Günaydın'dan Ömer Karahan'a konuşan Ahmet Kural, "O fotoğraflarda göründüğünüz kadar aşık mıydınız?" sorusu üzerine "Aşıktım tabii ki... Zaman geçtikçe birlikte yaşamayı, yaşlanmayı istiyorsunuz ve aile kurma hayalleri kuruyorsunuz. Benim aşkım da o anlamda çok büyüktü. Aşk yetmedi bize. Birlikte olmak, kendimiz olmak yetemedi. Hayat görüşüm, arkadaşlarım, inandığım şeylerin bir anda kıymetsiz, anlamsız görüldüğünün farkına vardım. Aslında çok sevseniz de kültürel anlamda bir yol ayrımı başlar ya; o anda sizden 'ben' olmaktan vazgeçmeniz, başka biri olmanız beklenir. İşte yaşanan tam anlamıyla buydu. Ben de bunları hissetmeye başlayınca her iki taraf da üzülmeden ilişkiyi bitirmek istedim" dedi.

Ahmet Kural, "Ama Gençoğlu ile bir kere daha birlikte olmayı denediniz" sorusu üzerine şöyle devam etti: Evet, neyse ki bu süreçte yeniden birlikte olmak isteyenin kim olduğu anlaşıldı en azından. Şöyle düşünün; tokat atan, dayak atan ve öfkesini kontrol edemeyen bir adam profili sunulmaya çalışılıyor bugün. Yeniden birlikte olma sürecinde araya insanların girdiği, ısrarcı bir şekilde mesajlar atılan, şarkılar yazılan adam bugün yerden yere vuruluyor. Bu fazlasıyla tutarsız değil mi? İnsanların bilmediği birçok ayrılığımız oldu bizim. Belki de bu son şansımızdı. Ben aşıktım ama bir tek soru işareti vardı aklımda. Yeniden ilişkiye başlamadan önce de açık açık "Benden sonra olan beni ilgilendirmez ama varsa böyle bir ilişkin, başlamayalım" diye sordum. "Hayır" cevabını alınca, çok mutlu oldum. Çünkü bana göre yeniden başlayacak aşk, yalansız ve riyasız olmalıydı. Ben de ciddi düşünüyordum. Ailemle tanıştırdığım, evlenmek için plan yaptığım bir insana güvendim. İki zaman aralığında söylediklerine ve yaptıklarına bakıyorum. Vicdanım rahat bir şekilde şunu söyleyebilirim; benim tedaviye ihtiyacımın olmadığı kesin. Ve evet, onunki gerçekten aşk değilmiş.

CANIMI ACITMAK İSTEMİŞ

'Gençoğlu "Olaydan beş dakika önce evlilik ve çocuktan konuşuyorduk. Nasıl oldu da bir anda bu duruma gelindi anlamadım" dedi. Olay sonrası Okan Can Yantır'ın adı geçmişti...' sorusu üzerine Ahmet Kural şu yanıtı verdi: Bu cümle benim ifademde var. Detaylıca ve bütün gerçekliği ile anlattım olanları. Dikkat ederseniz, karşı taraf her şeyi söylüyor, her şeyi iddia ediyor ama bu tartışmanın neden çıktığını bir türlü söylemiyor. Sanki ben bir anda hiddetlenmişim, beş dakika önce güzel güzel konuşurken öfkemi kaybetmişim gibi sunuluyor. O mutfakta laf lafı açtı ve konu, ayrıldığımız döneme geldi. Evet güzel güzel konuşuyorduk. Ben aile kurmak istediğimi, hatta biraz önce de anne-babamın yanından geldiğimizi söyledim. Birkaç kere sorduğumda farklı cevaplar verdiği için yine sordum, "Ayrıldıktan sonra bu kişiyle bir ilişkin oldu mu?" diye. Bana "Evet, canını acıtmak için oldu" dedi. O öfke diye anlatılan şey aslında hayatım boyunca uğradığım en büyük hayal kırıklıklarından ve acılardan biriydi. Esas konu; bana deliler gibi aşık olduğunu söyleyen bir insanın, ayrılır ayrılmaz başka bir ilişkiye başlaması ve yeniden bir araya gelmeye başladığımızda bunu bilerek saklamasıydı. İnandığım aşkın karşılığının olmadığını anladım. Sonrasında ondan evden gitmesini istedim. Karşılıklı bir münakaşa yaşadık. Gerçekten birçok çiftin yaşadığı türden sert bir tartışma...

