Eva Green

Filmin konusu sirkte geçiyor. Siz hiç sirke gittiniz mi?

- 2 kere gittim. İkisinde de üzgün hissettim. Hayvanları orada görmek beni mutlu etmedi. Çünkü onların yeri orası değil... Tutsaklar orada! Hayvanat bahçeleri de beni mutlu etmiyor. Hayvanlar ait oldukları yerde yaşamalı.

Özgür olmalı. Birkaç defa Afrika'ya gittim, hayvanları doğal ortamlarında görmek müthiş bir şey.

Afrika'da sizi en çok hayvan türü etkiledi?

- Kuşlar, nedense beni büyüleyen hayvanlar. Favorim de Sekreter kuşu. Oldukça büyük bir kuş, sanki ofise gidecek gibi halleri var... Gerçekten çok tatlılar...

Tim Burton'un vazgeçemediği oyunculardan birisiniz. Burton'un ilham perisi olduğunuzu söyleyenler bile var. Siz ilişkinizi nasıl tanımlarsınız?

- İlham perisi lafı kulağıma hem göz korkutucu geliyor hem de gururumu okşuyor. İlham perisi miyim acaba bilmiyorum ama üçüncü defa onun filminde yer almaktan ve onun karakterlerinden biri olmaktan onur duyuyorum.

MAĞARAMDA YAŞIYORUM!

Nasıl biri Tim Burton?

- Dünya iyisi, alçakgönüllü, kibar, hırslı, hassas, sıra dışı ve sahtelikten uzak biri...

Ki bu durum bizim sektörde nadir görülen bir şeydir.

Çünkü aslında hepimizin birer maskesi var. Şefkatli, oyuncusunun fikrine kulak veren ve sette oyuncularını rahat hissettiren bir yönetmen...

Anneniz de çok ünlü bir oyuncuydu. Çocukluğunuzdan itibaren sahne ışıklarının altında olmak hayatınızı nasıl etkiledi?

- Kendimi görünmez yapmak gibi bir yeteneğim var. Kendi mağaramda yaşıyorum... Bence magazin için oldukça sıkıcı bir oyuncuyum... Her hafta yeni bir erkekle görüntülenmiyorum. Moda trendlerini takip edip, popüler mekanlara gitmiyorum. Dolayısıyla şöhret hayatımı etkilemiyor...

TIM, DUBLORSÜZ OYNAMAMI İSTEDİ

“Dumbo”ya geri dönersek, filmde bir trapezciyi canlandırdınız. Role hazırlık süreci sizi zorladı mı?

- Aman Allahım, hem de nasıl zorladı... Oldukça ağır bir eğitim-hazırlık dönemiydi. Tim (Burton) dublörsüz oynamamı istedi. “Denerim ama garanti edemem” dedim. Sonunda yapmayı başarınca kendim bile şaşırdım. Beni çalıştıran eğitmenler çok sabırlı davrandılar ve adım adım öğrettiler... Onların tavrı kendime güvenmemi sağladı.

İşinizin en güzel yanlarından biri de, her yeni projede yeni bir şeyler öğrenmeniz değil mi?

- Evet, yaptığım filmlerden çok şey öğrendim.

Birkaç ay önce “Proxima” adlı başka bir filmin çekimlerini bitirdim. Bir Fransız filmi... Astronotlar hakkında...

Nerede çektiniz filmi?

- Film için Rusya'ya gittim ve gerçek astronotlardan eğitim aldım. Onlar hakkında bir sürü şey öğrendim...

İşleri için hayatlarını hiçe sayıyorlar. Eğer bu filmi yapmasaydım hakkında hiçbir bilgim olamayan bir konuydu...

O sahneleri çekerken çıplak olduğumu unutuyorum

Sinema kariyerinize 23 yaşında “The Dreamers” ile başladınız. O filmde fazla çıplak sahneniniz vardı. Çok utangaç bir yapınız olduğunuzu söylüyorsunuz, öyle sahneleri çekerken zorlanıyor musunuz?

- “The Dreamers”ı çekmek için anlaşınca anne-babam pek mutlu olmadı. Çıplaklığı onaylamadılar...

Ama senaryoyu okuyunca seks sahnelerinin gereksiz olduğunu düşünmedim, aksine olması gerektiğine inandım. O sahnelerin provasını yaptık. Bernardo Bertolucci muhteşem bir yönetmendi... Bizi hiçbir zaman zorlamadı ve oluruna bıraktı... Hazır hissettiğimiz zaman o sahneleri çektik... Evet utangacım ama sahneyi çekmeye başladığımız andan itibaren sanki beynim uyuşmuş gibi oluyor, çıplak olduğumu unutuyorum.

Michael Keaton : Tim'i anlamak normal insanlar için kolay değil!

“Dumbo” için Tim Burton ile yeniden bir araya geldiniz. Burton ile yeniden çalışmak nasıldı?

- Tim Burton ile çalışınca gerçek yaratıcılığın tam içine giriyorsun.

Özgün ve benzersiz biri. Oyuncu olarak da yaratıcılığı en uç seviyede yaşayan biriyle çalışırken hiç sıkılmıyorsun...

Filmi çekerken çok eğlendiğinizi söylediler zaten...

- Evet! Tim sürekli daha iyisini yapmam için beni tahrik ediyordu.

Sizce neden Tim Burton filmleri her zaman çok farklı oluyor?

- Tim oldukça görsel bir yönetmen, o yüzden olabilir mi? Tim ile eski bir hikayemiz de var...

Öyle mi, bizimle de paylaşır mısınız?

- İlk kez “Beterböcek” filmi için buluştuk. Söylediklerinden hiçbir şey anlamadım.Filmi anlamadım, anlatmak istediklerini kavrayamadım... “Harika bir insan ama ben bu filmde oynamam” dedim.Daha sonra tekrar bir araya geldik, ancak 3 ya da 4'üncü buluşmamızda filmle ilgili fikir oluşmaya başladı.“Ne yapmak istiyor bu adam anlamadım ama deneyeceğim” dedim.

Tim'in vizyonu eşsiz... O baktığı şeyleri bizim gördüğümüz gibi görmüyor, gördüklerini de bizim algıladığımız gibi algılamıyor. Görsel algısı herkesten farklı. Senin kavraman gerekiyor onun hızla çalışan beynini ve inan bu normal insanlar için kolay bir şey değil...

Siz de film yönettiniz, eğer bir daha yönetmen koltuğuna oturursanız, Tim Burton metotlarını örnek almayı düşünür müsünüz?

- Düşünmem. Kimse onun metotlarını örnek alamaz! Tim yüzde yüz orijinal, yüzde yüz kendine özgü...