Çocukluğum ve gençliğim Söke’de geçti. İlkokulda öğrenciyken abim beni o zamanki deyimiyle “Adaya”denizegötürdü. Daha çocuk yaşta olduğumuz için yüzme bilmiyoruz. Denize girdikleri yer Güvercinada’yı karaya bağlayan kısmıymış. Elbette limana bakan tarafı oldukça derindi. Ben yüzme bilmediğimi söyleyince arkadaşı ile birlikte benim kollarımdan ve bacaklarımdan tutup denize attılar. Deniz derin olduğu için o anda yüzmesini öğrendik. Gel zaman git zaman biz de gençlik yıllarımızda denize girmek için Söke’den kalkıp Güvercinada’ya gelmeye başladık. Bizde aynı yerde denize giriyorduk ama benim en çok zevk aldığım yer adanın en batı ucundaki kayalıklardı. Seksenli yılların başında surların o bölümünde önemli yıkıntılar olduğu için kayalıklara kolayca inip denize girebiliyorduk.

31 Mart seçimleri öncesinde Kuşadası’nda yaptığımız bir seçim çalışması sonrasında Güvercinada’ya gittim. Yıllar sonra tekrar buraya gelmek beni oldukça duygulandırmıştı. Kale kapısının merdivenlerinden yukarı tırmanırken gözümün önünde anılarım canlandı. Son yapılan restorasyon surların yıkık bölümlerinin yapılmasını sağlamış olduğu için adanın en batısındaki kayalıklara inemedim. Ada üzerindekısa bir yürüyüşle limanı net gören bir yerde surların üzerine çıkıp etrafa baktım. Eskiden buradan denize girip limana kadar yüzdüğümüzü hatırladım, ne güzel günlerdi. Surların dibindeki bir banka oturup denizden gelen hafif rüzgarın serinliğini iyot kokusu eşliğinde hissettim. Burada dinlenirken Güvercinadahakkında bir yazı yazmaya karar verdim. Yaptığım araştırmalarda ada ile ilgili bilgilerin az olduğunu fark ettim.

Her kentin kendine özgü bir simgesi vardır. Kuşadası’nın simgesi ise Küçükada, yani Güvercinada’dır. Körfezin güneyinde Yer alan Yılancı Burnu’nun hemen kuzeyinde yer alan kıyıya yakın bir ada özelliği taşımakta idi. Konumu itibarıyla Güvercinada Kalesi Kuşadası Körfezinin ağzında limanı koruyan bir konumda yapılmıştır. Küçükada’nın ilk yapılışı 13. YY’a tarihlenmektedir. Her nekadar Bizans dönemi ortaçağ yapısı olsa da Geç Osmanlı yapısı özeliği de taşımaktadır. Küçükada, Bizanslılar için kıyıları koruyan bir ileri karakol görevi görmekte idi.Venedikliler ve Osmanlılar tarafından şehir için önemli bir askeri üs görevini yapan Küçükada, 1834 yılında büyük bir yenilenme görmüş ve ünlü kalesi yapılmıştır. Kente verilen "Kuşadası" ismi bu kaleden gelmektedir.

Bu ada Kuşadasırıhtımı yapılırken, 1950’lerin sonunda bir mendirekle karaya bağlanmış olan ada Kuşadası ile birleştirilmiştir. Geçmişte başta güvercinler olmak üzere adada çok sayıda kuş bulunması, Güvercinada ismini almasında etkili olmuştur. Güvercinada üzerinde, Barbaros Hayrettin Paşa tarafından yaptırılan bir iç kale ve İlyas Ağa tarafından yaptırılan surlar yer almaktadır. Bu surlar Mora İsyanı sırasında adalardan ve denizden gelebilecek saldırıları önleyebilmek için yaptırılmıştır.Kaleyi çevreleyen surlar 2,5 – 3 m. Yüksekliğinde olup adayı çepeçevre kuşatmaktadır.

guvercinada.jpg

Kalenin yapımında kullanılan taşlar Yılancı Burnu’ndan getirilmiştir.Kalenin Kıyıya bakan yönünde biri silindirik, diğeri de altıgen iki kule arasında yuvarlak kemerli bir kapısı vardır. Kapıdan kaleye giriş taş basamaklı merdivenlerle sağlanmaktadır. Bu kapının üzerinde olması gereken kitabe yerinden alınmış, restorasyonlar sırasında kuzeydeki kule duvarı üzerinde altıgen burcun yanına konulmuştur. Surların inşa kitabesi 4 satır ve 20 mısradır. Kalenin orta yerinde bulunan kare biçimindeki büyük kuleaynı zamanda depo olarak kullanılmıştır. Güneydeki sivri kemerli bir kapıdan içerisine girilen kulenin ikinci katında top ve tüfek mazgalları açılmıştır.

Kalenin duvarları ile güney kapısı iyi bir durumda günümüze kadar gelebilmiş olup, içerisindeki evler de bir süre iskân edilmiştir. Adanın batı ucunda bir Deniz Feneri yer almaktadır. Fener hala faal olarak çalışmaktadır.  İçerisinde elektrik ve suyu da olan bu adanın (Güvercinada) bahçesi çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Osmanlı döneminde ada korsanlara karşı bir karakol vazifesi de yapmış olduğu için, bazı kaynaklarda Korsan Kalesi olarak da anılmaktadır. Adanın en yüksek noktasında bulunan kule, muhafızların çevreyi gözetlenmesi için kullanılmış olup, ayrıca adada bir de su sarnıcı mevcuttur. Aydın’ın en önemli tarihi mekânlarından biri olan Güvercinada Kalesi, harika manzarasıyla görenlere tarihin yanı sıra görsel bir şov sunar.Adanın her tarafından birbirinden güzel deniz ve doğa manzaralarını izlemek mümkündür. Güvercinada, gece ışıklandırması ile Kuşadası’nın siluetine ayrı bir güzellik katmaktadır, böylece izleyenlere geceleri bilebüyüleyici bir manzara sunmaktadır.

Güvercinada, Kuşadası tanıtımlarında kullanılması ve marka oluşturulmasında kullanılması gereken bir değerdir. Bu değerin korunması ve gelecek kuşakları aktarılması gerekmektedir. Kuşadası’na gelip te Güvercinada fotoğrafı çekmeyen sanırım yoktur.

“Bize kıymet kazandıran şeyler yaptığımız işlerdir.” (G. Bancrolt)