği Türk solunun mezarı haline geldi. İlk defa sol partide mezhep tartışması, ırk tartışması, din tartışması, yolsuzluk had safhaya çıktı. Hiçbir başarılı çalışma yapamadık" diye konuştu.

BÜTÜN DERTLERİ BENİ SİYASETİN DIŞINA ATMAKTI

1999'da yeniden belediye başkalığına seçildiğini belirten Gürbüz Çapan, CHP'nin baraja takıldığını yüzde 10'un altında oy aldığını söyledi. Kendisinin yüzde 35 oy ile belediye başkanı seçildiğini ifade eden Gürbüz Çapan, "CHP Türkiye'yi kuran parti, demokrasiye örnek olması gerek diyorduk. Başımıza gelmeyen kalmadı. Baykal 2000'de jandarmanın aktif yardımı ile seçimi aldı ve jandarma bana hamle yaptı. Nisan 2000'de çete kurmak, arsa yağmalamak, PKK'ya yardım etmek ne kadar suç varsa hepsinden 1 yıl hapis yattım. Hakkımda 50 tane dava açtılar hepsinden beraat ettim. Bütün dertleri beni siyasetin dışına atmaktı. Hatta bu son seçimlerde içeri atmasalardı aday aday olacaktım" dedi.

LÜZUMSUZ YERE HAPSE ATILDIM

Hakkında açılan çete davasında 1 trilyon dolar çalmakla suçlandığını belirten Gürbüz Çapan şunları söyledi:

"Belediyenin parası yoktu. Esenkent'te yaşayan insanlar hakikaten yoksul insanlardı. En zengin insanlarınız Ataköy'de kapıcılık yapan ya da temizliğe gidenlerdi. Gayri meşru hayatın olmadığı tek yer Esenkenttir. Herkes kapı komşusunu bilir. Türkiye'de ilk zemin etüdü yapılan yer Esenkenttir. Çok sıkıntı çektim. Durmadan çalıştım. Dik durdum. Dik durmaya çalıştım. Türkiye'de dik durmaya çalışmak zor bir şey. Üzüldüm. Lüzumsuz yere hapse konuldum."

Operasyonu İstanbul Jandarması yapmadı. Ankara Jandarması yaptı. Sanki ben İstanbul jandarmasını ayarlamışım. Türkiye'de mafyanın kim olduğunu bilmiyor musunuz? Biz bilmiyor muyuz? Bir mafya kanunu çıktı o kanunla mafya hariç herkes yargılandı. 'Hiç bir iyilik cezasız kalmazmış' başıma gelmedik şey kalmadı. Kim doldurmuşsa askerleri, özellikle Jandarma komutanlarını, bana karşı çok acımzası davrandılar. Özellikle Aytaç Yalman'la başladı."

Partiyi PKK'lılarla doldurmakla suçlandım. Yok öyle bir şey . Kürdün en yuvarlağı CHP'de. Biz kürdün kılçıksızını seviyoruz. Bu dava başladığında açılımdan söz ediyorlardı. 'Hükümet, Cumhurbaşkanı, askeriye herkes aynı fikirde. İnşallah bu sorun çözülecek' diyorduk. Ama dağdakilerden vazgeçip, bağdakilerin peşine düştüler. 25 yıldır çözemiyoruz. Bizim Kürdümüzü sevmiyoruz. Irak'ın Kürdünü seviyoruz. Barzani dediğin Kürdün en ilkel kabilesi. Burada kendi kürdümüzü muhatap alıp bu işin çözülmesinden yanayım.

BAYKAL'IN KOKUSU, HALKIMIZIN KOKUSUNA BENZEMİYOR

Cumhuriyet rejimi bazılarına göre yolda bulunmuş bir şeydir. Ama bize göre Mustafa Kemal ve arkadaşlarının canları pahasına emanet ettiği bir fazilettir. Beğenilmeyen Cumhuriyet, İETT garajından bir arkadaşımızı alıp, belediye başkanı daha sonra başbakan yapmıştır. Kayserili esnafın oğlunu Cumhurbaşkanı yapmıştır. Cumhuriyetin demokrasi yağaı eksik ama hürriyet ayağı tamdır. Cumhuriyetin demokrasi yağını tamamlamak için solcu oldum. Cumhuriyeti korumamız gerekiyor. Cumhuriyet herkesi eşit tutuyor. İki şeyle barışamadı. Kürdüyle ve diniyle barışamadı. Türklerin Kürtlerle bir sorunu yok ama Kürt kendini sorunlu sayıyor. Biz anlamaya çalışmıyoruz. 'Bizim için sorun değil' diyoruz ama adam kendine sorun yapmış. Önemli olan adam olmaktır. Türkiye'de insanlar birbilerini koklayarak anlaşıyor. Tayip Erdoğan'ın en büyük şansı, kokusu halkımızın kokusuna benziyor. Deniz Baykalı'ın kokusu halkımızın kokusuna benzemiyor. Bizim halkımız bir kere tiksindimi bir daha orada durmuyor. Tayyip Erdoğan'ın ilk zamanlar kokusu iyiydi. Şimdi yanına bir grup almış. Nereye gittiği belli değil. Tayyip Erdoğan çok sevgili arkadaşımdır. İstanbul'da çok başarılı işler yaptı. Ama şimdi seçim olsa durumunu iyi görmüyorum."

YAMPİRİ YAMPİRİ YÜRÜYORUM YA ...

Kendisine suikast yapılacağı yönünde ihbar geldiğini anlatan Gürbüz Çapan, bu ihbarı basın mensupları ile paylaştığını söyledi. Silah ruhsatı almak için valiliğe başvurduğunu sözlerine ekeleyen Gürbüz Çapan, "Ancak silah ruhsatı alamadım. Bunun bir tezgah olduğunu şimdi anlıyorum. Elime silah almamı sağlamaya çalışıyorlardı. İyi yurttaş olmaya çalıştım ama görüntüm başka bir şey oldu. Benim dışarıya yansımamı mafya, gaspcı, kabadayı olarak anlattılar. Yampiri yampiri yürüyorum ya... Herkes benim silah taşıdığımı sanıyor. Silah kullanırım ama silah taşımıyorum. Karslıyım, köyde büyüdüm. Ailem kandavalıydı. Ama 1979 yılbaşısından beri elime silah almadım.Türkiye sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Belki soğuk savaşın artıkları islah edilecek. Bunların çoğunun(davanın sanıklarını kast ediyor) hastaneye yatması gerekiyor. Hapishaneye değil. Dün Kenan Temur'u(tutuklu sanık-Zekeriya Öz'ün çocuklarının koruması) hastaneye götürmüşler. Adam hasta, deli. Tedavi edilmesi gerekiyor."

Gürbüz Çapan savunmasının hukuki bölümünü ise mahkemeye yazılı olarak verdi. Savunmasının ardından gözaltındayken emniyette alınan ifadesi okunan Gürbüz Çapan, "Cumhuriyet Gazetesi bizim için bir prestij merkezidir. Nasıl ki bir mumin, bir cami yaptırınca sevap kazandığına inanırsa, bizde Cumhuriyet'e öyle bakıyoruz. İlhan Selçuk bizim ağabeyimizdir, önderimizdir. Nasıl ki onların imamı varsa, İlhan Selçuk da bizim için öyledir. Orası Mustafa Kemal ve arkadaşlarını evidir" dedi. / DHA