YSK'nın Hatip Dicle kararı sonrası, BDP cephesi yapılan açıklamalar üzerinden iktidarı ikiye ayırmış, çözüme yaslanan tarafı Bülent Arınç üzerinden tarif edilmişti. 
O Bülent Arınç, dün gece 'Seçimin Ardından' programında Oğuz Haksever'in sorularını yanıtladı ve yine çözüme yönelik öneriler de bulundu. 
Çözüm açısından Hatip Dicle olayıyla tutuklu vekillerin durumunu birbirinden ayıran Arınç, yapılabilecek bazı yasal düzenlemelerin bugün için olmasa da gelecek açısından Dicle benzeri olayları ortadan kaldırabileceğini söyledi. Tutuklu vekillerle igili olarak da mahkemeleri adres göteren Arınç, bu konuda olası yasal düzenlemelerin sorunlara yol açabileceğini, CHP'nin ne istediğini açık şekilde ortaya koyması gerektiğini dile getirdi. 

Bugünkü tartışmaların kaynağı olan Anayasanın 83. maddesi, bu maddenin gönderme yaptığı 14. madde ve 76. madde hakkında konuşan ve ayrıntılı bilgiler veren Arınç'ın, çözüme yönelik genel ifadeleri şöyle oldu: 

"Tribünlere oynamaktan vazgeçilmeli. Burada AK Parti’nin sorumluluğu yoktur. 'Onlar istiyor yargı tutukluyor' demek istiyorsanız böye bir şey yok. 'iktidar grubusunuz, çoğunluk sizde, gelin değiştirin' deniyorsa, neyi ve niçin değiştireceğiz diye sormak isterim. Laf ebeleri değil hukukçuları konuşsun. Ben de daha önce hukuktan bahsettim ve yapılabilecekleri söyledim ama benden işaret istemesinler. Kim beni dinleyecek ki, hukuk karşısında böyle bir yetkim yok. 

3-4 maddelik ya da isterlerse 10 madde olsun ortaya konmalı. Adalet komisyonunda görüşülür, çıkacak şeye bakılır. 
Hatip Dicle konusunda YSK kararı kesin, Anayasa Mahkemesi'ne gitmek mümkün değil. Başvurdular ama neticenin olumsuz olacağını düşünüyorum. Bugün için bir çözüm görünmüyor. Yeni yapılacak düzenleme bundan sonrası için olur ve böylelikle Dicle bir dahaki seçimlere girer ve vekil olur... Bugünü değil ama geleceğimiz somut önerilerle şekillendirilebilir. Ama bu iş yumruk sıkmakla olmaz.

Diğer iki arkadaş hakkında haklarında mahkumiyet kararı yok. Mahkumiyet halinde ise konu 76. madde kapsamına girebilir. Tahliyelerini sağlamak için, ellerimizi açıp dua etmek ve 'hakimler tahliye kararı verin' demek mümkün. Karikatürize etmiyorum, yetki tamamen mahkemelerde. 

Mahkemeler katalog suçları bir kenarıya bırakıp, 'milletin itibar ettiği kişilere parlamento yolu açılmalıdır' diye düşünür umarım ve şahsi fikrim de bu yöndedir. Ama mahkemeler kararlarında ısrar ederse yapabileceğimiz bir şey yok. 

Ne yapılabilir dersek, tutuklulukları sınırlamak nelere mal olur bunu konuşmamız lazım. Hayati Yazıcı'nın açıklamaları üzerine CHP teklif veremedi... Ben bilmiyorum onlar biliyorlarsa 'bugün ve gelecek için uygunu budur' diyorlarsa çok açık söylüyorum rezerv koymadan görüşülür. 

Bugün ve gelecek için daha çağdaş bir şey yapacaksak tekliflerini ortaya koysunlar."