Savaşçı ruhu alt metinde görüyoruz ama maalesef bir kılıç tutturmadılar bana

Nur Fettahoğlu son filmi “Deliler”deki karakteriyle ve geleceğiyle alakalı önemli bilgiler verdi: Savaşçı ruhlu bir kadın var. Zaten o kadar delinin arasında başka ne olabilirdi! Aslında ailesi Hristiyan olan bir kız ama ailesi 'Vlad' tarafından katlediliyor. Sonra Osmanlı topraklarına geliyor ve sonra demirci olan bir adam evlat olarak benimsiyor, o kültürde büyütüyor ama asla özünü unutmadan. Sonra 'Vlad' bu kızın ikinci kez ailesini katlediyor, bu sırada 'Deliler', 'Vlad'ın kellesini almak üzere yola çıkıyorlar, bu köyde benimle karşılaşıyorlar, beni oradan kurtararak başka bir yol serüvenine sokuyorlar. Sonra biz bir yerde kalıyoruz ve asıl karmaşa ondan sonra başlıyor. Savaşçı bir karakter olmuyor ama bir sonraki işlerde savaşçı ruhumuzu görebiliriz. Fakat ilk yazıldığında savaşçı bir karakterdi, sonra yolda çekerken birkaç değişikliğe uğradı. At binerken savaşçı ruhu alt metinde görüyoruz ama maalesef bir kılıç tutturmadılar bana, buradan 'Deliler'e şikâyette bulunuyorum. 'Deliler'e döndüğümüzde tarihimizi gerçekten yansıtıyorlar; gözü peklikleriyle, kıyafetleriyle adlarından çok söz ettiriyorlar ve aynı şekilde şu an bizim filmimizde de görsel şov var. Kostümler aynı şekilde konuşturacak, gerçekten 'Deliler'i izleyeceksiniz.

Gizli gizli oyuncu oldum

Nur Fettahoğlu oyunculuğa nasıl başladığını şu ifadelerle anlattı: Karadenizli bir aileyiz; babam mimar, amcam doktor, halam İngilizce öğretmeni... Ee böyle bir ailede büyüyünce ne olmanı bekliyorlar? Doktor, öğretmen, memur ama gel gör ki aile fertlerinden hiçbiri bu meslekleri seçmedi. Küçükken baleye gitmek istedim, tiyatroya girmek istedim ama hiçbirine izin vermediler, ben de gizli gizli oyuncu oldum.

Gelecekte belki ikinci bir iş yaparım ama asla oyunculuktan vazgeçmem

Fettahoğlu daha önce yaptığı mesleklerle ve gelecekte başka bir meslek yapıp yapmayacağıyla alakalı önemli açıklamalar yaptı: Borsa muhabirliği yaptım, ondan öncesinde de yedi yıl bankada çalıştım. Gelecekte belki ikinci bir iş yaparım ama asla oyunculuktan vazgeçmem. Çünkü benim çocukluk hayalimdi. Kardeşimle gizli gizli skeçler yapardık. Okulda bir kere tiyatro kolundaydım, 19 Mayıs, 23 Nisan gibi özel günlerde mutlaka sahneye çıkar bir şey okurdum, eski kutularının arkasındaki yazıları elime, duş başlığını mikrofon yapıp onu okurdum. Korodaydım falan, hep oradaydım ve hiçbir zaman oradan çıkmak istemedim.



Kendimi bu kadar yetersiz hissedeceğimi hiç düşünmemiştim

Annelik ile ilgili duygularını da paylaştı: Kendimi bu kadar yetersiz hissedeceğimi hiç düşünmemiştim. Bir can dünyaya getiriyorsunuz, o canın karakterini bozmadan ona bir şey vermeye çalışıyorsunuz, onu birey haline getirmeye çalışıyorsunuz ve karakteriyle geldiği için onu da bozmamaya çalışıyorsunuz. O kadar yetersiz hissediyorsun ki kendini... "Acaba şimdi yanlış mı yaptım?" diyorum. Bir yerde sesim yükseliyor ve sonra kendime "1 dakika Nur, o bunu hak etmiyor" diyorum. Yani o kadar çok çelişkisi, silsilesi var ki; sanırım hiçbir zaman yeterli hissetmeyeceğim kendimi...

Hiçbir yerimle oynamayı sevmem, çok doğal bir insanım

Emre Saygı'nın “En çok nereni değiştirmeyi seversin?” sorusuna Fettahoğlu; 'Hiçbir yerimle oynamayı sevmem, çok doğal bir insanım.' cevabını verdi.