1 Mayıs, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kutlanırken Sincan 1 Nolu F tipi cezaevinde kalan siyasi mahkumlar da 1 Mayıs’ı koğuşlarında slogan atarak ve marş söyleyerek kutladı. Cezaevi yönetimi bunun üzerine A, B ve C bloklarında kalan toplam 63 mahkum hakkında soruşturma açtı ve tutanak tuttu. Tutanak sonucu Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu, yaptığı toplantı sonucunda şaşırtıcı bir karara imza attı. 
 
Eski cezayla katmerlendi 
Kurul, 1 Mayıs’taki kutlamalarda slogan atan 63 mahkum hakkında ‘gereksiz yere slogan atmak ve marş söylemek’ suçundan ceza verdi. Kurul, 6 kişiye ‘1 ay ziyaretçi kabullünden yoksun bırakma’ cezası verirken, 57 mahkumu ise ‘1 ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma’ cezasına çarptırdı. 
 
Disiplin Kurulu kararında ‘haberleşme ve iletişim araçları yoksun bırakma cezası’ kapsamında mahkumların, telefon, telgraf, faks ve mektup kullanmayacağının altı çizildi. Kurul 6 mahkumun daha önce aldıkları 1 ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma cezalarının 1 yeni ceza nedeniyle ‘1 ay ziyaretçi kabullünden yoksun bırakma’ cezasına çevrildiğini belirtti. Kurul bu kararını, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanuna dayandırdı. 
 
Mahkumlar Disiplin Kurulu’nun kararına İnfaz Hakimliği nezdinde itiraz etti. Verilen dilekçede devletin 1 Mayıs’ı bayram olarak kabul ettiği hatırlatılarak, “Her şeyi suç gören ve göstermeye çalışan hapishane idaresi bu kararla da 1 Mayısı kutlamamızı suç olarak göstermeye çalışmıştır. 1 Mayıs dünyanın her yerinde ve ülkemizde marşlar ve sloganlarla kutlanır. Yani marş ve atılan slogan ‘gereksiz’ değildir. Kutlamanın olmazsa olmazlarındadır” denildi. 
 
Sanık avukatların Evrim Deniz Karatana da “Cezaevi yönetiminin verdiği ceza ifade ve düşünce özgürlüğüne aykırı olduğu gibi yasa metni de sorunlu... Marş söylemek ve slogan atmanın ‘gerekleri’ neye göre belirlenecek. Dünyanın her yerinde kutlanan 1 Mayıs’ta dahi slogan atmak ve marş söylemek neden gereksiz olsun. Verilen bu ceza adaletle ve hukukla değil ancak keyfiyetle açıklanabilir” diye konuştu.