Şunu çok büyük açık yüreklilikle ve net olarak söylüyorum ki, ben kimseyi darp etmedim. Hep aynı şeyi söyledim; karşılıklı bir münakaşa oldu. Bunu bile öyle bir hale getirdiler ki; 'Evet, darbı kabul etti, açık açık söyledi, hatta özür bile diledi' diye.

İnsafsızca ve dinlenmeden, bir tarafın anlattıkları üzerinden oluşan zor bir dönemden geçtim. İnsan hakkının da geçerli olduğu bir sistem olmalı. Büyük bir travmaydı benim için. Bir insan için en zor şey; haklıyken kendini çaresizce anlatamamak. Ben bunun en büyüğünü yaşadım. Hatta öyle bir noktaya geldi ki, "Bu süreçte profesyonel destek alacağım" dediğimde, 'Öfkesi için tedavi olacak' denildi. Bir insanın her gün yaşayabileceği bir olay mı yaşadım ben? Ve böylesine ağır bir olayı televizyondan öğreniyorsunuz. Yaşamayan asla bilmez. Hem susmayı tercih edip, hem de bu zor dönemi geride bırakabilmek için insanın böyle bir şeye ihtiyacı oluyormuş. Uzun yıllar psikiyatriste gidip destek olanlar var, o zaman onların hepsinden korkmak mı lazım?

TOKAT İDDİASI

"İlk ayrılığınıza bir tokat atma olayının sebep olduğu gündeme geldi. Doğru mu bu?"

Bugüne kadar o kadar çok iddia atıldı ki ortaya. Öyle olsa, ilk ayrılıkta bu ilişkiyi bitiren taraf ben olmazdım, ilişkiyi noktalayan karşı taraf olurdu. İlk ayrılıktan sonra bu tokat olayı konuşulurken, kendisinin filmimizle ilgili sosyal medya beğenileri konuşulmuştu hatırlarsınız. Hatta, bu tokat olayı ona sorulduğunda, kesinlikle böyle bir şeyin olmadığını söylemişti. Bugünlerde ise her şey bambaşka bir şekilde sunuluyor. Geçmişte yapmadığım şeyler, şimdi kişisel bir öfke ile ortaya atılıyor. Bazen 'Bu anlatılan ben miyim?' diyorum. Gerçekten birini şeytanlaştırarak kendinizi melek yapamazsınız. Tek tesellim; insanlar, bu abartılı saldırgan durumun farkına varıyor, 'Bu işte bir terslik var' diyor.

MURAT KÖTÜ GÜN DOSTU

- Herkes merak ediyor, Murat Cemcir'le aranız nasıl şu aralar?

Çok uzun bir yolculuğa çıktık Murat'la... O gerçekten iyi bir dost... Kötü gün dostu derler ya, o türden. Her şeyi konuşabildiğim, yol gösteren ve her şeyi paylaştığım, çok iyi bir dost. Allah herkese böyle bir dost versin. Murat'la işimizi seviyoruz. İnsanlara verdiğimiz mutluluk bizim en büyük motivasyon kaynağımız. Bu hayattaki varlık sebebimizin bu olduğuna inanıyoruz. 20 milyon insanın izlediği filmler yaptık. Biliyoruz ki bu sevgi karşılıklı ve samimiyetten besleniyor. Yeni işlerimiz olacak, fazlasıyla sabırsızlanıyoruz.